MEB, BU SORUNLARIN ALTINDAN KALKABİLECEK Mİ?

Şafak DELİÇAKAR2020-09-18 09:53:10

2020-2021 eğitim öğretim yılında okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak 21 Eylül tarihinde başlayacak. Diğer kademelerdeki eğitim “uzaktan eğitim” yolu ile sürdürülecek. Son yapılan açıklamalar bu yönde idi.

Dünde muhalif sendikalardan peş peşe gelen açıklamalarda Eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluk ‘uzaktan eğitim’ uygulamaları ile kapatmaya çalışıldığı, yaşanan sürecin eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkilerinin artarak sürmekte olduğu iddia edildi.

Bugün okulların açılıp açılmaması ile ilgili yürütülen tartışmaları takip eden herkes, ülkemizde salgının geldiği aşamayı ve eğitim-öğretim süreçlerine yönelik olası etkilerini kaygıyla takip etmekte olduğunu gözlemliyoruz.

Sendikaların yanı sıra yazılı ve görsel basında sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurgularken, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceği endişelerini duymaya devam ediyoruz.

Yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılması, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların tam güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla her gün vurgulanıyor. MEB, tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim içinde,  uzaktan eğitim içinde gerekli hazırlıkları acaba tamamlayabildi mi? 

MEB’in bugüne kadar öğrenci ve velilerin endişelerini giderecek, güven verici açıklamalar yapmaktan kaçınması, endişe ve kafa karışıklığını daha arttırdığı iddialar arasında yer alsa da MEB, okulların salgına karşı her türlü ihtiyacını karşılayarak, okulları her açıdan sağlıklı ve güvenli hale getirecek önlemleri de yine acaba tam tekmil alabildi mi?

Sağlıkla ilgili gerekli önlemlerin alınması için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacağı kaygılarının önüne geçile bilindi mi?

Diğer taraftan Türkiye'de okulları açmayı planlarken, özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesi, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirmez mi acaba?

Uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sıkıntılar yaşanırken, öğrencilerin uzaktan eğitime erişimini sağlayacak hazırlıklar yapılmadan atılacak her adımın mevcut eşitsizliği daha da derinleştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime biliyorsunuz başlandı. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’in gerekli hazırlıkları yaparak bunu başaramaması da kabul edilebilir bir durum değil.

MEB salgın karşısında sürekli hazır olduklarını, gerekli önlemleri aldıklarını iddia ederken, okulların açılmasına sayılı günler kala hangi somut önlemlerin alındığını kamuoyu ile paylaşması gerekmiyor mu?

Türkiye’de okulların fiziki donanım ve alt yapısı uzun süredir yetersiz ve okulların önemli bir bölümünde yaşanan temizlik sorunları hala çözülmedi. Nüfus yoğunluğu ve okulların büyük olması hastalık riskini daha da arttırmaz mı?. Okulların açılmasında 18 milyon öğrencinin yararını, fiziksel ve ruhsal durumunu, eğitim emekçilerinin ve velilerin endişelerini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekmiyor mu? Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen MEB, bu sorunların altından kalkabilecek mi?

 

Anasayfa