CANAN’IN SUÇU NE?

Şafak DELİÇAKAR2022-05-16 09:45:05

Hakaret hakarettir. Asla kabul edilemez. Kime edildiğinin de cezai açıdan zerre kadar bir önemi yoktur.

Canan Kaftancıoğlu’nu seversiniz sevmezsiniz bilemem. Recep Tayyip Erdoğan’ı sevip sevmediğinizi de bilemem ama bildiğim tek şey CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “devlet seri katildir” diyerek en alttan en üste kadar devlet erkinin tamamına hakaret ettiğinin kesin olmasıdır. 

Ama CHP İstanbul İl Başkanı ve hemşerimiz Canan Kaftancıoğlu hakkında verilen ceza kafaları karıştırmıştır. Çünkü verilen cezalardan biri Cumhurbaşkanına hakaretten verilmiştir.

Canan Kaftancıoğlu’nun yaptığı hakaret devlete mi, hükümete mi, hükümetin başında ki başbakana mı, yoksa Cumhurbaşkanına mıydı? Maddi gerçekleri ile ortaya koymak açısından bu çok önemlidir. 

İşlenen bu suçun kime karşı yapılmış olduğunun çok iyi ayırt edilmesi lazımdı.  Kaftancıoğlu yaptığı paylaşımlarda yalnız Erdoğan’a değil devleti yönetenlerin hepsine birden yapılmıştı.

Ama bugünkü Cumhurbaşkanına değildi.

O hakaret tivitlerinin atıldığı 2013 yılında Recep Tayyip Erdoğan henüz başbakandı. Bu yüzden verilen Cumhurbaşkanına hakaret kararı yargı kararı değil siyasi bir karar olmuştur. 

Muhalefet bu açığı yakalamış ve bunun iktidarın bir hamlesi ve siyasi olduğu algısını topluma satmıştır. Toplum da bunu satın almıştır.

Başbakanlara karşı yapılan hakaretler de aynı oranda cezalandırılmalıydı ancak bu karar esastan hatalı açılmış ve hatalı karar verilmiştir.

Şimdi sosyal medya şaha kalktı. Yok, kadınlık gururu, yok demokrasi ve özgürlük, yok bilmem ne bilmem ne? Muhabbetleri aldı başını gidiyor.

Bu işin kadını erkeği yok arkadaş. Kadın da erkek de eğer vasıflı bir bireyse, oturdukları koltukların hakkını da hukukunu da millet adına layiki ile vermek zorundadırlar. 

Size göre maksat sadece sosyal medyada boy göstermek ise ve alışkanlık haline getirip abartmaksa, bu bir marifet değil, siyaset değil, adamlık hiç değil. 

Öyle ha dediğin yerde hadsiz konuşur veya yazarsan kusura bakma o çok özlediğin ve beklediğin hukuka da yasaya da ve demokrasi adına verilen cezalara da maruz kalırsın. 

Ama burada yine ilginç bir durum var ki Canan Kaftancıoğlu o hakaret tivitlerini attığında il başkanı değildi. Sıradan bir vatandaştı.

Bu nedenle verilen ceza siyasi bir karar olarak yüksek bir oranda algı yarattı. Şöyle ki; şiir okudu diye cezalandırılan Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı yapılarak nasıl mağdur duruma düşürüldüyse, Canan Kaftancıoğlu da zamanın başbakanına hakaret etti diye aynı şekilde mağdur durumuna düşürülmüştür. Çünkü her ikisi de siyasi geleceği olan insanlardır.

Bir ceza verilecekse doğru gerekçeler ile verilmeliydi ve toplumda eleştiri yapılmasına meydan verilse de infial yaratmamalıydı.

Hakaretin cezası kanunlarda yazıldığı gibi olmalıdır. Kanuna göre ceza uydurulmamalıydı. 2013 yılındaki Başbakana yapılan hakaretten dolayı 2022 yılındaki Cumhurbaşkanına hakaret edildi diye ceza verilmemeliydi. 

Üzüldüğüm ve gördüğüm tek şey ise, Kaftancıoğlu benzeri davalar için alınan kararlar ve verilen cezalar üzerine devlete, hükümete ve yöneten erke sosyal medya üzerinden hakaret edilmesidir.

Şimdi muhalefet elbette bunu mağdur edebiyatı kapsamında kullanacaktır. 

Şimdi buna İstanbul’u tekrar kazanmak uğruna 9 yıl önceki suçu hukuka aykırı olmasa da bugüne taşıyıp siyasi mühendislik yaparak sebep olanlar düşünsün…

Velhasıl, hakaret dilini kim kullanırsa kullansın, kime karşı kullanırsa kullansın, ister iktidarda isterse muhalefette olsun vicdanlarımızda her daim edepsiz olarak yer alacaktır. 

Ettikleri her hakaret de mensubu oldukları partiyi yerin dibine sokacaktır.

 

Anasayfa