CENTRAL PARK

Ersin ERDOĞAN2022-05-23 10:16:25

Yandaş basın Atatürk Havaalanı üzerine yapılmak istenen millet bahçesi için “İstanbul’un Central[1] Parkı olacak” diye manşet atıp haber yapmış.

Millet” ekonomik şartlardan bunalmış, iş ve aş imkânları ararken, milletin refahı ile ilgili taleplerde bulunmak yerine, bahçeyi (!) nasıl övsek de göze girsek derdine düşmüşler. İyi mi?

Allah size hem akıl fikir hem de azıcık vicdan versin! E mi?

Bu millet orada ne yapıldığını da ne amaçla yapıldığını da çok iyi biliyor... Konumuz da hem bu değil hem de herkesin bildiğini tekrar etmek hiç değil.

Eleştirim bugüne kadar yapılanlardan bildiğimiz “Millet Bahçesi” denilen şeyi “Central Park” sanan cıbbancılaradır.

Salda Gölünün kıyıları gibi, Atatürk Havaalanının pistlerini de katlederek “millet yatıp yuvarlansın” diye yapılmak istenen bahçelerin (!), dünya peyzaj mimarlığının başyapıtı olarak kabul edilen Central Park ile zerre kadar bir benzerliği yoktur.

Keşke olsaydı… Ama yok işte!

New York metropol nüfusu 20,1 milyon [2], İstanbul’unki ise 15,8 milyon kişi.[3] Central Park’ın alanı 843 bin m2, yapılacak bahçenin alanı 2 milyon m2.[4] Yani New York’un dörtte üçü kadar nüfusa sahip İstanbul’a, Central Park’ın iki buçuk katı büyüklüğünde bir bahçe (!) yapılıyor. İyi mi?

Ayrıca, benzetme yapmadan önce, Central Park hakkında azıcık bilgi edinmek için birazcık araştırma yapsaydınız da içinde ne var ne yok öğrenseydiniz ya… O halde ben anlatayım size…

Mesela, Hastane yok.

Kilise, cami, sinagog vb. hiçbir ibadethane yok. Külliye yok.

Uçak Pisti yok. Yolcu Terminali yok.

Afet toplanma alanı yok.[5]

Konaklama amaçlı otel, motel, pansiyon vb hiçbir yapı yok.

Müze yok.[6] Gençlik Merkezi yok. Yaşam Merkezi yok. Fuar yok.

Bilim Merkezi yok.

Yönetilmesinde, restorasyonunda ve doğal halinin korunmasında devletin hiçbir söz hakkı, yetkisi ve tasarrufu da yok.

Ama Central Parkın içinde,

Geniş çimenlikler var. Pitoresk[7] ormanlık alanlar var. Sessizlik alanları[8] var.

Kıvrımlı akarsular var. Geniş göller var. Köprüler ve kemerler var.

Beyzbol ve futbol sahaları gibi spor alanları var. Paten pistleri var.

Çocuklar için atlıkarıncalı lunapark ve eğlence alanları var.

Hayvanat bahçeleri var.

Özel tasarlanmış peyzaj alanları var. Tematik alanlar [9] var.

Hatıra eşya satan dükkânlar var. Enformasyon büroları var

Anıtlar var. Konser ve tiyatro alanları var. Yeme-içme mekânları var.

18.000'den fazla türde ağaç çeşidi var.[10]

200'den fazla kuş türünün göçleri sırasında mola verecekleri yer de dâhil, yaban hayatı yaşam alanları var.

Yönetiminden, restorasyonundan ve korunmasından tek sorumlu ve görevli olan, New York’lu vatandaşlardan oluşmuş Central Park Conservancy[11] adlı sivil bir toplum örgütü var.[12]

Ama çok önemli bir eksiği de var tabii ki…

Adında ATATÜRK yok!

O yüzden İstanbul’un Central Parkı olamaz.

Bizimkisi olsa olsa, “ATATÜRK Havaalanı Çevre Düzenlemesi” olur.

Hem de çok güzel olur.

Öylesine inatla, ısrarla, keyfe keder ve maalesef bir devlet adamına hiç yakışmayan alaycı ve üstenci bir tavırla “oranın işi de bitti zaten” diyenlerce yok edilmek istense de aklıselimin bundan vaz geçeceği ya da tekrar var edeceği uluslararası bir havaalanımızın adı gibi kendi de çevresi de harika olur.

Üstelik “bir ihtimal pistlere dokunulmazsa” eğer, üzerinden geçecek uçaklar inip kalkacak diye, bırakın içinde milletin yatıp yuvarlanmasına izin verilmesini, güvenlik nedeniyle etrafına tel örgü çeker, her köşesine güvenlik kuleleri diker, yanına bile yaklaştırmazlar bizi…

İşte o zaman,

Hem ekonomik buhranın hem de adı ATATÜRK olan uluslararası bir havaalanının tam ortasında, “yatıp yuvarlanamadığımız bir bahçe için onca parayı neden harcayıp ziyan ettik” diye sorması muhtemel olan yandaş CIBBANCILAR’ınızı[13] kandırıp tekrar konsolide edebilmek için nasıl bir U dönüşü yaparak hamaset manşeti atıp yalan haber yapacağınızı da oturun siz düşünün artık…



[1] Central: Türkçesi “Merkezî ” demektir. “sentrıl” diye okunur.

[3] TÜİK, 2021 ADNKS ye göre.

[4] Bakanların açıklamalarından, önce 10, sonra 8, en son 2 milyon m2 olacağını öğrendik.

[5] Tamamı afet toplanma alanı zaten.

[6] Önem verilen ve çok ciddiye alınarak oluşturulan müzeler, parklarda değil muhteşem yapılar içinde ve ayrı bir yerde konuşlandırılır.

[7] Pitoresk: Durumu, görünüşü bir tablo konusu olmaya değecek güzellikte olan (görünüm).

[8] Konuşmanın dahi men edildiği, ses çıkarılmadan yaban hayatı gözlemlemenin mümkün olduğu huzur alanlarına verilen isim.

[9] Su altı dünyası, masallar, çizgi film kahramanları ve ekstrem sporlar gibi konular bu parkların ana temaları arasında yer alır.

[10] Dünyadaki ağaç türü sayısı ise 60.065'tir. Dünyada en çok ağaç türüne sahip olan ülkeler Brezilya, Kolombiya ve Endonezya’dır. Bu ülkelerde en az 5.000 tür ağaç vardır. Dünyadaki ağaçların % 58'i tek bir bölgeye özgüdür (endemiktir). Türkiye'de görülen ağaç türü sayısı ise 184'tür.

[11] Central Park Koruyucuları

[13] Sevgili kardeşim ve köşedaşım Erol Karaer’in bölgemizde kullanılan “cıbban” (alkış) kelimesinden türetip literatüre soktuğu, doğru mudur yanlış mıdır diye hiç düşünmeden her şeyi alkışlayanların kast edildiği betimleme. (Erol böyle açıklamadı ama ben onun affına sığınarak böyle olabileceğini düşünerek yazımda kullandım).

Anasayfa