KADININ GÜCÜ!

AV. ELİF GÜNEY KATIRCIOĞLU2021-12-23 09:16:48

 

            5 Aralık 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, mecliste yapılan görüşmeler neticesinde Türk Kadınlarına seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Hepimizin de bildiği gibi, bu hakka öncelikli ulaşan ülkelerden biri olarak tarihi bir adım atılmıştır. Devamında ise çalışkan Türk Kadınının iş hayatına ve sosyal hayata adapte olabilmesi adına pek çok uygulama getirilmiştir. Günümüzde ise kadının hem iş hayatında hem de siyaset hayatında üstlendiği rol sık sık gündem konusu olmaktadır.

            Bizlere verilen ilk hak olan seçme ve seçilme hakkının ardından, diğer ülkelere nazaran sosyal ve siyasal hayatın içinde daha aktif yer bulmamız beklenirken, TÜİK tarafından yapılan incelemeler göstermektedir ki Türk Kadını beklenen verilere henüz ulaşamamıştır. Bunun asıl nedeni kadınların mesleki başarısızlığından ziyade, iş hayatı ve siyasi hayatta erkeklere sağlanan kolaylıkların kadınlardan esirgenmesindendir. TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre; “En yüksek kadın istihdam oranı, %38,6 ile TR90 (Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane) bölgesinde iken en yüksek erkek istihdam oranı, %71,3 ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesinde gerçekleşti. En düşük istihdam oranı ise kadınlarda %12,4, erkeklerde %49,4 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) bölgesinde oldu. Her ne kadar ilimizde işgücüne katılım oranları Türkiye ortalamasına göre yüksek olsa da, katılım oranının yeterli olmadığı aşikardır. Türkiye Büyük Millet Meclisi verilerine göre; 2020 yılında 584 milletvekili içerisinde kadın milletvekili sayısının 101, erkek milletvekili sayısının ise 483 olduğu görüldü. Meclise giren kadın milletvekili oranı, 2007 yılında %9,1 iken bu oran 2020 yılında %17,3 oldu”.  2020 yılı Büyükelçi sayılarına bakıldığından %25’in kadın, %75’in erkek olduğu görülmektedir. Temsil makamı noktasında kadınlara verilmesi gereken önemin de istenilen seviyede olmadığı açıktır.

            Diğer bir şaşırtıcı oran ise kadınların gece sokakta yalnız yürürken hissettikleri güvensizlikle ilgilidir. TÜİK’in yaptığı araştırmaya göre; “2020 yılında yaşadıkları çevrede gece yalnız yürürken kendilerini güvensiz hissedenlerin oranı toplamda %19,1 iken bu oran kadınlarda %27,3, erkeklerde %10,7 oldu. Kadınların %48,7'si, erkeklerin ise %69,9'u yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetti.” . Verilen oranları incelediğimizde, toplumumuzda yaşayan kadınların neredeyse yarısı yaşadıkları çevrede kendilerini güvende hissetmemektedir. Kanunların caydırıcı olmaması, uygulamada kadınların korunamaması ve birçok nedenden dolayı eşleriyle, sevgilileriyle hatta babalarıyla aynı evde yaşayan kadınlar hayatlarından endişe duymaktadır.

            Kadınları iş hayatına katılmaları, siyasete yön vermeleri ve bulundukları her ortamda desteklenmeleri ülkemizin gelişmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Çalışan kadınlar açısından fırsat eşitliği sağlanmalı, evlilik yahut çocuk sahibi olmaları halinde işten çıkarılmaları engellenmelidir. Öyle ki; evlilik ve çocuk sahibi olma ihtimali, çoğu kadının iş hayatında yükselmesine engel olunmaktadır. Artık kadınlarımız tarafından kanıksanan bu durum cam tavan sendromunu gün yüzüne çıkarmaktadır. Ne kadar başarılı olsa da, istediği noktaya ulaşamayacağını bilen kadın, çabalamaktan ve talep etmekten vazgeçmektedir. Güçlü kadınlar, güçlü gelecek demektir!

Anasayfa