17.yydan önce çocukluk denilen bir kavram bulunmamaktadır. Çocukluk kavramı tarih baz alındığında 400 yıllık bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.Dilbilimde ‘’çocuk’’ kelimesinin karşılığı ‘’küçük yaştaki erkek veya kız , bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan.’’ olarak açıklanmaktadır . Dünyada ki tüm ülkelerde ‘’çocuk ‘’ kavramının genel tanımı ‘’korunmaya ve bakıma muhtaç korumasız birey’’ olarak algılanmaktadır. Bu yazımızda insanların zihnine yer eden bu tanımın nedenlerini ve sonuçlarını ele alacağız. Bu tanımın genelleşmesinin yegane sebebi gelişmekte olduğunu zannettiğimiz dünyadaki tüketim alışkanlıklarımızın artması ve çok uluslu şirketlerin ucuz maliyet-fazla kar politikası uygulamasıdır. Bu politikaların ‘’çocuklar üzerindeki yansımalarını’’ bilimsel veriler eşliğinde inceleyeceğiz.
Dünyadaki tüm ülkelerde refah seviyesi fark etmeksizin , çocuk işçilerin iş hayatında yer aldığı herkes tarafından bilinen üzücü bir gerçeklik haline gelmiştir. Sanayi Devrimi ile dünyanın küresel bir pazar haline gelmesiyle uluslararası şirketlerin fabrikalarında ve büyük tarım arazilerinde en ucuz iş gücü olarak çocuklar tercih edilmektedir. Özellikle Afrika ve Asya Kıtasında yer alan ülkelerde çocuk işçi sayısı azımsanamayacak kadar fazladır. ILO’nun 2012-2016 yıllarını kapsayan ‘’ çocuk işçiliğinin küresel tahminleri : sonuçlar ve eğilimler’’ raporu incelendiğinde ortaya çıkan sonuç en az 218 milyon çocuğun yani tüm dünyada ki çocukların %9,6‘sı çocuk işçi statüsüne aittir. Dünya çocuk nüfusunun % 4,6‘sı yani ortalama 75 milyon çocuk, istismara uğrayacağı veya güvenliğinin en az seviyede yer aldığı işlerde çalışmaya zorlanmaktadır. Afrika ,Asya ve Pasifik ülkelerinde çalıştırılan çocukların yaş ortalaması maalesef 5-11 yaş aralığında yer almaktadır. ILO’nun 182 numaralı “Çocuk Emeği’nin En Kötü Halleri” Sözleşmesi’nin 2.maddesinde yer aldığı şekliyle “on sekiz yaşın altında olan herkes çocuktur” 41, işçi kavramı ise “iş (hizmet) akdine (sözleşme) dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişi ” 42 şeklinde tanımlanmaktadır. Sokak çocuğu kavramı ise ilk defa 1851 yılında Henry Mayhew’in yazdığı ‘’Londra Yoksulu’’ eserinde yer almış genel anlamla kullanımı ise 1979 yılı Birleşmiş Milletler Çocuk yılından sonra başlamıştır. Devletler çocuk işçiliğin önüne geçilmesi için zaman zaman çeşitli kanunlar çıkartarak sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirmeyi amaçlamışlar fakat bu çaba genel-geçer bir yaklaşımla değerlendirilmiştir. Ülkemizde bunun en somut örneği 5 Haziran 1986 yılında kabul edilen ‘’ Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanun’ u ve daha sonra değiştirilen 29.06.2021 tarihli ‘’Mesleki Eğitim Kanun’u ‘’izlemiştir. Çocuk işçilerin zanaatkar olması hedeflenmiş ise de sosyal ihtiyaçları hiçbir zaman düşünülmemiştir.
Çocuk işçiliği kavramının insanlık tarihiyle aynı anda başladığı tahmin edilmektedir. Sümerler’e ait bir yazıtta baba okulda haylazlık yapan oğluna şu sözleri söylemiştir; “....adam ol, sokaklarda dolaşma, bak, seni hayatımda hiçbir zaman tarlama kazmak için göndermedim.Senin gibiler çalışarak ailelerini geçindiriyor. Sana git, çalış, demedim.” Bu yazıtta Sümerler’de aile geçimi için çocuklara ihtiyaç olduğu kabul edilmektedir.
Sanayi devriminden sonra çıkartılan hukuki düzenlemelerden bazıları ; “Baca Temizleyicileri Kanunu” (“Chimney Sweepers Act”), “Çırakların Bedensel ve Tinsel Sağlıkları” (“Health and Morals of Apprentices Act”), “Reform Yasası”1832,“Fabrika Yasası” 1833 (“Factories Act”) “Fabrika ve Atölyeler” (“Factory and Workshop Act”) Yasası 1878, Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Kölelik, Köle Ticareti, Köleliğe Benzer Uygulama ve Geleneklerin Ortadan Kaldırılmasına Dair Ek Sözleşme., Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi vb.
Yukarıda sayılan sözleşmeler çocukların korunması için çıkartılan yasalardan bazılarıdır. Devletlerin ;çocukları ve çocuk işçileri koruyacak , sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak, kayıt dışı istihdamlarını engelleyecek kapsamlı bir şekilde oluşturulmuş hukuki politikalar izlemesi , bireylerin ise ;çocuk işçi çalıştıran çok uluslu şirketlere destek vermemesi ve bu konuda çevresel bilinçlendirmeye destek olması ile 250 milyon çocuk işçi sayısını azalabiliriz. Çocukların bir gelir kaynağı olmadığını ve hepimiz tarafından korunmaları gerektiğinin bir vatandaşlık görevi olduğunu unutmayalım…