AMAN HOCA KURTAR BİZİ TOSUNCUKLARDAN

ATİLLA SAMAT2021-05-04 09:55:03

Seksenli yıllarda Banker Kastelli yi bilenler vardır. O zaman halk dolandırıcılığı pek bilmez güvenirlerdi. Ancak o zaman ki halk kolay yoldan para kazanma dan ziyade yatırım için elindeki avucundakini verirdi. Sonra bu iş daha çok kolay para kazanmak isteyenlerin bir nevi uğraşı oldu. Sırasıyla titan zincirleri jet Fadıllar gibi Gele gele tosuncuk ve krıpto paraya dayandı. Bu kadar zaman zarfı içinde Halk daha da bilinçlense de kolay para kazanmayı bırakmadı. Akıllanmayan mağdurlar bu seferde ikinci dolandırıcının ağına düşüyor sizi kurtar cam diye. Acıdır ama Timur un filleri insanın aklına geliyor

 O vakitler savaşta filler kullanılmakta.

Aksak Timur tabir edilen Moğol insan, Anadolu'ya gelirken filleri de getirmiş. Hikâye bu ya Hakan, Akşehir yakınlarında otağını kurduğunda, bir erkek fili de Akşehirlilere emanet etmiş, "bunu" demiş, "yedireceksiniz, içireceksiniz. Hayvanımın başına bir şey gelirse sizi toptan bitiririm ona göre!" Fil tabii bu, doymak bilmez. Mütevazı insanlar ellerindekini avuçlarındakini yediriyor ama nafile. Ne varsa götürüyor, bağ bahçe tanımıyor, önüne gelen yeri çiğneyip talan ediyormuş. Akşehirliler fili beslemek için ambarda, kilerde ne varsa tüketmişler, aç açıkta kalmışlar. Bakmışlar böyle olmayacak, gitmişler Nasreddin Hoca'ya yalvarmışlar yakarmışlar. “Hocam" demişler, "biz perişan olduk. Hünkâr seni dinler, bir konuş Allah'ını seversen, şu fil belasını başımızdan alsın." Hoca şöyle bir bakmış Akşehirlilere. Hallerine acımış.

- Ey ahali o zaman toparlanın, hep birlikte gidelim, derdimizi birlikte anlatalım.

"Aman hocam ne arif bir insansın" demişler. Hoca önde, Akşehirliler arkada, huzura çıkmak için tıstıpırdak yola düşmüşler. Otağın kapısına gelindiğinde Hoca içeri girmiş. Hakan böyle şatafatlı bir tahta oturuyormuş. Hoca "elçiye zeval olmaz efendim" diye başlamış. Tarihe deha olarak geçen Timur da hocayı, zekasını severmiş. Buyur etmiş. Nasreddin de "bütün Akşehirliler hep birlikte düşünmüşler taşınmışlar beni sözcü seçmişler" diye başlamış. Timur, "hangi Akşehirliler?" diye kesmiş. Bizimki, "kapıdalar efendim" demiş.

-Getir bakayım, onları da göreyim.

Hoca gidip kapıya bakmış ki in cin top oynuyor! Millet son dakikada 'Aman abi cim ne olur ne olmaz' deyip arazi olmuş. Hoca düşünmüş, tekrar içeri girip huzura çıkmış. Timur, bıyık altından sormuş:

- N'aber Hoca, nedir durumlar?

Etrafındaki danışmanlarında da bir kıkırdama olmuş tabii..."Hünkârım" demiş Nasreddin, "şunu diyecektim aslında. Akşehirli sizin fili bir sevdi bir sevdi. Ne sempatik hayvan. Şirin mi şirin, tatlı mı tatlı. Adeta âşık oldular kendisine. Neşe geldi vallahi köye. Millet fil diyor, başka bir şey demiyor. Şiirler düzüyor, türküler yakıyor. Ancak herkes hayvancığasın yalnızlığına üzülüp duruyor. Eşi yok, ailesi yok. Öyle mahzun, tek başına, yazık. Ferman buyursanız da yanına bir de dişi fil getirseler. Biz de filimizin mürüvvetini görsek. Mus mutlu yaşasak. Gökten üç elma filan düşse. Hayat masal olsa, isteriz yani..." Timur, bir kahkaha atmış.

- Çok yaşa sen be ya. Ben bunu nasıl düşünemedim. Var git ver müjdeyi.

Gönderiyorum diğer fili. Hoca, otağın kapısından çıkıp ilerleyince, çalının çırpının ardındaki tam siper kurnaz Akşehirliler etrafını sarmışlar:

- Ne oldu Hoca? Hallettin mi ferasetinle olayı? Ne zaman gidiyor fil?

Hoca dervişan bir bilge gibi göz gezdirmiş. "Ne gitmesi anacım, ikincisi geliyor! Hayırlı uğurlu olsun siz  Beni de rahatsız etmeyin bundan böyle. Tarla tapan, çor çocuk beni bekler. Ben kendi işime bakayım, siz de kendi işinize, diyerekten asasını yola vurmuş, ufukta kaybolmuş.

En güzel kazanç alın teridir. Çocuklarımıza çalışarak daha çok kazanılacağını anlatarak bu tür tuzaklardan uzak tutmalıyız. Elbette ki verimli olanı vardır ama hırs her zaman daha çok kazanmanın peşinde. Helal kazançlı günler dilerim.

Anasayfa