Bir toplumun gelişmesi, ancak sağlıklı ve bilinçli çocukların yetiştirilebilmesi ile mümkündür. Bu bağlamda sağlıklı bir toplum olabilmenin en gerekli şartlarından biri, çocuklarımızın sağlıklı gelişebilmesindeki etmenleri doğru tespit edip; bu tespitler doğrultusunda doğru adım atabilmekten geçmektedir. Sağlıklı, bilinçli ve farkındalık duygusu gelişmiş bireyler, toplumun gelişmesinde önemli bir role sahiptir. Çocuklarımıza diğer gelişim konularında gösterilen hassasiyet kadar; cinsel yönden farkındalık bilinci konusunda da hassasiyet gösterilmesi, günümüz koşullarında oldukça önem arz etmektedir.
Bu hususta ülkemiz ve dünya gündeminde önemli bir yere sahip olan çocuklara karşı işlenen cinsel istismar, cinsel taciz gibi suçlar göz önünde bulundurularak, çocuklarımızın gelecekte yaşayabilecekleri travmaları en aza indirgeyebilmek için, şimdiden bu konuda farkındalıklarını geliştirmek gerekmektedir. Ülkemizde çocuklarımızın en azından temel bazda cinsel eğitime tabi tutulmaları, oluşması muhtemel travmaları tamamen ortadan kaldırmak veya asgari seviyede tutabilmek adına önem teşkil etmektedir. Çocuklarımızın bu konularla ilgili sorular sormaya başlaması halinde, ayıp diye nitelendirmeden sorulan sorulara asgari düzeyde cevaplar verilmesi oldukça mühimdir. Çocuklarımıza bu soruları ailelerine sorabilmek için gerekli yakınlığın sağlanması da, ailelerimizin bir başka görevidir. Cinsiyet ayrımına göre de anne ve babanın görev dağılımı yapması da bilimsel açıdan yanlış değerlendirilmektedir. Günümüz teknoloji çağında, çocuklarımızın yanlış şekilde yönlendirilebileceği unutulmamalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı müfredatlarında olması gerektiği kadar; aileler tarafından da bilimsel açıdan doğru ve uygun şekilde çocuklarımıza bu temel eğitimin verilmesi, yerinde olacaktır. Çocuklarımızın yaşına göre de bu cevapların anlaşılabilir seviyede olması gerekmektedir. Örnek olarak her ne yaşta olursa olsun “seni leylekler getirdi” şeklinde cevaplar yerine; çocuğun aklında somut şekilde oluşabilecek, mantıklı açıklamalarda bulunulması yerinde olacaktır.
Açıklanan hususlarla ilgili somut bazda atılacak adımlar ise çocuk bilimi, yani pedagojinin alanına girmektedir. Bu alanda yapılmış pek çok çalışmadan çıkartılan ve ailelerce atılması gereken adımlar, bu yazımızda aileleri biraz olsun bilinçlendirebilmek adına okurlarımıza sunulmuştur. Temel cinsel eğitim almış bir çocuk, her cinsten kişiye saygılı olmayı öğrenip; ilişkilerinde daha az problem yaşayıp, bedenini tanımaktadır. Unutulmamalıdır ki, bir bireyin sağlıklı gelişebilmesi, sağlıklı bir çocukluk geçirmesi ile mümkündür. Çoğumuzun çocukluğunda yaşamış olduğu birçok olay, hala tarafımızda etki gösterebilmektedir. Ortaya çıkan bu olumsuz etkilerin çocuk gelişiminde yok edilebilmesi; okul, aile ve toplum üçgeninin çabasıyla mümkündür. Bu nedenle bilim ışığında aşağıda sıralanan cinsel konularda verilecek temel eğitim, bir çocuğun, dolayısıyla bir toplumun geleceğinin aydınlanması noktasında oldukça önemli yer tutmaktadır. Bu başlıklar ise şu şekilde sıralanmaktadır:
- Anne, baba olarak cinsel istismar konusunda bilgili ve bilinçli olmak,
- Çocuğun cinsel gelişiminin yakından takip edilmesi,
- Çocukla açık iletişimin kurulması,
- Çocuğa ilgi ve şefkat gösterilmesi, güven ve sevginin belirtilmesinden kaçınılmaması,
- Aile fertleri ve yakın aile fertleri dışındaki başka kişilere fazlaca yaklaşmamaları korkutulmadan öğretilmeli,
- Aile fertleri ve yakın aile fertlerinin de, çocuğa gösterilecek cinsel bölgelere temasına müdahale gerektirdiği,
- Sevmenin sadece öpmek, dokunmak olmadığı, tatlı bir bakışın, bir sözün bile sevgiyi ifade etmek için yeterli olduğu,
- Hayır deme becerisinin öğretilmesi bu tarz yaşanan olaylarda hayır diyebilmesi adına önem teşkil etmektedir.
Sonuç olarak bu bağlamda özetlenecek cümlemiz, toplumumuzda ayıp şeklinde nitelendirilen birçok husus, geleceğimizin şekillenmesine oldukça zarar vermektedir. Bilinçli bir toplumda cinsel konu ayıp ve tabu şeklinde nitelendirilmeden, doğru şekilde konuşulmalı ve doğru şekilde öğretilmelidir.