KANAL İSTANBUL

Şafak DELİÇAKAR2021-07-02 08:03:50

Kimine göre günden değiştirme projesi, kimine göre rant projesi, kimine göre ise israf projesi. Aslında tam bir seçim projesi! Seçmenin önüne konmuş havuç misali. Yersen?

Halkın yüzde 51 i istemiyormuş. Yüzde 38 i istiyormuş. Diğerleri kararsızmış. Sadece bu kanal istek oranlarına bakıldığında dahi önümüzdeki ilk seçimin nasıl sonuçlanacağı belli oluyor.

Maliyetinin de nasıl karşılanacağı ya da karşılanamayacağı belli gibi! Biz ödeyeceğiz. Yani Ben, sen, o! Ama ülke tarihinin en büyük bütçeli yatırımını nasıl, kaç yılda ve hangi krizleri yaşayarak ödeyeceğiz işte o bilinmiyor.

Muhalefet ödemem diyor. İktidar söke söke alırlar diyor. Zavallı halkımız şaşkınca izliyor. Sanki F-35 ler için ödediğimiz ve ülkeyi dolandırıp kaçan telefoncu Ürdünlüden paramızı söke söke tahsil ettiğimiz gibi.

Tam da iktidarın tasarruf tedbirlerinin uygulanmaya başladığı bu ortamda ne olacak şimdi? Sanki bir Metafor! Sokağa çıkma yasağında köprüden ücretsiz geçişe izin verilmesi gibi.

Yapılabilir mi? Yapılabilir! Durdurulabilir mi? Durdurulabilir! Ya Çevresel etkisi? Kimin umurunda! Montrö anlaşmasını deler mi? Delse ne olur delmese ne olur… Çeviririz bi hamaset filmi, filmde basarız tokadı Montrö’yü delebilecek devletlerin elçilerine olur biter!

Urfa’da yapılan bir sokak söyleşisinde vatandaş diyor ki: “Para gelecek Türkiye’ye. Niye karşı çıkıyor bu muhalefet?”. Aynen katılıyorum o vatandaşa. Ama o para Urfa’daki o vatandaşın cebine mi girecek yoksa o vatandaşın cebinden mi çıkacak işte onu biliyorum.

Bizim şehrin eski milletvekillerinden biri basına verdiği müjdeli demecinde: “Hamdolsun Marmaray’ ı da biz yaptık…” demişti. Ordulular hemen akın akın İstanbul’a doğru yola çıkıp Marmaray’dan geçmeye mi gittiler o zaman bilmiyorum. Ama mesajın hemen seçim öncesi neden verildiğini biliyorum.

Şimdi de Kanal İstanbul nedeniyle beş yüz bin konut üretilerek kentsel dönüşüm için halka verilecekmiş. Valla bu sefer kaç Ordulu gider de bir daire için muhtemelen 5-6 milyon bedelle oradan daire satın alır işte onu bilemiyorum.

Bizim vekillerin bizi ilgilendirmeyen müjdeleri hiç bitmez. Bazıları var ki zannedersiniz ki “Yatırım Elçisi”. Sadece şehre yapılacak ama bütçesi ve onayı belli olmayan yatırımların müjdesini vermekten başka ne iş yaparlar bilen yok… Yahu bir kere de yapamadıklarını söyleseler, bir kere de halkı nasıl perişan ettiklerini söyleseler valla dişimi kıracağım.

Aslında Kanal İstanbul projesi bu ülkeye ve seçmenine çok şey öğretti. 

Bu ülkede yatırım kararlarının nasıl alındığını öğrendik. Parasız ama ödeme garantili yatırımların nasıl ihale edildiğini öğrendik. Parası ödenmezse, müteahhitlerin nasıl tahsilat yapabileceklerini öğrendik. İktidar yatırımlarının nasıl eleştirilemeyeceğini öğrendik. Her yatırımın bilimsel açıklamasının kitabına nasıl uydurulduğunu öğrendik. Bu arada, devletin malına çökmenin suç olmadığını da öğrendik. Avanta isterken kaydedilen konuşmaların montaj olduğunu da öğrendik.

En üzücüsü ise “Ben Gazeteciyim” demekle gazeteci olunamadığını öğrendik. Oysaki bu ülkenin vatandaşları ve seçmenler olarak, gazeteciliğin maalesef uyduruk ödül törenlerinde ödül almak, gazete köşelerinde yandaşlık yapmak, ısmarlama ve yalan dolan haber yazmak, yıkama yağlama yapmak, beleş yemeklere ve gezilere katılmak olduğunu zannediyorduk.

Nasıl da yanıldık, nasıl da kandırıldık be!

 

Anasayfa