KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜŞ!

Şafak DELİÇAKAR2022-06-23 09:38:12

Sağlıklı ve güvenli kullanım imkânı olmayan yapı ve alanların ıslah edilme işlemi kentsel dönüşüm olarak adlandırılmaktadır.

Bu işlem ile sağlıklı ve güvenli kullanım imkânı olmayan yapılar yıkılarak yerine sağlam, teknolojiye uygun, güvenilir yaşam alanı sunan yeni binalar yapılmaktadır.

Kentsel dönüşümün gerçekleştirilebilmesi için:

·     Belediye ve bakanlık uzmanlarınca binaların barınmaya uygun olup olmadığı konusunda bir sağlıklı yaşam veya risk raporu hazırlanmalıdır.

·     Hak sahipleri rapora itiraz etmemelidir.

·     Binalarda ikamet eden hak sahipleri yapının yeniden inşası ve taksimi konusunda kendi aralarında OYBİRLİĞİ ile anlaşma sağlamalıdır.

·     Bakanlıkça yetkilendirilmiş bir yüklenici ile anlaşma sağlanmalıdır.

·     Kentsel dönüşüm tamamlanıncaya kadar hak sahiplerine yapılacak kira yardımı güncel şartlara göre belirlenmeli ve kiracılar tarafından da onaylanmalıdır. Ya da bunun yerine hak sahiplerine insani şartlara uygun geçici barınma yerleri sağlanmalıdır.

·     Binalar yıkılmadan önce içinde yaşayanlar geçici barınma yerlerine taşınmalıdır.

·     Bu sürecin biri dahi eksik olursa binanın dönüşüm işlemlerinin başlamasının imkânı yoktur.

Kanun böyle diyor ama bu iş böyle uygulanmıyor.

İstanbul Beyoğlu ilçesi Okmeydanı semtinin Fetihtepe mahallesinde 238 bina yıkılacak yerine 776 konut ve 47 işyeri yapılacakmış. Ancak bakanlıkla anlaşmalı yüklenici ile bina sahipleri arasında anlaşma henüz sağlanamamış. Hak kayıpları telafi edilemeyecek boyuttaymış. Belediye ise bir an önce kentsel dönüşümüm gerçekleşmesi için gözü karartmış. Yapmadığını bırakmamış.

Dolayısıyla, kenti dönüştüreceğiz derken insanları insanlıktan çıkarıp göçebelere dönüştürmüşler.

Her şeyi berbat edip dibine dinamit döşedikleri gibi Kentsel Dönüşüm gibi çağdaş bir kavramın da içini boşaltıp kendilerine benzettiler.

Hem her söylemlerinde “bu ülke hukuk devletidir” derler hem de ne kadar hukuksuzluk varsa fütursuzca yaparlar.

Hak sahibinin talebi ve onayı beklenmesi gerekirken kentsel dönüşümü belediyeler hak sahiplerine dayatıyor. Ve süreci kendileri belirliyorlar.

Borcu olmadığı halde sırf evlerini terk etsinler diye elektriğini, suyunu, doğalgazını keserek insanların evlerini terk etmeleri beklendi önce. Terk etmeyince bu defa, hak kaybına uğradıkları için yüklenici ile anlaşma sağlayamadıkları halde, hukuku sübuta erdirmeden, ağlayarak feryat eden yaşlı başlı hasta insanlara ve bebeklere zerre kadar acımadan barınma hakları ellerinden alınıp resmen sokağa attılar.

Üstelik bunu orantısız güç kullanarak yaptılar.

Bu devirde İstanbul gibi şartları pahalı olan bir ilde 1500 TL aylık kira yardımı yapma vaadiyle hem de…

Hangi hukuka hangi vicdana sığdırdılar bunu? Var mı geçerli ve mücbir bir sebepleri?

Ayıptır be!

Bu nasıl bir devlet kurumu yönetmektir?

İnsanların anayasada teminat altına alınmış barınma hakkını nasıl alırsınız elinden?

Tabii ki ipin ucunda yapılacak yerel seçimler var.  Ne yaptı ki bugüne kadar” diye eleştirdikleriniz gibi sizde aynı eleştiriye muhatap olacağınızı biliyorsunuz. O yüzden yapıyorsunuz bu zulmü. Oy kaygınız sizi insana rağmen işler yapmaya mecbur ediyor.

Oy istemek için önce yaptığınız hizmetleri sıralamak istiyorsunuz değil mi? Yol yaptık, üst geçit yaptık, kentsel dönüşüm yaptık demek zorundasınız. Yoksa “metal yorgunu” olmuşsun diye ya istifanızı isteyebilirler ya da siz affınızı istemek zorunda kalabilirsiniz mesela…

Ayrıca kentsel dönüşümden artırılacak arsa ve binaların TÜRGEV’e devredileceği yani verileceğinden de yandaş müteahhidin giderayak zengin edilmek istendiğinden de bahsediliyor.

Böyle olunca insanın ne önemi var ki? Niye acıyacaksınız ki insanlara? İnsan da ne ki? Gereksiz hava ve su tüketen varlık değil mi? Geberip gitsinler di mi? Sizin için önemli mi?

Allah size akıl fikir versin diye çok dua ettik bugüne kadar…

Ama anlaşılan o ki sizin akıllanacağınız yok…

Bu dünyada hesap vermeyeceğinizden eminsiniz onu anladık da, öteki dünyada da hesap vermeyeceğinizi kim söyledi size?

Yahu sizde hiç mi Allah korkusu kalmadı?

İbadet Allah için, hizmet ise insan için yapılır. Sizin bu yaptığınız ne ibadet ne de hizmet… Resmen eziyettir, zulümdür…

Bırakın artık insanlara ettiğiniz eziyeti de zulmü de…

Nasıl bir belediyecilik bu?

Yok, illaki bu kafada devam edeceğiz diyorsanız eğer, siz bilirsiniz…

Kentlerden önce kendinizi dönüştürün… Millete olmasa da kendinize faydanız olsun bari…

Anasayfa