CEMALETTİN’İN KARISI

Ufuk ERSOY2020-04-24 08:55:54

Buket…

Cemalettin’in Karısı.

Evden kaçtı.

Üstelik bu ilk değil. Birkaç kez yaptı aynı şeyi.

Altı yaşında çocuğunu bırakıp gitti üstelik.

Nasıl? Buket, Cemalettin ile evliyken, sekiz ay boyunca face’de mesajlaştığı Mehmet adında birine “çok bunaldım, gel beni al.” Dedi.

Mehmet denen şahıs Denizli’den kalkıp, taa Zonguldak’a gitti. Gündüz vakti saat 14.00 sıralarında ikisi bindi arabaya, ortadan kayboldular.

Aradan altı ay geçti. Cemalettin’in aklına düştü karısı. Özel bir televizyon programına çıkıp Buket’in bulunmasını talep etti.  Ve müjdeyi verdiler Cemalettin’e. Buket bulundu. Görüntü şöyle.

Cemalettin stüdyonun ortasında oturmuş, bir hafta boyunca üzerinde mavi tişörtü. Sanki askere yollayıp, aylardır görmediği ve çok özlediği karısı Buket için salya sümük ağlıyor.

Buket kaçtığına pişman ayaklarında. Cemaletti’e “sen beni içtiğin zamanlar dövüdün, hakaret ettin.” Tripleriyle üste çıkmaya çalışıyor. İyi numara aslında. Sonra Buket’i Zonguldak’tan alıp kaçıran Mehmet bağlanıyor ekranlara.

“Benim niyetim ciddiydi, meğerse evliymiş”  diyerek konuyu Arap saçı kıvamına getiriyor.

Ardından Buketin teyzesi olan bir kadın Buket’in psikolojik sorunları olduğunu iddia ediyor.

Kuzeni tuzu biberi oluyor.  Buket’in aklına estiği zaman kaçtığını, yine kaçacağını ifade ediyor.

Program sunucusu bölüm başına aldığı yüklü miktardaki para ve raytin uğruna olayı piştekliyor. Ha bire benzin döküyor ateşin üzerine. Hele programda bir avukat var, evlerden ırak. Durup durup manüplatif kurduğu cümlelerle tarafları çıldırtıyor.

Hepsi güzel. Avukatların hemen arkasında iki kadın oturmuş ara sıra giriyorlar lafa. Konunun uzmanları değiller. Bir vasıfları da yok. Olsa olsa turistik tesislerde yufka açacak tipler. Ara sıra konuşuyorlar ama ne söylediklerini anlamak için tercüman gerek.

Ortalık toz duman. Kimin ne söylediği, neyi ima ettiği anlaşılmıyor artık. Buket, atı almış, Üsküdar’ı geçmiş olmasına rağmen, uzun zaman konuya Fransız kalan Cemalettin girdi araya. Buket’e;

“Dön gel, seni bekliyorum…” dedi.

***

 “Bir halk kendi halini değiştirmedikçe, Allah onların halini değiştirmez.” (Ra’d  Sûresi, 11. Âyet)

 

Böyle yaşıyoruz bu ülkede… Neredeyse her televizyon kanalında böyle.

Koronadan dolayı eve kapandık. El deliye hasret biz akıllıya durumu yaşıyoruz. Tek derdimiz Cemalettin’in karısı Buket şimdilerde.

Allah başka dert vermesin…

 

 

Anasayfa