ŞİDDET İÇİN BAHANE ARIYORUZ!

Şafak DELİÇAKAR2021-09-08 09:44:49

Kimyamızın bozulduğu bugünlerde artık sokağa çıkmaya korkar olduk. Özellikle akşamların hiç tekin olmadığı dönemlerden geçtiğimiz günlerde inanın toplumun kimyasının ne kadar bozulduğuna eminim sizde zaman zaman tanıklık ediyorsunuzdur. Gecesi gündüzü kalmayan şiddetin ne zaman karşımıza çıkacağı artık hiç belli değil.

Nefes aldığımız, oturma organlarımızı koyduğumuz veya adım attığımız her yerde mutlaka sözlü veya fiziksel şiddetle burun buruna gelmemiz an meselesi oluyor. Trafikte uyarı için korna mı çaldın? Yandın vallahi yandın. Haydi o yoğun trafikte sırf şergatalık olsun diye kornalara yapışan magandaları saymıyorum tabi.

Ama normal seyirde iken biri peşine düşüyor. Dart da dart, sanki paşaya kelle yetiştirecek. Az ilerde ışık yansa adamla aynı yerde durup bekliyorsun ya kardeşim. O zaman iki dakika önce ki telaşın neydi? İnip bir şey desen sopa veya levye ile boyunun ölçüsünü alırsın Vallahi…

Sokakta yürürken yan bakmalar, kol ve dirsek atmalar, ortalığı savaş alanına çevirmeye yetiyor. İşportacıların, tezgahçıların, seyyarların yer kapma savaşları, şehri kafalarına göre parsellemeleri, her köşe başını babalarının malıymış gibi sahiplenmeleri görseniz yahu adamların dersiniz ki bir tek tapuları eksik.

Her şeyi bir kenara bıraktım. Yahu evinizde balkonunuza astığınız çamaşır bile şiddetin doğmasına yetiyor da artıyor. Ya üsteki üsten aşağı bir şey yağdırıyor ya da altta ki size asacak zamanı mı buldun diyerek canınıza okuyor. Bir de senin çocuğun benim çocuğum kavgaları var. Meşhurdur biliyorsunuz. Çok şükür o geleneğimiz de hala devam ediyor.

Eğlence mekanları mı dediniz? Valla bu devirde gecenin bir vaktinde oralara gitmek biraz fazla yürek ister. Ya okkalı bir cebe birde bileğe sahip olacaksın. Ya da oturma organlarını çöküp evinde barkında oturacaksın. Eğlenmek kim biz kim? Maalesef eğlenme hakkımız da, kültürümüzde bu kimya bozukluğu yüzünden yok oldu gitti. Artık ağızla içilmiyor ve yenilmiyor. Anladınız siz.

Ha bir de iş dünyasından örnek vereyim. Patronundan azar işiten biri, çalıştığı herkesi zan altına alır. Beni kim şikayet etti? Kim gambazladı? Kim çekemedi de bu iftirayı atı? Diyerek başlarlar herkesi töhmet altında bırakmaya. Sözün özü, yaşantımıza, kendimize biraz çeki düzen vereceğimize, sanki marifetmiş gibi oturup, kalkıp şiddet için bahane arıyoruz…

 

 

Anasayfa