Deizm (Yaradancılık): İnançsızlığın en hafif seviyesidir. Terim Latince Tanrı anlamındaki Deus sözcüğünden türetilmiş ve özgür düşüncelilerin Tanrı inancını belirtmede kullanılmıştır.
Din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl ve gözlem yoluyla Tanrı'ya olan inancını esas alan bir felsefi görüştür.
Deizm felsefesi doğal dünyaya dair gözlemler ve mantığın kaynağını oluşturduğu dinsel bilgiye dolaysız biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alır.
Bu sebeple vahiy ve esine dayalı tüm dinleri ve kitaplarını reddeder. Canlılara müdahale edip onlara karışan bir tanrı inancını kabul etmemektedir.
Deist felsefeye göre Tanrı vardır ve nihai olarak evrenin yaratılmasından sorumludur. Tanrı'nın varoluşunu her şeyin sebebi olarak ortaya koyan ve onun kusursuzluğunu ve genellikle doğal hukuk ile takdir-i ilahinin varlığını da kabul eden, ancak Tanrı'nın evrende mucizeler aracılığıyla ilahi, vahyi veya doğrudan müdahalesini reddeden görüş olarak da tanımlanabilir.
İnanışın tanımlanmasında kullanılan doğal din ya da doğal inanç kavramları, hiçbir aracı olmaksızın sadece akıl yoluyla kavranabilecek yalın bir Tanrı inancını belirtir. Bu inancı benimseyen kişiye deist denir.
Evreni yaratan, işleyişi için doğa kanunlarını koyan, ayrıca insanlığa ve evrene müdahalede bulunmayan, doğruları keşfetmeleri için insanlara akıl veren bir tanrıya duyulan inanç deizmi ifade etmektedir.
Deistler genellikle bu doğrultuda evreni: “Tanrı tarafından tasarlanan, ilk hareketi başlatılan, dışarıdan müdahale olmadan doğa kanunlarına uygun şekilde işleyen bir bütünlük” olarak görme eğilimindedirler.
Kehanetlerin, mucizelerin, dinsel dogmaların, demagojilerin ve kaynağı ilahi ilan edilen dinlerin reddinden dolayı peygamberler, kutsal kitaplar, sevap, günah, ibadet, dua, vahiy, melek, cin, şeytan, cennet, cehennem, ahiret ve kader gibi kavramların genellikle bu inanışın felsefesinde yeri yoktur.
Belirli bir öncüsü, merkezi bulunmaması sebebiyle deizmde ihtiyaç duyulan tek şey “sağduyulu olmak” ve “her şeyi akıl süzgecinden geçirmek” tir.
Deizmin temel inançları dışında bazı deistler ölümden sonra yaşama veya reenkarnasyona inanabilir. Bununla birlikte deistlerin ruhun ölümsüzlüğüne dair inançları hayli çeşitlidir.
Ruhların Tanrı tarafından ölümden önceki hayatlarındaki davranışlarına göre ödüllendirileceğine ya da cezalandırılacağına veya sadece ruhun ölümsüzlüğüne inanan, ruhun ölümsüzlüğü konusunda agnostik (şüpheci) yaklaşım sergileyen ve ruhun ölümsüz olmadığını düşünen deistler de vardır.
Deist yazarlar Yüce Varlık, İlahi Saatçi, Evrenin Büyük Mimarı ve Doğanın Tanrısı gibi ifadeler kullanarak çeşitli şekillerde Tanrı'ya atıfta bulunmuştur.
Deizm, evrim teorisine karşı değildir. Deizme göre insan, Tanrı'nın oluşturduğu kurallar çerçevesinde, daha ilkel canlıların evrimleşmesi sonucu oluşmuş olabilir.
Bir Yaratıcıya inanmak, o Yaratıcının, insanı aşama geçirmeksizin bir anda yarattığı fikrine inanmayı gerektirmez. Evrim teorisine karşı ortaya atılan akıllı tasarım görüşü deizmde bulunmak zorunda değildir. [A]
Özetle:
Deistler, Tanrıya inanırlar ama mitolojilere, peygamberlere, dinlere ve kitaplarına inanmazlar. Yaşamın bir yaratıcı eliyle ortaya çıkmış olduğunu ancak bunun nasıl ve ne amaçla olduğunun asla bilinemeyeceğini düşünürler.
Bu nedenle de tanrının var olduğunu ancak kitaplar veya peygamberler tarafından aktarıldığı gibi olmadığını ileri sürerler.
Deizm de Tanrı'nın Dünya'nın işleyişine müdahale etmediği veya canlılara karışmadığı fikri hâkimdir.
Yarın ki yazıya ateizm ile devam edeceğiz…