BİZİM ÜÇ BÜYÜKLER!

Şafak DELİÇAKAR2021-07-05 10:41:28

Üç büyükler, futbolda çok konuşulan bir terimdir. Malum bilirsiniz BJK, GS, FB, kulüplerimiz için kestirmeden söylediğimiz bir terim. Ama bu kez farklı bir üç büyük tespiti yaptım. Ordumuz da kamu ve yerel yönetimlerimiz de bizim de üç tane büyüğümüz yok mu? Var tabi ki, hiç olmaz mı?

İlki devlet babamız Ordu Valisi Tuncay Sonel, ikincisi şehrimizin abisi, amcası, tonton dedesi Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, üçüncüsü de gönül erimiz ve gönül elçimiz Altınordu Belediye Başkanı Aşkın Tören.

Ben, Ordu’ya 2002 yılında kesin dönüş yapıp mesleğime burada devam etmeye başladıktan sonra Valilik makamına oturan, Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan hemen hepsi ile mesai arkadaşlığı yaptım. Şu veya şunlar iyi veya kötü idi, şu veya şunların dönemi daha iyi veya daha kötüydü diye bir karşılaştırma ve eleştiri odağına da girmeyeceğim.

Hakikat neyse onu kamuoyuna aktarmak, benim hem mesleki hem de vicdani sorumluluğum altındadır. Şu ana kadar gördüğü üç büyükler kulvarında iyinin de en iyisi bu ekip demekte hem kendime hem de Ordu halkına haksızlık etmiş olmam her halde.

Neden mi? Bakın ilkinden devlet babamızdan, devletin şefkatli elinde başlayayım. Göreve geldiği günden buyana Ordu’da kaç defa kaçar kez hanımı ile birlikte şehit ve gazi ailelerini kaçar kez ziyaret etmişlerdir biliyor musunuz? Kaçar kez? Sayılarını kendileri dahi unutmuşlardır. Çocuk, kadın, genç, yaşlı, engelli ihtiyaç sahibi ailelere uzattıkları şefkat ellerinin hatti hesabı yoktur.

Benim gibi kolunda saat taşımadan mesai mefhumu gözetmeksizin görev yaptığı ile canını koyan Vali Sonel, bir gece yarısı bakıyorsunuz balıkçı esnafı ile birlikte bir bakıyorsunuz gün içerisinde esnafın ortasında, bir bakıyorsunuz devlet erkanını denetimde. Nerede ne zaman olacağı hiç belli olmayan Vali Sonel, ilçeleri dahi boş bırakmıyor. İnsana dayalı ne varsa o da hep orada.

Abimiz, amcamız, dedemiz Büyük başkan Dr. Mehmet Hilmi Güler için de duygularım ve düşüncelerim pek farklı değil. Devlet babayla hemen hemen bire bir. Zira başkan Güler’in aile terbiyesi, yetişme tarzı, aldığı devlet terbiyesi her hareketi ve kararlarıyla da kendini gösteriyor. Yaşına rağmen son nefesine kadar, “Ordu” diyen bir bürokrat için sanırım fazla söze de gerek yok.

Üçüncü büyüğümüz yani gönül erimiz, gönül elçimiz Başkan Aşkın Tören’i de ben göreve başladığı süreçten itibaren tanımaya başladım. Çalışmalarını hala yakından takip ettiğim Başkan Tören’in de elbette kişilik ve karakteri benim için çok önemliydi. İzlenimlerim sonucu, Başkan Tören’in de aile terbiyesi, kararlılığı, devlet terbiyesi tam bir hırka gibi oturmuş üzerine.

O da devlet baba gibi, şehrin abisi gibi, insana dayalı, insan odaklı hizmetlerin yanı sıra hayvan hakları, çevre konuları, sosyal yaşam alanlarında tüm bireylerin kullanabileceği ortak paydalar ve sosyal yardımları ile koltuğu hak eden isim oldu benim nazarımda.

Sonel, Güler ve Tören mangası gibi üç büyüklerin, İnşallah Ordumuz da önü arkası kesilmez. Rabbim, bayrağı, devleti ve milleti için emek sarf eden, mücadele eden, her daim insan diyen, Yaradan’ın yarattığı her canlıya hizmeti şiar edinen böyle büyüklere zeval vermesin. Varlığınız daim olsun. Bizim Üç Büyükler.

 

Anasayfa