Ç A P S I Z

Ufuk ERSOY2020-12-04 10:19:15

Liyakat. “İşin ehli”

Liyakat; kişiye o işe layık olduğunu veya olmadığını belirten derecelendirme ve değerlendirme, bir göreve ya da bir işe kişinin en uygunluk durumu diyebiliriz.

***

Liyakat rekabeti, rekabette başarıyı getirir.

Liyakat sahibi gücünü makamından almaz.

Liyakat sahibi olanlar bulundukları konumlara güç katar, geliştirir ve mevcut düzeyini arttırmayı sağlar. 

''Liyakat'' “elbisenin vücuda uygunluğudur.” 

***

Hak ve adalet, bir ülkenin temelinde olması gereken en önemli şeylerdir.

Hak ve adaletin olmadığı bir ülkede, insanlar her zaman öfkeli ve her zaman bir birine düşman olur.

Ve ahlaki değerler her geçen gün altüst olmaya mahkûmdur.

Nepotizm ve kronizm (akraba ve eş-dost kayırmacılığı), en önemli sorun.

Hiçbir şey yapmadan oturdukları koltuklarda adalet, etik ve erdemli olmaktan bahsedenlerin ikiyüzlülüğünden bıktık artık.

Ağzının bir köşesinde bu klişe sözleri hiç düşürmeden saklayanlar, ortamını bulduğunda midelerindekileri kusuyorlar.

Hani bilgi,

Hani eğitim,

Hani görgü,

Hani iletişim,

Hani kültür,

Hani fiziksel ve zihinsel becerileri,

Hani performans…

***

Liyakatin olmadığı ortamda sadakat ön planda maalesef.

“Senin adamın, benim adamım”

Liyakati olmayan, başarısız, yeteneksiz, çapsız fırsatçılar memleketi uçuruma itiyor.

Maalesef işi hak edene vermek yerine, senin adamın benim adamım sistemiyle, torpil ve adam kayırmacılıkla bir yere gelinemez. Hukuk ve adalet, eşitlik kaybolur gider.

Sonrası malumdur. Kural hiç değişmez.

Koltukları işgal eden çapsızlar, bulundukları makamları babalarının çiftliği gibi yönetirler.

Bedelini de halk öder.



 

 

Anasayfa