BİLMEMEK ...!

SEDAT AKKÖSE2022-05-26 09:23:39

Günümüz dünyasında İnsanoğlunun en çok kullandığı yöntemlerden birisi de, Bilmediği Halde Bilirmiş Gibi yapmaktır. İnsanlar ne bildiklerini bilirler ne konuştuklarını sadece konuşmak için konuşurlar.

İnsanın ''Bilmediğini Bilmesi (!)'' de bir erdemdir. Ne yazık ki, niceleri işte bunu bilmediği için, Fikir Sahibi olmaktan çıkıp, ''Sabit Fikir Sahibi'' olurlar..

Onlar şu basit hakikati bile söyleyemezler ;

- ''Bugün falanca konuda Böyle Düşünüyorum ama, Yarın Fikirlerim Değişebilir. Ben Değişebilirim ve olaya Başka Bir Açıdan Bakabilirim..''

Cahilin Cehaleti Kötüdür. Hamdır, Koftur ve İçi Boştur.

Aslında insan hiçbir konuda Yüzde Yüz Emin olmamalıdır.

Konumuna, Mevkisine, Şöhretine, İsmine Güvenmemelidir.

Şu yaşamda Tüm Zahiri Kisveler bir Sabun Köpüğüne Benzer.

Bilirsiniz ki, Nazlı Nazlı Yükselir Köpük, derken ''Pat'' diye Patlayıverir...

İnsan her zaman Öğrenmeye Açık Olmalı ve Cümlelerin Sonuna Nokta Değil, Virgül Koymalıdır.

İnsanlar,

Ne Kadar Çok Bilse De, Hiçbir Zaman Tam Bilemeyeceğini Unutma.

İşte Ancak O Zaman Kurtulabilirsin, Bilginin Cehaletinden.

Bilmelisin ki ; İşte bu yüzden Şems, Mevlana'nın Kitaplarını Suya Atmıştır...

Bu yüzden Yunus Emre kendisine ''Ümmi'' Demiştir...

Ve yine bu yüzdendir Tasavvuf  Tarihi Boyunca, pek çok Hakikat Ehlinin,

''Cahilim, Bilgisizim ve Ben Bilemem'' Deyişi...

Yoksa Hakikatte Okur-Yazar olmadığından değil.

Evet....!

Bilmemek Dün Belki Kolaydı, Ancak Bugün Çok Daha Zordur..

Yazık Ki, maalesef şu Bilgi Çağında Bile Güzelim Memlekette,

Daha ‘’Bilmediğini Bile Bilmeyen (!)’’ Ne Kadar Çok insan (!) vardır...!!

Anasayfa