HANIM HANIMCIK…

Ersin ERDOĞAN2022-03-11 08:54:46

Dünya Kadınlar Günü ile ilgili gazetemizin 3 köşe yazarının da yazısını okuyunca anladım ki 8 Mart ‘ın kadınlar günü olarak kutlanmasına neden olan 4 milat ve belirlenmesine dayanak teşkil edecek 4 de karar alımı varmış.

AV. Zeliha Aypek Bayrak hanımefendi de buna değinmiş köşe yazısında.

Milatların 3 tanesi: ABD’nin New York kentinde 8 Mart 1908’de düzenlenen kadın işçilerin mitingi”, “8 Mart 1857’de bir tekstil fabrikasında 120 kadın isçinin ölmesi” , “25 Mart 1911’de bir Gömlek Fabrikası yangını” ve 1 tanesi de Rusya’nın Moskova kentinde “1917 Şubat Devrimi’nin Gregoryen takvime göre 8 Mart gününde kadınların protesto eylemleri ve grevleri ile başlamış̧ olmasıymış.

Kararların 2 tanesi: “1909 yılında Amerika Sosyalist Partisi” ve “16 Aralık 1977 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda”, 1 tanesi 1921'de Moskova'da 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda” ve 1 tanesi de 26-27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentindeki Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda alınmış.

Ancak 8 Mart’ın, “Kadınlar Günü”, “Dünya Kadınlar Günü”, “Dünya Kadın Emekçileri Günü” ve “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şeklinde adlandırılma şekilleri var.

Yani 8 Mart’ın kadınlarla ilgili olmasına rağmen, Birleşmiş Milletlerin “Dünya Kadınlar Günü” adlandırması hariç başkaca resmi ve şekli bir adı yok. Siyasi veya ideolojik görüşlere göre her yıl istenildiği gibi adlandırılmış.

Şahsen ben de kadınların “Ev Kadını” veya “Emekçi Kadın” diye sınıflandırılmasına, AYRIŞTIRILMASINA karşıyım. Kadınların hepsi emekçidir zaten. İster bir fabrika da isterse evinde olsun, ister solcu isterse sağcı olsun, ister türbanlı isterse başı açık olsun, emek vermeyen kadın yoktur. Hepsi başımızın tacıdır…

Anlaşılan o ki ABD ve Rusya her işte olduğu gibi Kadınlar Günü üzerinde de vesayetten bir türlü vaz geçmemiş.

Yani 8 Mart’ın hem hikâyesinde, hem adında, hem amacında, hem de ideolojisinde birliktelik ve kesinlik yok. Ama bunda bir sakınca da yok.

Sorguladığım şu: Dünya var olduğu günden beri sadece 4 olay mı olmuş yani? Dünyada sadece ABD ve Rusya’da mı olmuş kadınlar ile ilgili olaylar. Sadece bu ülkelerin kadınları mı isyan etmiş yaşadıkları haksızlıklara? Diğer ülkelerde ki kadın olayları neden literatüre girememiş?

Köşedaşım Sedat Akköse, köşesinde Türkiye’deki ilk kadın eylemini yazıp bir şekilde kadınlarla ilgili olayların sadece ABD ve Rusya’da olmadığını da göstermiş.

1828 yılında İzmir’ li kadınların ekmek fiyatlarının zamlanmasına büyük tepki göstererek 3 gün boyunca sokakları işgal etmesini ve o protesto sonunda zammın geri alındığını ve bu protestonun belgelerinin de İzmir Büyükşehir Belediyesine ait Ahmet Priştina Kent müzesinde bulunduğunu belirtmiş.

Bu eylem, ABD ve Rus kadınlarının eylemlerinden daha basit ya da önemsiz değildir. Bilakis, 1828 yılında şeriat ve otokrasi ile yönetilen Osmanlı İmparatorluğunda kadınların böyle bir eyleme kalkışması çok büyük bir cesaret gösterisi ve olaydır.

Bugüne gelirsek eğer, kadınlar mevcut ekonomik koşulların maalesef en çok ezileni ve kaybedeni olarak hayata ve sevdiklerine tutunma mücadelesi veriyor.

Kurtuluş savaşında nasıl cephane taşımışlarsa, askere çorap, içlik, elbise dikip mermi doldurup yanlarında olmuşlarsa bugün de hepsinin yüreğindeki vatan sevgisi “Ana Yüreği” hassasiyetle çarpıyor yine emin olun.

O gün İzmir’de ekmek zamlarına nasıl karşı çıkmışlarsa şimdi de sokaklarda karşı çıkıyorlar, tencereleriyle, sesleriyle, pankartlarıyla…

Ama her alanda engelleniyorlar… Sanki vatan hainiymiş gibi cop ve biber gazı ile aşağılanıyorlar.

Her gün onlarcası da sorumsuzca verilen “hafifçe tokatlayabilirsiniz” fetvalarına dayanan cahil ve yobaz, gericiler tarafından ya darp ediliyor ya da öldürülüyorlar.

Neden?

İstiyorlar ki kadınlar “HANIM HANIMCIK” yaşasınlar. Yani İstiyorlar ki kadınlar sadece pasta, börek, ev işi yapsın, çocuk baksın, ses çıkarmasın, her şeye evet desin. Tahammülleri yok sokakta gezen, hakkını arayan, haksızlıklara dur diyen kadına.

Bizim toplumumuza ve dinimize terstir” propagandası ile kandırılmış seçmen istedi diye İstanbul Sözleşmesinin iptal edildiği bir ülkede Allah analarımızın, kız kardeşlerimizin, kızlarımızın ve kadınlarımızın yardımcısı olsun… 

Allaha sığındık artık! Çünkü failler cahil ve yobaz olduğu için onca kanun ve kolluk kuvvetine rağmen hala darp edilip öldürülüyor.

Bu yüzden her mecrada “Kızınızı değil oğlunuzu terbiye edin” deniyor.

Her şeye rağmen, yine de umudunuzu yitirmeyin… Birgün tekrar bu ülke kadınların ellerinde “laik” olduğu yere yükselecektir emin olun.

Çünkü bu ülkenin temelleri GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tarafından atıldı. Ne yaparlarsa yapsınlar, ne kadar hasar verirlerse versinler bu binayı kimse yıkamayacak. Çünkü buna önce kadınlar izin vermeyecek.

Çünkü:

Kadın demek “Hayat Arkadaşı, Yoldaş” demektir.

Kadın demek “Kız kardeş, Hala, Teyze” demektir.

Kadın demek “Ana” demektir.

Kadın demek “Vatan” demektir.

Çünkü “ANAVATAN” demektir KADIN...

DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” kutlu olsun…

Anasayfa