Bu haftaki konumuzda kadınların İslâmi ölçü çerçevesinde süslenmesini ele alacağım.
Müslüman Bir kadın Dışarıya çıkacağı zaman üstüne-başına, kılık-kıyafetine uygun olup olmadığına, Ayakkabısının tozlu-çamurlu olup olmadığına nasıl dikkat ediyorsa İslâmın emrettiği şekilde iç görünümü (güzel huy ve karakterinin) yanında elbette dış görüntüsüne de önem vermelidirler.peygamber (sav) efendimize zaten daha ilk inen sûrelerden olan Müddessir sûresinde Rabbimiz "elbiseni temiz tut" (el-Müddessir 74/4) buyurmuyormu?
Yüce dinimiz İslam başkalarına süslenmemek şartıyla kadının süslenmesinin günah değil sevaplı bir davranış olduğunu kabul etmektedir
Çünkü kadının görevlerinden biri de kocası için süslenmektir.Kadının tabiî güzelliklerini koruması, pasaklı olmaması süslenmede ilk ve tabiî olan görevidir.Evinde eski, yağlı, kirli ve pis kokulu iş elbiselerini giyerek efendisinin yani (kocasının) karşısına çıkmamalıdır. Çünkü böyle hallerde kocanın tiksinerek aralarındaki muhabbet ve sevgisinin zail olmasına sebep olur."Kadının süslenmesini eğer kocası istiyorsa meşru çerçeve içerisinde bu, helâl olması bir yana, aynı zamanda bir görev ve zorunluluktur.Temiz ve süslü kadın kocasının gönlünde taht kurar. Kocası nasıl beğeniyorsa evde öyle giyinmelidir. Onun hoşlanmadığı şeylerden yani hizmetli kılığında evde dolaşmaktan şiddetle kaçınmalıdır.Birde traş olurken erkeğe benzememeye dikkat edilmesi gerekir.Allah Rasûlü (s.a.v) Erkeğin kadına kadınında erkeğe benzemesini yasaklamıştır.
Eğerki kadınının süslenmedeki bir kusuru kocasının dikkatini çeker ve bunun neticesi olarak başka bir kadına gözü takılırsa, kusurun büyüğü kadına aittir. Kocanın, karısının süslenmesini istemesi en doğal hakkıdır,cinsel arzu ve dikkatlerini onda toplaması ve harama bakmak istememesi anlamına geldiğinden, bu iyi bir davranıştır; kadının da bunu fırsat bilmesi ve kocasının gözüne girmesi gerekir. Onun bunu, iyi duygularla yapması kendisine ibadet sevabı kazandıracaktır.
Bu kadının kocasını haramdan korumanın birinci şartıdır. Kadın için süslenme eğer meşru ise, bunu hem meşru araçlarla,meşru biçimde yapacak, hem de meşru biçimde kullanacaktır. Burda süslenmeyi kocası için yapacaksa ve bunun için bakım yapması,yaptırması, gerekiyorsa bunun sadece kocası için olmak üzere kına kullanması yüzüne allık pudra sürmesi, sürme çekmesi ve güzel kokular sürünmesi başlıca ziynetlerindendir. Bunları kullanmasında bir mahzur olmayıp bilakis sevap vardır.Bunun yanında kullanacağı kozmetik ilaçlarda haram madde katkısı yoksa, bu mübah hatta kocasının gönlünü yaptığı için sevaptır. Ama makyaj ve süslenmeyi başkaları adına yaparsa, bu yanlış bir hareket olacağından dinimizde caiz olmadığı için haramdır.Bu konu ile alakalı Allah kadınlara hitaben şöyle buyurmaktadır :" Ey peygamber hanımları!siz diyer kadınlardan her hangi biri gi değilsiniz, Allah'a gönülden saygı duyulmalı,O'na karşı karşı gelmekten sakınmalı ve daimâ konumunuzun gerektirdiği şekilde davranmalısınız.Bu sebeble,bir erkekle yumuşak nâmahrem ve cilveli bir edayla konuşmayın ki,kalbinde hastalık bulunan kimse size karşı herhangi bir şeytânî ümide kapılmayın.Size yaraşır şekilde ciddi ve ölçülü konuşun.
Diyer bir ayette de; "Dışarıya çıkmanızı gerektiren zeruri bir sebeb olmadıkca evlerinizde ağırbaşlılıkla oturun,mecburi bir iş için çıkmanızda gerektiğinde ise eski cahiliye devri kadınlarının yaptığı gibi, dişlerinizi vecazibelerinizi dışarı vurarak çıkmayın.Nanazı dist doğru kılın,zekatı verin, Allah ve Rasûlüne itaat edin.Ey peygamberin şerefli hâne halkı! Allah bu emirleriyle sizden her türlü kiri gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor. (Ahzâb, 33/32.) buyurur. Bu âyetler peygamber eşlerine seslenerek bir yönüyle, kadının tabiî olarak süslenmiş olduğunu anlatır. Çünkü varolan bir şeyin gösterilmemesi istenir. Ama bir yönden de insan için Mevlâsının emirlerine uyarak arzularına sınır getirmesi ona her türlü zevkten daha aziz gelmelidir. Peygamberimiz de "Erkeklerin göreceği şekilde süslenerek ve koku sürünerek çıkan kadının,evine dönünceye kadar Allah'ın gazabı altında olduğunu haber verin" buyurmuşlardır" ( Bu konu hakkındaki hadisler icin bakınız ( Hindî age XVI/381 vd.)
Burada müslüman hanımlara çok ciddi bir uyarı var.kadınlar koku sürünenez diye bir şart yoktur ancak,her yönüyle islami giyimin yanında sürüldüğü kokuyla insanları celbedip yoldan çıkarıyorsa bu doğru bir şey değildir.
Kadınların bıyıklarını alması caiz midir?
Kadınların bıyıklarını ve bacak tüylerini alması günah mıdır?
Hormon bozukluğu veya hastalık dolayısıyla yüzde sonradan çıkan kılların alınması caizdir
İslâm âlimleri kadının yüzünde anormal olarak (çeşitli hormon bozukluklarından ötürü) biten kılları kadının koparabileceğini söylemiştir. Çünkü bu fıtratı değiştirmek değil, çeşitli hastalıklardan ötürü bozulan kadınlık fıtratını düzeltmek anlamını taşır. Kadın böylece kocasını süslenme arzusunu da karşılamış olur. İbn Âbidîn, bu maksatla yapılırsa müstehaptır der. Ayaklardaki, anormal kılları yolmak için de aynı şey söylenir. (İbn Âbidin VI/373)
Hormon bozukluğu veya hastalık dolayısıyla yüzde sonradan çıkan kılların alınması caizdir. Bunun haricinde başkalarına güzel görünmek maksadıyla kaşın alınması veya inceltilmesi haramdır. Çünkü kaş yaratılışta olduğundan vücutta aza hükmündedir. Sonradan biten kıllar ise yaratılışta olmadığından bunları almak caizdir. (Fetvalarla Çağdaş Hayat / Faruk Beşer)
Kadınların bacak kılları veya bıyık tüyleri gibi doğal olmayan, vücudun azası sayılmayan türden temizliği yapmaları caizdir. Özellikle bu tür temizliğe evli bayanların daha özen göstermesi gerekir. Çünkü kadın kocasına çekici olmalıdır.
Böyle bir temizliği yapabilmek için kadının evli olması şart değildir. Bekâr bir kadın da kendi güzelliği için bu temizliği yapabilir. Çünkü ziynetlenmek ve güzelleşmek kadının hakkıdır.
Burası çok önemli bütün kadınlarımız güzeldir.
güzel görünmeleri en doğal haklarıdır ancak bunun meşru yollar çerçevesi içinde olmasını dinimiz İslam emretmektedir.
İşte müslüman bir kadının giyim kuşamda süslenmesinde mutlaka uyacağı kurallar olduğu gibi diyer bir yönü daha vardır,huy ve karakter güzelliğidir. İç dünyasındaki kirlerden temizlemelidir.Ama ne yazık ki günümüzde bu yönü görmezlikden gelindiği için kalbini manevi yönden süsleme, düzeltme ihtiyacını hissetmiyorlar.Maneviyatsız bom boş bir hayat yaşıyorlar. Oysa orayı(kalbi) Rabbimiz görüyor. Biz iç dünyamızı güzelleştirsek Allah bizim dış dünyamızı da bir şekilde düzeltir, güzelleştirir. İç güzelliğinin dışa yansıması diye bir şey var sonuçta. Hem, âyette buyrulduğu gibi müminlerin sîmalarında secde sebebiyle bir güzellik, nur oluşacağını,secde izinin olacağını Rabbimiz haber vermiyor mu? (el-Fetih 48/29)
Konumuzla alakalı İslâm âlimleri şu üç şeyi bizlere tavsiye etmişlerdir:
"1. Kim içini düzeltirse Allah da onun dışını düzeltir.
2. Kim Allah'la arasını düzeltirse Allah da onun insanlarla arasını düzeltir.
3. Kim âhireti dert edinirse, Allah onun dünya dertlerine yeterli olur."