16 aydır üzerinde karar verilemeyen şehir imar planı yüzünden konut sorununun çokça yaşandığı günümüzde hem sektör hem de konut sahibi olmak isteyenler açısından sıkıntı yaşanıyormuş.
İnşaat sektöründe önceden başlamış olanlar hariç yeni konut üretimi durmuş. Biran önce imar planının son halini alması bekleniyormuş.
Sorun nedir? Neden bu iş bu kadar uzadı konusunda kamuoyunu tatmin edici resmi açıklamalar yapılmıyor. Kamuoyu belediyelerden beklerken, sadece müteahhitler derneğinin ve üyelerinin itirazen yaptıkları açıklamaları var.
Ordu Müteahhitler Birliği Derneği (OMDER) Başkanı Sayın Kadem ADALI’ nın konuya ilişkin çok ciddi ve önemli açıklamasının özeti şöyle:
“1/1000 lik planın ve plan notlarının askıdaki haliyle geçmesi durumunda ve sürecin uzatılmasına bağlı olarak: şehrimizin tarım arazilerinin ve yeşil alanların gereksiz yere yok edileceği, arsa sahiplerinin %30-40 hak kayıpları yaşayacağı, konut alacakların gerek güncel maliyetler gerekse plan ve plan notlarına bağlı olarak daha pahalı konut edinmesine sebep olacağı, şehir ekonomisinin her anlamda küçüleceği, 16 aydır yaşanmakta olan nitelikli iş gücü göçlerinin daha da artacağı, yerli ve yabancı yatırımcının bu olumsuz şartlar nedeniyle yatırım yapmaması, sektörümüzün rekabet gücünün kaybolacağı, eski plan notlarına göre yapılan anlaşmaların kat karşılığı veya projeden satış sözelşemelerinin bozulacağı ve her iki tarafa maddi ve manevi anlamda olumsuz etkiler yapacağı, bölgemizde bulunan diğer büyükşehirlerle rakabet ortamının kaybolması, sürecin uzamasına bağlı olarak işsizliğin daha da artması ve şehirden göç edilmesine neden olacaktır.”
Ordu Müteahhitler Birliği Derneği (OMDER) Yönetim Kurulu Üyesi, İnşaat Mühendisi Sayın Fatih TİTİZ de konuya ilişkin şöyle diyor:
“Benim OMDER başkanı olduğum dönemde Ordu Büyükşehir Belediyesi’nde ilgili STK’larla ve kurumlarla birlikte toplantılar yaptık. Ama önümüze gelen son imar plan notunda o çalışmanın hiç birinin dikkate alınmadığını gördük. Tamamen şehrin taleplerinin dışında ve hak kayıplarının yaşandığı plan notları sunuluyor.
Biz aslında yeni bir şey talep etmiyoruz. Hak kaybı yaşanmasın yeterli. Ne arsa sahibi hak kaybı yaşasın ne de biz yaptığımız sözleşmelerde hak kaybı yaşayalım. Bizim şuanda plan notlarında en fazla gördüğümüz hak kaybı çok ciddi arsa paylarının daire maliyetlerine binmesidir. Biz de artık arsa paylarını daire fiyatlarına yansıtmak durumunda kalıyoruz. Çünkü daha önceden 10 daire çıkardığımız yerden şu anda 6 daire çıkarıyoruz. Bu da; zaten Türkiye’nin en pahalı arsalarında inşaat yapıyoruz daha da pahalı arsalarda inşaat yapacağız demektir. Elbette ki yapılan revizyonun güzel yönleri vardır ama biz eksilerin ortadan kaldırılmasını istiyoruz.
Biz süreçle ilgili suçlu aramıyoruz. Artık öyle bir noktaya geldik ki bir an önce inşaatlara başlamak istiyoruz. Aslında menfaatimiz ortak. Bu şehir için çalışıyoruz. Emsal yükseltmek aslında şehrin ekonomisini yükseltmektir. Biz kendi arsalarımıza değil vatandaşın arsalarına inşaat yapıyoruz. Vatandaşın arsasından 10 daire çıkarsa 10 daire ücreti, 20 daire çıkarsa 20 daire ücreti öderiz. Şehrin ekonomisini yükseltmek için imar ilk adımdır, emsal değeri ilk adımdır. Biz bu şehrin ekonomisinin daha ileriye gitmesini istiyoruz. Şehrimizin daha hızlı büyümesini istiyoruz.”
İnşaat sektörü teknolojik alt yapısı ve üretimi olmayan ekonomilerin en önemli kalkınma lokomotifidir. Sektörde binlerce insan çalışıyor, kazanıyor ve şehir ekonomisini ayakta tutuyor. Üstelik konut açığı sorunu da inkâr edilemez bir durumda. Konut fiyatları ve kiralar da el yakıyorken hem de…
Neymiş? İnşaat sahalarında kat sayısı ve oturum alanı artmasınmış!
Kamu yararını ararken kamu yararına zarar vermek tam da bu yapılan şeydir.
Sanki bu il dağ ile deniz arasında sıkışmış dar bir alanda değil de Konya ovasında mı kurulmuş zannediliyor acaba? Arsa bolluğu mu var? Fındık bahçelerinin arsa haline dönüştüğünü gören yok mu?
Ev satın almak bi kenarda dursun kirada oturmak bile hayal olmuşken, konut üretiminin azaltılmasının neresinde kamu yararı var?
İtirazlar ciddiye alınmayıp imar planı bu haliyle onaylanırsa daire ve kira bedellerinin artacağı kaçınılmazdır. Devlet her bir daire için ruhsat, sgk, emlak, alım-satım vs bedeli tahsil edecekken emsal değerlerinin düşürülmesiyle daha azını tahsil edebilecek.
“Bu konuda inat etmekle müteahhitlere verilecek zarardan kat be katı vatandaşa verilmiş olacak” diye eleştiriler almış başını gidiyor. Yerden göğe haklılar…
Kamu yararı bunun neresinde şimdi?
Neymiş şehrin estetiği ve silueti bozulacakmış! “Günaydın” deyip geçmişteki ilgililerin duyarsızlıklarını yüze vurmak yakışık almaz, hoş da olmaz…
Ama bu şehrin silueti önce Taşbaşı ve Düzmahalle önündeki sahil yolunda, Bizans surları gibi dikilmiş apartmanlarla teeee 70 li yıllarda bozulmuştu zaten.
O günlerde neredeydi bu siluet hassasiyeti? Tam da konut ve kira sorunları yaşanırken mi geldi akıllara?
Gerçekten kamu yararını düşünüyorsak eğer, sektörün emekçilerine ve ilgili aktörlerine kulak vermek gerekmez mi?
Yoksa şehir imar planı revizyonu yapılacak derken, acaba halkı ve sektörü batırma planı mı hazırlanmış diye düşünmek ve eleştirmek kaçınılmaz olacak…