MİLLETİN DERDİ HEP AYNI! (NE OLACAK HALİMİZ?)

Bugünlerde yaptığım saha çalışmalarında dikkatimi çeken tek soru, “Ne olacak halimiz abi?” sorusu oldu. Çarşı, Pazar, eş dost ve esnaf ziyaretlerimizde millet artan hayat pahalılığından ve yükselen döviz ve altın fiyatlarından yana dertli mi dertli.

Alım gücü tükenen dar gelirli vatandaşlara bir dokunduk bin ah işittik. Günlük eve aldıkları ekmeğin sayısını düşüren mi dersiniz, aylardır et yüzü görmedik diyen mi dersiniz, kışlık zaruri ihtiyaçlarımızı henüz karşılayamadık diyen mi, asgari ücretin altında ki maaş alan emeklilerin gel de bu parayla sen geçin diyen mi dersiniz. Kısaca geçim konusunda dar gelirli vatandaşa dokunmak pek mümkün değil.

Yine alım gücü neredeyse tükenme noktasına gelen orta kesimde durum pek iç açıcı değil. Hazıra dağ dayanmaz sözünü en çok kullanan bu kesimde ise elde avuçta ne varsa tükettik. Artık elde avuçta da bir şey kalmadı. Bu gidişat nereye kadar sürecek? Daha bir şeyin yanına yanaşamaz olduk diyerek serzenişlerini ortaya koydular.

Ya tuzu kuru olanlar! Onlara da sormadık değil tabi. Valla tuzu kuru olanlar da pek memnun değil. Çünkü bugünlerde onlar içinde her şey tehdit unsuru imiş. Fazla üretime geçemiyorlarmış, istihdam azaltma politikalarını mecburen uygulamaya koymak durumunda olduklarını, yatırım ve kapasite artırım mevzularını bile akıllarının ucundan geçirmeyen bu tuzu kurulara da hak vermemek elde değil, değil mi?

Esnaf kardeşlerimizin haline de ben kendi adıma çok üzüldüm. Bir kırtasiyeci kardeşimiz 7-8 aydır daha siftah yapmadığını söyleyerek yarasını deşti bana.

Şehir merkezinde günlerce, haftalarca siftah yapamayan esnafları düşünsenize bir bakalım. Fahiş dükkan kiraları, vergisi, algısı, harcı, elektrik, telefon, su aylık fatura tutarları, gel de çık işin içinden çıkabilirsen tabi.

Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Gördüğünüz gibi, memurundan işçisine, emeklisinden esnafına, tüccarından sanayicisine, doktorundan öğretmenine kimse halinden memnun değil. Milletin derdi hep aynı. Yükselen hayat pahalılığı, alım gücünün kaybolması, işyerlerinin kapanma noktasına gelmesi, vatandaşa, “Ne olacak halimiz?” sorusunu sordurmaya başlamış. Haberiniz ola…