KANUNLARDA KADININ HAKKI GÖZETİLİYOR, PEKİ YA UYGULAMADA?

AV. SERAP TAŞTEMEL2022-01-08 00:17:50

            Tarihten günümüze kadar bakıldığında tüm eski hukuk sistemlerinde kadınların eş seçme, çalışma, velayet, mirasçılık, boşanmada söz sahibi olma, çalışma ve sosyal güvenlik konularında pek çok temel haklarından mahrum bırakıldıklarını görmekteyiz. Bu durum dinî, biyolojik ve esas itibariyle ekonomik nedenlere dayanmaktadır. En basit örneği ile miras konularında coğrafi etkenler nedeni ile kanunda verilen haklarını kadınlar kullanamamaktadırlar.

            Fazla eski dönemlere gitmeye gerek olmaksızın ülkemize baktığımızda kadınların hukuken korunmasına yönelik mevzuatın uygulamaya aktarılması alanında ülkemizin başarılı olduğunu söylemek pek güç olacaktır. Üzülerek belirtmek gerekir ki, geçmiş dönemden bugüne dair olan arşivlere ve verilere bakıldığında kentleşme sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayamamış bir ülkede yaşamaktayız. Bu durum da dolaylı olarak kadına yönelik mağduriyetin önlenmesine ilişkin mücadelemizi artırmaktadır.

            Türkiye’de kadınların hukukunun korunması alanındaki yetersizlikler düşünülenin aksine mevzuattan kaynaklanmamaktadır. Sorun mevzuatın uygulanma aşamasında ortaya çıkmaktadır. Kanunda açık bir şekilde ifade edilen bir hak, uygulamada korunamamaktadır. Bilindiği üzere bu hak genellikle kadına yönelik şiddetin korunmasına yönelik, kanunun kadına verdiği haklardandır.

            Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması 2014 ve devam yılları sonuçlarına göre; ülke genelinde yaşamının herhangi bir döneminde eşinden veya birlikte yaşadığı kişiden fiziksel şiddete maruz kalan kadın nüfus oranı %35,5’dir. Kadına karşı şiddet gittikçe büyüyen bir oranda ülkemizin önemli bir sorunu haline gelmeye devam etmektedir. Peki ya hiç düşündünüz mü? Neden sorun giderek büyümektedir? Cevabı çok basit: “ Mevzuat var, Uygulama yetersiz”.

            Kadın hakları da bir insan hakkıdır. Gerek kadına yönelik şiddet eylemlerinde gerek kadına yönelik haklarından mahrum kalmasına sebep olan baskılara yönelik ( boşanma ve ölüm halinde mal alma haklarından mahrumiyet) mevzuat kapsamında olan düzenlemelerin uygulamada birebir yerine getirilmesi gerekmektedir. En basit örneği ile ülkemizde birçok örneğini yaşadığımız şiddete uğrayan bir kadın, başvurduğu kurumlardan çözüm bulamamaktadır. Bizler, bilinçli bireyler olarak kadın haklarını da diğer haklarımız kadar üstün tutmalı, üstün tutulmayan durumlarda ise topyekûn mücadele vererek üstünlüğünü sağlamalıyız. Nitekim günümüzden geleceğe bırakacağımız en güzel miras, ülkemizin kadın haklarının üstün tutulduğu ve kadının en az şiddete uğrayan ( duygusal, psikolojik şiddet dâhil) bir ülke olmasını sağlamak olmalıdır.

Anasayfa