TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT!

Şafak DELİÇAKAR2020-11-25 10:28:00

Teşbihte hata olmaz ama maalesef durumumuz tam da böyle. Biri bize kaç derken diğerine tut diyor. İşyerleri pandemi dolayısıyla kapatıldı. Eyvallah. Ama bu işyerlerini işletenler, işçiler ne yapacak, kirasını, elektriğini, suyunu ve sair borçlarını nasıl ödeyecek, ne yiyecek ne içecek diye düşünen var mı? 

Diğer taraftan alacaklıya icraya gitme yolunu açık tutarak, icra dairelerini mezbaha misali çalıştırıp borçluyu mafyavari çalışan hukuk bürolarının acımasız saldırıları altında bırakmak nedir peki?

İcra dairelerinin kapısında icradan hacizli mal satışını kovalayan fırsatçıların içerden bilgi sızdırıp, içerdeki ortakları ile beraber kelepir satın almalar yapıp milletin malına üç kuruşa çöktüklerini bilmiyor musunuz?

Bazı grupların, kendileri dışında ihaleye girmeye çalışanları tehdit ettikleri, tartakladıkları iddialarını duymadınız mı? Alacaklı avukatlarının borçlu avukatlarını tehdit ettiğini, gayrimenkul ihalelerinde ise bu grupların, alacaklı veya borçlu ile anlaşarak katıldıkları ihaleye fesat karıştırdıkları iddialarını duymadınız mı? Şikâyetlerin son bir yıldır arttığını, mezat salonuna kamera yerleştirmenin, polis görevlendirmenin de çözüm olmadığı, dışarıda anlaşmalar yapıldığı, uluorta tehditlerde bulunmaya devam edildiğini duymadınız mı? 

Daha önce haciz mahallerine taksilerle gidilirken Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfının devreye girmesi ile artık vakfın araçları kullanılmaya başlandığını, ancak vakfın araçları, taksi bedelinin dört katı ücretle çalıştığını ve borçlunun borcunun daha da arttığını bilmiyor musunuz? Anlaşmalı satışlar nedeniyle tespit edilen değerin çok altında satışların yapılarak borcun tamamı kapanmadığı için de yeniden hacze gidildiğini bilmiyor musunuz?

Hem her türlü kazanç kapılarını kapatıp hem de borçlunun borcunu artıracak gereksiz harcamaları icra dairelerinin keyfine bırakmak doğru mu? 

Ya yediemin deposu işleticilerinin, yanlarında çalışanlar ve başka dar çevrelerden oluşan gruplar ile sistemli ve bilinçli olarak ihalelere girip dışarıdan ihaleye gireceklere engel olmaya başladıklarını bilmiyor musunuz? Çekicilerin ve Trafik polislerinin çay kahve çorba ekmek arası döner ikramları ile istirahat mahalli haline gelen yedi emin depolarını hiç duymadınız mı?

Yediemin depolarının fiziki eksiklikleri nedeniyle menkulleri en uygun koşullarda muhafaza edememesi nedeniyle depolarda ya çürüyüp ya da yedek parça ihtiyaçlarının karşılandığı yerler gibi kullanılması nedeniyle araçların değer kaybettiğini bilmiyor musunuz? 

Hele ki o vergi dairelerinin vergi affı tasarısı komisyonda kabul edilip meclise gönderilmesinin hemen ardından mükellefi elektronik banka ve sair hacizlerle hesaplarına, kredi kartlarına, mallarına hacizler koyup son bir şamar atma yöntemi ile çaresiz bırakarak bunaltması hangi egonun, hırsın, davanın ve mantığın eseridir acaba? 

Mükellefi mafyavari sıkıştırıp tehditle para tahsil ederek kime yaranmaya çalışıyorlar. Hangi kanundan alıyorlar bu yetkiyi? Bu ilin valisi, defterdarı duymaz mı görmez mi bunları? Zannediyorlar ki her vergi borcunu ödemeyen sahtekâr veya dolandırıcı. Mükellef borcuna karşılık “İki bin ödeyebilirim vallahi başka param yok” diye yas yas yalvarıp ağlarken “Olmaz beş bin getireceksin” diye vicdansızca tehdit edilirken hiç bir kimse duymadı mı görmedi mi?

İnsanlar utandığı için bu sıkıntılarını dile getiremiyor ama bu gerçeği iktidarın yereldeki örgütlerinin veya amirlerinin duymamış, görmemiş ve sorgulamamış olması bir vurdumduymazlık değil de nedir? 

Tefecilerin sokaklarda kol gezip milletin kanını emdiği, malına canına çöktüğü bilinmiyor mu? Şikâyet edin gereğini yaparız demek kolay. Can korkusundan şikâyet edemeyenlerin çaresi olmak kimin görevi peki? 

Siz ne iş yaparsınız? Siz kimden yanasınız? Vatandaşı ezenlerden mi? 

Sonra milletin karşısına çıkıp “Gönüllere gireceğiz” diye ahkâm kestiğiniz de bu gerçekleri seçmen değerlendirmeyecek mi zannediyorsunuz? 

Vatandaş zaten patlama noktasına gelmiş. Devlet gücüyle veya gücünü devletin vurdumduymazlığından alanlara karşı dik durmanız gerekirken, vatandaşı zayıf bırakarak biraz daha ezdirmek reva mıdır?

Bırakın hava civa işlerini ve projelerin peşinde koşmaya da tekmili kıyafet halkın arasında gezin biraz. Peşinize on tane gazeteci takıp vatandaşın kameralar karşısında gönlünü almaya çalışırken “söyle bakalım derdin var mı” diye sormak yerine tek başınıza, tanınmadan gezin. Gizlice dinleyin bakın vatandaş neler konuşuyor? 

Şikâyet gelmiyorsa güvenilmez olduğunuzdandır. Şikâyet beklemek yerine “Resen” hareket etme müessesesini kullanın biraz. Bir kere de vatandaşın yanında olun be! 

 

Anasayfa