SUÇLU SEÇMEN

Şafak DELİÇAKAR2020-11-27 09:43:27

Türkiye’nin ekonomide, sosyal yaşamın işleyişinde ve iç ve dış politikada bu kadar sıkışması nedeniyle yaşanılan zorluklar dolayısıyla hemen her gün bizleri yönetenlerden şikâyet ediyoruz. Zorlukların kaynağını az çok biliyor ya da tahmin edebiliyoruz ama sebep olan kimdir hiç düşünüyor muyuz?

Meşhur fıkrayı bilirsiniz. Nasreddin Hoca’ nın evine gece hırsız girer, ne var ne yok çalar. Komşuları toplanır, kapıyı, pencereyi niye açık bırakıp uyudun diye hocaya yüklenirler. Mahkemeye çıkar. Orada da hâkim aynı hataları yüzünden hocaya yüklenir. Nihayetinde Hoca dayanamaz ve “Yahu iyi güzel de kabahatin tümü benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?” der.

Vatandaşın biri “Evimize ekmek götüremiyoruz” diye şikâyet etmiş. Şimdi sormak lazım? Bu olumsuzluklardan sadece bizi yönetenler mi suçlu ya da sorumlu? Şikayet eden seçmenin hiç mi suçu yok? 

Hiçbir parti ülkeyi kötü yöneteceğim diyerek iktidara gel/e/mez. Elbette hepsi de en iyi ben yönetirim diyecektir. İşte tam da burada artık sorumluluk seçmenindir. Bu ülkede güzel kadın, yakışıklı erkek diye siyasi figürler seçilmedi mi yıllarca. Bir kerede seçtiğinizin aklını, eğitimini, tecrübesini, bakış açısını, siyasi ideolojisini, davasını, geçmişini göz ardı etmeyin bari.

Hadi oldu da başaramadı. İktidarın bütün icraatlarının, programlarının ve söylemlerinin içeriğini, nedenlerini ve sonuçlarını hiç düşünmeden, irdelemeden ve eleştirmeden yıllarca alkışlayan kimdi? Seçmen değil miydi? Şimdi de kalkmış kızıyorlar. Hadiyin ordan!

Her partinin seçim manifestosunda Türkiye’nin açmazları tek tek sayılıyor. Enflasyon düşürülecekmiş, faizler indirilecekmiş, vergi yükü azaltılacakmış, cari açık dizginlenecekmiş, daha çok özgürlük sağlanacakmış vs. vs… Tek bir seçmen sordu mu 18 yıldır ülkeyi kim yönetiyor, neden ülke bu hale geldi?” diye.

Esnaf kan ağlıyormuş. Evine ekmek götüremiyormuş. O halde esnafın bağlı olduğu kurumun başkanı her gün hükümetin esnafa yönelik icraatlarını niye alkışlayıp övüyor? Bu başkanı kim seçti? Esnaf seçmedi mi? Eee noldu şimdi? Demek ki “Evimize ekmek götüremiyoruz” derken ya abartıyorsunuz ya da yalan konuşuyorsunuz.

Ya, “Türkiye seninle gurur duyuyor!” diye gaz verenler kimdi? “Aya dört gidiş, dört geliş yol yapsak seçmen bize inanır” derken hangi seçmenden bahsediliyordu? Erken seçim Türkiye’nin gündeminden çıkmıştır” dediler seçmen alkışladı. “Erken seçim vatana ihanettir” dediler seçmen alkışladı. “Erken seçim kararı aldık” dediler seçmen yine alkışladı. Neyi neden alkışladığını bilmeyen seçmen olur mu? Oysa arada sırada, “Yahu yanlış yapmaktasınız” diyebilseydi. Her yanlış ve doğrusunu “Türkiye seninle gurur duyuyor, dik dur eğilme” diye alkışlamasaydı, iktidar belki de bu kadar yanlış yapmayacaktı. El birliğiyle, alkışlarla yazık etmediniz mi hem iktidara hem de ülkeye?

Hemen her iki yılda bir çıkarılan vergi affı, ülkede ekonominin iyi gitmediğinin işletmelerin kazanamadığının en büyük kanıtı değil miydi? Esnaf ve tüccar kazansa; vergisini yatırmaz mı, devletle yüz-göz olmayı hangi Türk insanı ister? Eğer vergiler ödenmiyorsa, ya vergiler çok yüksek ve merhametsizdir ya da ekonomik ortam kötüdür, iş yapılmıyor ve para kazanılmıyor demektir. Var mı başka sebep? Oysa bunlara sebep olarak bir türlü belirlenemeyen “dış mihraklar” hikâyesiyle yıllarca uyutulmadık mı?

Şimdi hak, hukuk, adalet, ekonomi, reform, AB ve her ülke dostumuz benzeri pıtırcık kelebekleri uçuran söylemleri duymaya başladık. Bunca yapılana bakınca sevinmek mi yoksa şüphelenmek mi gerek? Yıllardır süren tüm olumsuzlukların suçu istifa eden bakanda mıydı?

Bir fıkra ile anlatmak gerekirse; Fare, başını delikten çıkarmış, karşısında koca bir dilim salam, bir kapta fındık-fıstık, bir başka kapta süt, koca bir dilim kaşar. Hemen deliğine çekilmiş ve bu işte bir “Puştluk Var” demiş.

Anasayfa