Bu dünya fanidir her doğan, vadesi gelince mutlaka ölecektir. Her canlı gibi insan da sınırlı bir ömre sahiptir. Allah’ın takdir etmiş olduğu ömür sona erdiğinde her insan Allah’ın izniyle ölümü tadar. Allah’tan başka her şey ölümlüdür. Biz bu dünyada misafiriz.
Yüce Allah bizi yaratmış, bizi sınamak ve denemek için bu dünya hayatına göndermiştir. Dünyada insanın ömrü ne kadar uzun olursa olsun o yok olucu ve son bulucudur.Çünkü emir Yüce Yaratıcıdan geliyor.Konu ile alakalı Ayetler bizlere şöyle açıklamaktadır. “Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.” (Ali İmran, 3/185).
Kur’an’ı Kerim’de ölümün yaratılmasının sebebi şöyle açıklar. "O, hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratandır" (Mülk, 67/2). Ölüm, ancak Yüce Allah'ın belirlediği zaman vuku bulur: "Hiçbir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez." (Âl-i İmran, 3/145).
Ölüm düşüncesi, insanın dünyaya büsbütün bağlanmasına ve âhireti unutmasına engel olur.
Dünya sevgisi, çok yaşama arzusu, zengin olma hırsı o kadar kuvvetli duygulardır ki, o duyguları zararsız hale getirebilecek yegâne ilaç, gibidir.Dünya ya geliş amacının dışında yaşayan pilansız,âsi ruhlu, yaratılması husunda
Yüce yaratıcıya meydan okuyanlara Rabbimiz buyruğu; “Nerede olursanız olun, sağlam ve tahkim edilmiş kaleler içinde bulunsanız bile ölüm size ulaşacaktır.” (Nisa, 4/78.)
Çocuklar deniz kenarında oynarken kumdan evler yapar, onunla bir müddet oynar, canları sıkılınca da kendilerini saatlerce oyalayan bu evi bir tekmeyle yerle bir ederler. Yahut şiddetli bir dalga, o evcikleri yalayıp yutar.
Ölüm de böyle birşey dir. Gelecek günlere dair hayalinde nice planlar, projeler yapan insan, birden bire ölümü hatırlayınca hayal ufkunu acı bir hüzün kaplar. Zihnindeki planları gerçekleştirmek üzere olan kimseler, ha bugün ha yarın diye çırpınıp dururken, ölüm gerçeği, her şeyi bir anda yıkıp dağıtır. Onca emek ve zahmet, çocukların kumdan evi gibi yok olup gider.konuyla alakalı şu söz ne güzel ifade ediyor,"İnsanlar pilan yaparlar,fakat kader ona (güler)bozar"demişlerdir.
Bir gün peygamber (s.a.v) Anlaşılması zor bazı konuları şekiller çizerek anlattığını gördüğümüz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bir gün Ebû Saîd el-Hudrî’nin söylediğine göre yere bir çubuk dikti. Sonra bunun yanına ikinci bir çubuk, biraz ilerisine üçüncü bir çubuk dikti. Daha sonra ashâbına dönerek:
“Bunun ne demek olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu.
Onlar her zaman yaptıkları gibi: “Allah ve Resûlü daha iyi bilir” dediler.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kendisini merakla dinleyen ashâbına meseleyi şöyle açıkladı:
“Bu birinci çubuk insan, ikincisi onun eceli, üçüncüsü de istek ve arzularıdır. İnsan kuruntular peşinde koşup dururken ecel önünü keser ve onu alıp götürür.” (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, III, 18).
Bu hadis-i şeriften insanın sonsuz istek ve arzuları olmasına rağmen sonunun ölüm olduğu gerçeği anlaşılmaktadır. Atalarımız da,
“Dünya kime kalmış ki, bana kalsın!”, “Dünya malı dünyada kalır” diyerek bu değişmeyen hakikate olan inancını gösterir.
Bera bin Azip isimli sahabe -Allah ondan razı olsun- diyor ki: “Bir gün Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemle beraber Medine’de dolaşıyorduk. Resûlullah (sav), boş bir arazide kalabalık bir grup gördü. ‘Kim bu adamlar, ne yapıyorlar burada?’ diye sordu. ‘Ya Resûlallah! Bir cenaze var, o cenazenin mezarı kazılıyor.’ dediler.” Bera bin Azip (ra) diyor ki: “Rasûlullah o kadar hızlı hareket etti ki biz geride kaldık, koştu mezarın kazıldığı yere gitti. Yere çömeldi. Ben de ne yapacak diye merak edip tam karşına geçtim. Orada birkaç kişi mezar kazıyorlardı. Resûlullah (sav) dizlerinin üzerine çömelmiş, mezar kazılışını seyrediyordu.O arada tefekküre daldı. Mezar kazılıncaya kadar ağladı. “Sonra mezar kazıldı, ‘Cenazeyi getirin.’ dendi; Resûlullah (sav) ayağa kalktı, eliyle mezarı işaret edip ‘Canım kardeşlerim! Şura için hazırlık yapın!’ ‘Şura için hazırlık yapın!(Ahmet ibnü hambel Beyhaki).Ashabın peygamber(s.a.v) ölüm hakkında ki sorduğu soruya bakın ne cevap vermiştir. "Ey insanlar! Duydum ki sizler, peygamberinizin vefât edeceğinden korkuyormuşsunuz! Benden evvel gönderilip de ümmeti içinde dâimî olarak kalmış bir peygamber var mıdır ki ben de sizin içinizde sürekli kalayım? İyi biliniz ki ben Rabbime kavuşacağım! O’na siz de kavuşacaksınız! Muhakkak ki bütün işler, yüce Allâh’ın izni ile cereyân eder." Cebrail ile gelen ayetlere inanmayanlar, Azrail ile gelen ölüme teslim olacaklardır. (Abdulkadir Geylani)Hani bizlerin her zaman yaptığı bir dua vardır..Allah'ım önümüzü, sonumuzu hayreyle.son nefeste iman,Kur'an ile ölmeyi nasip eyle.(Amin)