Kur’an-ı Kerim insanları, inançsızlığın karanlıklarından hidayetin aydınlığına çıkaran, dünya ve ahiret mutluluğuna eriştiren ilahi bir mesajdır.
Kur’an-ı Kerim apaçık delillerle Allah Tealâ’nın varlığını ve birliğini ortaya koyar. Düşünebilen bir varlık olan insanı, gerek kendisi gerekse etrafındaki engin kâinat hakkında düşünmeye, buradan hareketle de herkesin ve her şeyin yaratıcısı olan Yüce Allah’a inanmaya çağırır.
Kur’an-ı Kerim, ilahî bir kitap olarak her seviyedeki insana hitap etme özelliğine sahiptir. Ayrıca evrenselliği sayesinde zaman üstü ve eskimeyen bir dil ve üslup güzelliği; ırk, ülke ve sınır tanımayan bir kuşatıcılık vasfını bünyesinde taşımaktadır. Dünya ve ahiret hayatında bütün insanlığın saadete erişmesi için gerekli esasları ihtiva etmektedir. Kur’an-ı Kerim insanı değerlendirirken onu, fert, aile ve toplum; itikat, ibadet ve ahlak; dünyevi, uhrevi ve deruni hayat olmak üzere bütün yönleriyle
kuşatır, onun her türlü ihtiyacına cevap verir.
İslam dini, varlığını ve hayatiyetini Kur’an’dan alır. Müslümanlar, hayatlarında izleyecekleri tüm yolları Kur’an-ı Kerim’e dayandırmalıdırlar.
Kuran ile ilişkimiz, Kuran’ın ortaya koyduğu gibi olmalıdır. Ancak bunun için, Kuran’ı anlamak üzere okumak bir müslüman olarak Kur'an'ın mesajı nedir Arapçasının yanında mutlaka Türkçe mealinide okuyarak ve ayetleri üzerine derin derin düşünerek, Kuran’ın nasıl bir kitap olduğunu ve gönderiliş amacını bilmek gerekir.
Oysa kur'an, aklımız ve gönlümüz için bir ziyafettir.Ancak Kur'an maalesef Kuran, çoğu kişi için, güzel sesle seslendirilen yada dinlenen ve bu şekilde sevap umulan bir kitap olmanın ötesine geçemez.Hayatımızın merkezinde olması gereken değerlerimizden uzak olmamızın sebebi, Allah’ın âlemlere rahmet ve bereket kaynağı olarak indirmiş olduğu vahyinden bu kadar uzak olmamız olabilir mi? Toplumun gereken, genellikle ölülerin arkasından okunan, herkesin anlayamayacağı, anlaşılması için özel ilimler gerektiren bir kitap olduğu görülür.Kur'an'ın ifadesinde :"Şüphesiz biz onu, düşünüp anlayabilesiniz ve gerekli dersleri alabilesiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik."(Zuhruf Ayet 3) Kur'anın tilaveti edilerek baştan sona okunmasına hatim indirme denir bu bir ibadettir sevap için okunur ve sevabı bütün ölmüşlere bağışlanır.Türkçe okumanın hatim yerine geçmediğini İslam ülamâlarının görüşlerinden öğrenmekteyiz.
Birde Namaz kılarken mutlaka tilavet arapça olmalıdır. Rasûlullah (sav) bizzat kendiside öyle kılmış bizede öyle öğretmiştir.
Kuran; insanlığın tamamı için bir mucize manevi hastalık ve aksaklıklarımızı gideren şifa,Allah yolunda ve zorluklara karşı mücadele etmek için bir müjde,okunsun anlaşılsın diye kolaylaştırılmış, apaçık kılınmış kitap, din adına gerekli olan her şeyi detaylı bir şekilde açıklayan bir yasa apaçık ifadeler ile beyan eden kitaptır.
İnsan; “Ben kimim?”, “Nereden geldim?”, “Nereye gidiyorum?”, “Yaratılış gayem nedir?” gibi hayati sorularının cevabını Kur’an’da bulmaktadır. Kur’an'ı ilk emri "oku" olan onu Okumak, anlamak ve yaşamak üzere emriyle gönderilmiş bir kitaptır.
Fatiha’yla başlayıp Nâs suresiyle tamamlanan bu hayat rehberi bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah’a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu nebilerin hayatından kıssalarla günümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti insanlığa sıkça hatırlatarak hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır.
O, bir yandan namaz, oruç, zekât, hac, kurban ve dua gibi ibadetleri yerine getirerek Rabbimize yaklaşmanın, diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki olgunluklarla donatarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktır.
buraya dikkat çekmek istiyorum;hayatımızın her alanında kullanmak olduğumuz bütün alet ve edavatların kullanma kılavuzu var.Bizler onları kullanmaya kalktığımızda nasıl kılavuza ihtiyaç duyuyorsak,işte Kur'an'da bizim için bir kılavuz olmalıdır.Bunu milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy şöyle dile getirmektedir "İnmemiştir hele Kuran şunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne fal bakmak için."Ne yazık ki yapılan araştırmalar neticesinde Kar'anın arapcasının yanında Türkçe mealini okuyanlarının sayı yok denecek sayıda yani %2 buda bizlere İslam'ın rehberi, kılavuzu olan Kur'an'ı anlamadan öğrenmeden yaşadığımızın kanıtıdır
Şuraya dikkat çekmek istiyorum evlerimizde kullandığımız her elektronik aletin bir kullanma kılavuzu bulunmaktadır.Bizler o aletleri kullanırken nasıl kullanılacağı hususunda gösterilen hassasiyeti,neden bizlere doğru yolu gösteren,hayatı öğreten,bizlere rehber olan Kur'an'a o kadar önem ve hassasiyet neden göstermiyoruz? Bunun tek sebebi var gafletten başka birşey değildir.Halbu ki kur'anın insanlığa ilk emri olan "Oku"dur.Bu gün İslam âlemindeki yaşanılan tefrikakarın neticesinde birlik ve beraberlik olamayışı, perişanlıklarınyaşandığı, şavaşlar,yokluk,sefaletler nedeni hep cahil kalışı,Oku emrini yerine getirmeyişindendir.
İslam âlemine şöyle bir baktığımızda coğrafi konum olarak her türlü kaynaklara sahip ancak ne hikmetse hep batılıları gelip sömürmeleri sonucu hep fakir kalmışlardır.Hani müslüman çalışkan,üretken olacaktı.Bunu peygamber efendimiz (sav) ne güzel ifade buyurmuşlardır İki günü eşit olan aldanmış; bugünü dününden kötü olan ise lanetlenmiştir.) [Beyheki]
Rabbim bizleri rehberi Kur'an olan, okuyarak anlayan her işinde ona uyan hayatında kılavuz olarak kullanan kullarından olmayı nasip eylesin.(Amin)