“Faiz sebep enflasyon sonuçtur” savını ispat etmek için hükümet politikalarına göre değil, piyasa koşullarına göre hareket etmesi ve bağımsız olması gereken Merkez Bankasına “Nas”[1] var diye “faizi indir” talimatı verildi.
“Faizi indirmek doğru olmaz, döviz kurları ve enflasyon yükselir” diye direnen liyakatli bürokratlar, laf dinlemedi diye görevden alındı.
“Aman yapmayın, MB ye müdahale etmeyin, ekonomiyi mahvedersiniz” diye karşı çıkıp eleştiren siyasetçi, bilim insanı ve ekonomistlere rağmen MB faizi yüzde 19’dan 14’e indirildi.
Nas’a uysa da ekonomi bilimine uymayan bu hamle ile çok büyük bir ekonomik ve siyasi hata yapıldı.
MB’nin faizi sıfıra inecek diye paniğe kapılanlar, evi arabayı arsayı satıp altın ve dövize hücum etti. Kurlar ve dövize endeksli ürünlerin fiyatları hızla ve katlanarak yükseldi.
Bankalar paranın dövize dönen yüzünü kendilerine çevirmek için mevduat faizini yıllık yüzde 11’den 17’e, kredi faizini ise yıllık yüzde 17’den 29’a çıkarıp verdikleri kredilerden elde ettikleri gelir ile dünya kazanç rekoru kırdılar.
Faizi düşürmek yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme getirecek diye beklerken, sadece işsiz ve yoksul sayısı ile dış ticaret açığı büyüdü.
Ekonomistlerin dediği oldu. Ekonominin kontrolü kaybedildi. Önce Nas’dan vazgeçildi sonra MB faizini yüzde 14’den aşağıya indirmekten…
1983 öncesinde denenmiş ancak riskli olduğu için sonlandırılmış “Dövize Çevrilebilir Mevduat-(DÇM)” uygulamasının adı değiştirilerek “Kur Korumalı Mevduat-KKM” sistemi diye devreye sokuldu.
Bu sefer dövizini satan bankalara hücum etti. Nas umurlarında bile olmadı. “Faiz haramdır, günah işlemeyelim” bile demediler. Yıllık yüzde 108 gelir sağladılar. Ödenen kur farkı yüzünden hazineye dolayısıyla vatandaşın sırtına 1,4 trilyon TL yük bindirildi.
KKM ile 18TL’den 13TL’ye hızla düştü. Bir ay sonrasını düşünmeyen yandaşın sevinci görülmeye değerdi. Bi sokağa çıkıp göbek atmadıkları kaldı.
Ancak sürekli değişen ekonomik politikalar, öngörülemez siyasi davranışlar ve yanlışlar nedeniyle oluşan güvensizlik ortamında sığınacak liman arayanlar bu sefer de döviz, konut, araç ve altına hücum etti.
Kurlar artmasın diye MB döviz rezervlerini sattı. Yine de döviz kurlarının artışı durdurulamadı ve sonunda henüz 7nci ayında en yüksek kuruna geri döndü.
Ev ve araç almak hayal oldu. Geçinmek yalan oldu. İşin en kötü tarafı da ev kiraları üç dört kat artınca mülk sahipleri ile kiracılar birbirine girip adliyelik oldu. Ve sonunda yetersiz beslenmenin yanına barınma krizi de eklendi.
Dövize endeksli enerji, akaryakıt ve tarımsal girdilere peş peşe yapılan zamlar neticesinde enflasyon ve özellikle gıda fiyatları artmaya hatta uçmaya devam etti. Ne yapıldıysa yine de mutfaklardaki yangın sönmedi.
Halk sokakta “Açız, aç” diyerek yetersiz beslendikleri ile ilgili şikâyetlerini yüksek sesle dillendirince şükür ve sabır telkin edildi.
Elindekilere şükretmeyen ve sabretmeyen zengin daha zengin, şükreden ve sabreden fakir daha fakir oldu.
Faiz enflasyonu durdurmayıp, çareler de tükenince “enflasyonun sebebi aslında bunlar” diye “günah keçileri” aranmaya başlandı. Enflasyonu dış mihraklar, içerdeki işbirlikçileri, geziciler, vatan hainleri, cahape, baykemal, ip, zillet artırdı diye medyada her gece algı çalışması yapıldı. Ama kimse kanmadı.
Lakin bundan sonra faizi indir/e/meseler de en azından nas var diye artmasına asla izin vermezler diye düşünürken, sabah oldu erken…
Kamu alacaklarına uygulanacak olan yıllık tecil faizi yüzde 15’den 24’e, gecikme faizi ise yüzde 19’dan 30’a çıkarıldı. İşte bu hamle ile enflasyonun sebebini de suçlusunu da bulma arayışları sona erdi.
Tabii ki önce şunu sormak gerekti…
Nas’a göre faiz fakir halkın cebine girerse günah ve haram, devletin kasasına, bankasına ve KKM’ı olan zenginin cebine girerse mubah mıdır?
Nas sadece Merkez Bankası faizi için mi vahiy edilmiştir?
Nas’a göre faizin “0” olması gerekmiyor mu?
Nas, MB için yüzde 14’e, bankalar ve devlet kurumları için yüzde 30’a kadar izin (!) mi veriyor?
Yoksa Nas da her şey gibi siyasete alet mi edildi?
“Faiz düşünce enflasyon da düşecek” diye yapılan tüm hamlelerin sonunda Türk Lirasının değeri ülke tarihinin en düşük seviyesine indi. Halk yoksulluğun kuyusuna hem de en dibine atıldı. Enflasyon canavarına yem edildi.
Ne zaman yanlışlar eleştirilip sorgulandıysa, “Ezanı susturamayacaksınız, Bayrağı indiremeyeceksiniz, Milleti bölemeyeceksiniz” denildi. Her yanlış icraat ya devletin bekası ya da kutsal dava diye savunuldu.
Hamaset fayda etmeyince artan eleştiri ve şikâyetleri engellemek için Din İşleri Yüksek Kurulu “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran Allah’tır” diye fetva verdi.
Darlık, bolluk, rızık tamam da fiyatları yanlış ekonomik ve siyasi politikaların değil de Allah’ın tayin ettiğine halkı inandırmaya çalışmakta nedir ya? Durum bu kadar mı zorda?
Görünen o ki; bu ülkenin ve vatandaşının yaşadığı her olumsuzluk gibi Enflasyonun da sebebi faiz değil yanlışlarda ısrarın, gelir garantili ve haksız kazanç sağlanan yatırımlarda inadın, kamudaki israfın, bilimdışı ve öngörülemez ekonomik ve siyasi politikaların sonucudur.
Lütfen, bu zulme bir son verin artık. Vatandaşı daha fazla perişan edip gönlünü kırmayın.
Yanlıştan dönmek erdemdir. Hala fırsat varken her yanlışı düzeltin.
Ama aynı yanlış ve hatalar tekrar edilerek farklı sonuçlar elde edileceğini beklemeyin.
“Dün dündür bugün bugündür” diyenin “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” dediğini de unutmayın.
Devlet inatla değil liyakatle, adaletle, vatana ve vatandaşa biat ile yönetilir.
[1] İslamiyet’te “nas” dendiğinde bundan “nas suresi” değil, kuranın ve sünnetin çok açık ve içtihada yer bırakmayan hükümleri anlaşılır. Kuran'ı Kerim'de faiz ile ilgili ayet Bakara Suresi-275’dir ve hükümleri çok açık ve anlaşılır olup meali şöyledir: "Faiz yiyenler ancak şeytanın çarparak sersemlettiği kimse gibi kalkarlar. Bunun sebebi onların, “Alım satım da ancak faiz gibidir” demeleridir. Hâlbuki Allah alım satımı helâl, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Allah’tan bir öğüt erişir de faizciliği bırakırsa geçmişteki kendisinindir, durumunun takdiri Allah’a aittir. Kim de yine faizciliğe dönerse işte bunlar orada devamlı kalmak üzere cehennemliklerdir."