Fındık sezonuna sayılı günler kala fiyat konusunda bugüne kadar herkes eteğinde ki taşları döküverdi. 21 Lira’dan alın 28 hatta 35 Liralara kadar beklentiler ortaya çıktı. İsteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara diye bir atasözümüz var. Bakalım sonuç ne olacak? Birlikte göreceğiz İnşallah.
Her yıl bütün siyasi partiler, İktidar hariç kafalarına göre bir fiyat atar ortaya. Birileri de rekolte tahminlerini doğru tutturamasalar da maksatlı bir şekilde dillendirirler. Baksanız ya da sorsanız bu işi en iyi bilende onlardır zaten. Olan yine her zaman olduğu gibi üreticiye oluyor.
Çünkü adamlar başarıyorlar. 50 senedir öyle bir düzen öyle bir tezgah kurmuşlar ki, 50 yıldır alivrecilerin, alaverecilerin, dalaverecilerin kurbanı olan üreticiler, 10 yıldır da tekelci ve tekelciye yardım ve yataklık yapanların kurbanı olmaya devam ediyor.
Her yıl Temmuz ayında bilinen gaydalar, pardon türküler okunur, üretici bir heves bir umutla Ağustos’ta bahçeye girer. Hasat sonunda gayda biter, türkü biter, söz biter. Alın teri ve emeğin karşılığı tabi ki yine üreticinin kursağında kalır. Kalır da kalır.
İstihdam da 125 yıllık tarihi olan fındığın ve üreticinin kaderini bugüne kadar bir Allah’ın kulu da çıkıp değiştirmedi. Aynı tas aynı hamam devam ediyoruz. Sonumuz hayra alamet değil bu gidişle de. Şimdi soruyorum bütün siyasi ve STK’lara erkenden yaptığınız bu spekülatif açıklamalardan elinize ne geçiyor. Oy mu? Para mı?
Biliyoruz ki kuldan utanmıyorsunuz. Bari Allah’tan utanın. Sezon arifesinde her ağızdan bir laf, bir rakam çıkması sizce ne kadar doğru? Bu yaptığınız eylem ve davranışların üreticiye ne kadar zarar verdiğini biliyorsunuz değil mi? Yine kocaman bir vebal ve kul hakkına girmeye doğru gidiyorsunuz. Haberiniz olsun…