Değerli kardeşlerim yaşadığımız hayatta en tehlikeli konulardan biride EGO TATMİNSİZLİK KOLTUK KAYBETME KORKUSU İnsan, mutluluğu neye bağlarsa onun yoksunluğu mutsuz eder. Para mutlu ediyorsa, azalmaya başlayınca kişi mutsuz olmaya başlar. Makam mutlu ediyorsa, kariyer basamaklarını birer birer inen insan mutsuz olur. Kenara çekilip şu soruyu sormak istiyorum: Hayat, sırf zevk almak için mi yaşanır? Elem duymak, ıstıraba kapılmak, kaybetmek, yenilmek, alın teri dökmek, yenilmek ve sonra bir daha yenilmek, başarısız olmak, bazen komik duruma düşmek, parasızlık çekmek, yalnız kalmak ve terk edilmek… İnsan bu duyguları hiç tatmamalı mıdır? Sorunsuz bir hayat yaşamak için kişinin hiç aciz duruma düşmemesi mi gerekiyor? Hiç hata yapma hakkımız yok mudur? İnsan, mutluluğu neye bağlarsa onun yoksunluğu mutsuz eder. Para mutlu ediyorsa, azalmaya başlayınca kişi mutsuz olmaya başlar. Makam mutlu ediyorsa, kariyer basamaklarını birer birer inen insan mutsuz olur. Kenara çekilip şu soruyu sormak istiyorum: Hayat, sırf zevk almak için mi yaşanır? Elem duymak, ıstıraba kapılmak, kaybetmek, yenilmek, alın teri dökmek, yenilmek ve sonra bir daha yenilmek, başarısız olmak, bazen komik duruma düşmek, parasızlık çekmek, yalnız kalmak ve terk edilmek… İnsan bu duyguları hiç tatmamalı mıdır? Sorunsuz bir hayat yaşamak için kişinin hiç aciz duruma düşmemesi mi gerekiyor? Hiç hata yapma hakkımız yok mudur? EGO aslına bakarsak “ben sizden üstünüm”, “ben basit biri değilim”, “beni küçümsemeyin” psikolojisinin getirdiği bir durumdur. Yani ego kişide, farklı özellikleri oluşundan değil, “eziklenme korkusundan” doğan bir durumdur. Kişi, küçük, başarısız, beceriksiz olmadığını ispatlama çabasına girer. Bundan dolayı kendinden bahseder sürekli, iyi taraflarını dile getirmesi yanı sıra kötü yanlarını da iyi bir işmiş gibi yücelterek anlatır. Aslında hedefi kötü huylarını veya kötü işlerini temize çıkarmaktır. Çoğu insan “egoist” olduğunun farkında olmazken bazı insanlar egolarını yenmek isteyebilir ve çaba sarf edebilirler. Çünkü; egoist insanların çevresi zamanla azalır. Korku, insanla birlikte var olan ve kıyamete kadar bırakmayacak, insanın doğal bilinçaltı zihninin, onu korumak amacıyla yaşattığı hayali bir dürtüdür. Karanlık korkusu, yalnızlık korkusu, kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu, makam ve mevki korkusu, mal ve dünya saltanatı korkusu gibi. Yukarıdaki cümleler bana ait değil, internette bulduklarımdır. Korkuyu ben iki kategoride anlıyorum: 1- Ahiret günü verecekleri hesap nedeniyle Yüce Allah’a hesap vermekten korkanlar. 2- Ahireti unutup, bu yalan dünyanın makam ve mevkiine önem veren, tabiri caizse, dini ve imanını para ve makam üzerine kuran insanların, elde ettikleri imkânların, makam ve mevkilerin, ellerinden gideceği endişesini taşımaları sonucu korkanlar. Gazalî, “İleride kötü bir durumla karşılaşılacağı beklentisinin, insanın ruhunda sebep olduğu elem ve huzursuzluk” demiştir. Kur’an-ı Kerim’de 124 yerde korku konusu geçmekte; yarısına yakını dünyevî korku ve kaygılar, makam, mevki, para, şöhret korkusu içermektedir. Kimi insanlar; şan, şöhret, mevkie, makama kovuşmama korkusu yaşarken, kavuştuklarında ise, kaybetme korkularını yaşarlar. Makamlarını kaybetme korkusu sonucunda kararsız, uykusuz, hasta v.s. gibi olumsuzluklar yaşamaktadırlar. Kaybettikçe daha da marjinalleşerek akıl ve izanları zayıflıyor. Kendi yaptıkları yanlışlıkları görmez, ama başkasının yaptıklarını dile getirirler. Makam ve mevki hırsı, gerçekleri görmelerine engel olur. Öfkeleri ise en yüksek dozdadır. Bu süreçte dengeyi kaybetmişlerdir ama farkında olmazlar. Kaybetme korkusu, insanı korku kölesi durumuna düşürür. Makam ve mevkiini kaybetmekten, dünyaya ait ne varsa onu kaybetmekten korkar. Yöneticilerden, siyasilerden, otoriteden, amirden, memurdan korkar. Bu korkular, birilerinin korkanın üzerinde kurduğu hegemonyayı rahatça devam ettirmelerini sağlar. Yaşadığımız şu yalan dünyada; koltuk merakları için; makam, para, şöhret bir güçtür. Bu güçle istediğini elde etme ve korku salma hakkına sahip olması demektir. Kişi ne kadar korkarsa, o kadar kolay yönetilir, birileri kişinin o korkularından faydalanır, onu köleleştirir ve köle yapmaya devam eder.