Eylül’ün 21’ine fazla bir şey kalmadı. Eğitim camiası adeta teyakkuzda, tedbirler konusunda ki seferberlikte devam ediyor. Bugünlerde en çok konuşulan hususta, okullar açılsın mı? Açılmasın mı? Ya da On Line Eğitim devam etsin mi? Etmesin mi?
Bunlar konuşulup tartışılırken, bir haftadır okulların bu ayın 21’inde açılıp bir hafta sonra yeniden kapatılacağı iddiaları bomba gibi düştü orta yere. Bir haftalığına neden mi açılacakmış? Sorusuna da gelince hemen söyleyeyim.
Kırtasiyeciler ve okul kıyafetleri satan esnafın bu bir haftalık süre içerisinde yapılacak olan alış verişlerle rahatlatılmasıymış. Kırtasiyeciler ve okul kıyafetleriyle malzemeleri satan esnaflara böylelikle de bir can suyu sağlanması hedefleniyormuş. Herkes alacağını aldıktan sonra okullar yeniden kapatılacakmış? İddia doğru ise yeni bir felaket daha kapımızda demektir.
Şimdi sormazlar mı? Kardeşim aylarca kahveler, çay ocakları, düğün salonları sayacağımız onlarca iş yerleri kapalı kaldı. Kimsenin gıkı çıkmadı. Peki şimdi bu nasıl perhiz? Nasıl lahana turşusu? Diye sormazlar mı? İnsanları bir hafta sokağa dökeceksiniz, sonra da 3. Dalga geliyor diye feryadı koparacaksınız değil mi?
Bu virüsün şakasının olmadığını hepimiz biliyoruz. Daha okullar bile hijyen konusunda tam hazır bile değilken, başta öğrencilerimizi ve onların aile fertlerini gizli bir tuzağın içine çekerek virüse bulaştırmanın hiçbir anlamı yok değil mi?
Hazır okullar demişken, ilimiz de başta olmak üzere tüm Türkiye genelinde okulların COVİD-19’a karşı ne zaman tam güvenilir hale getirileceği de hala merak konusu. İller bazında mı? Yoksa tek bir ağızdan mı bu sorunun cevabının ne zaman verileceği beklentileri de sürüyor. Yeri gelmişken söylemiş oldum. Söylentiler doğruysa! Eğitimde de işimiz Allah’a kaldı demektir.