Genç yaşta ve hayatının en verimli döneminde aramızdan ayrılan insanlar olur. Bu insanları ‘’öldükten sonra’’ konuşuruz herkesin dilinde o insanlar olur.
İnsanlar adeta birbiriyle yarışırcasına ve büyük bir sevgiyle,
Onu ‘’övgü yağmuruna’’ tutarlar..
Birbirinden güzel yönleri, hayırları, sevgisi ve tüm yaptıkları güzel şeyleri anlatırlar.
Ve tüm bu söylenenler belki doğru da olabilir…
Ancak o kişi yaşarken ve gerçekten hak etmişken bunların hiçbirini duymamıştır. Keşke bu sevgi sözcüklerini, övgüleri yaşarken bir kez bile duysaydı.
Kim bilir ne denli mutlu olurdu.
Onu ‘yaşarken unutanlar ve değerini bilmeyenler’, varlığını kanıksayıp yalnızca eksilerini söyleyenler, ona bir sevgi sözcüğünü çok görenler,
O ölünce överler, severler ve bağırlarını döverler..
Belki içleri buruktur ve belki vicdanlarındaki rahatsızlıkları dillerinde bir övgü olmuştur. Oysa o insan artık ölmüş ve misafir olduğu bu fani dünyadan ayrılmıştır.
Ne yazık ki insan, sahip olduğunun değerini genellikle onu kaybedince anlar. Ancak neye yarar ..? Geriye kalan sadece ‘’acı ya da tatlı anılardır…’’ Onun için yaşarken bir değer olan insanlarımıza gereken saygıyı, sevgiyi değeri göstermeli ve onlara yaşarken gösterilen bu sevgi, saygı ve değer diğer insanlarımıza da örnek olur ve o insan, insanlar toplumun rol modeli olurlar. Ve unutmayalım ki, her insan bu dünyada ölecek bir yaştadır...