Sözüm meclisten dışarı.
Olumsuzdan besleniyoruz. Halk olarak olumsuz yorum yapmayı marifet sayıyoruz. Siyasetçimiz olumsuz, muhalefetimiz olumsuz, medya ve gazetecilerimiz olumsuz. Kötüden, fenadan beslenmek yaşam felsefemiz olmuş adeta.
Sosyal medyada dillere dolanan bir isim var şimdilerde. Adı Atakan.
Hayatın içinde, sokakta yüzlerce Atakan var oysa. Bilgisine, becerisine yetişemeyen sistemin kurbanı, yüzlerce Atakan. Medya ve her şeyi çok bilen, eleştirilerini bıçak gibi bir çocuğun ve ailesinin kalbine saplayan çok bilmiş ahali, eminim ki bunu da çok iyi biliyordur. Çocuğa tacizin farklı bir çeşidi Atakan. Kitap okuyor ve henüz on yaşında, bildiklerini, öğrendiklerini henüz sindirememiş olmaktan kaynaklı ukalalığı dahil, o daha bir çocuk. Yeter artık, olumsuz yorumlarınızla bir çocuğun geleceğini kirletmeyin.
Atakan sadece son dönemin acı bir örneğidir. Maalesef olumsuzdan beslenmek hayatımızın her alanında kanımızı bir vantuz gibi emmeye devam ediyor. Eleştirmek denilince, muhalefet denilince aklımıza ilk gelen kötü ve olumsuz oluyor. Uzağa gitmeyin lütfen, yerel gazeteci sayfalarının eleştiri sayfalarına bir göz gezdirin, ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.
Eleştirmek ve muhalefet sadece kırmak, yermek, parçalamak ve gördüğümüz yanlışı karşı tarafın yüzüne tokat gibi çarpmak değildir. Yanlışı görüp doğruya yönlendirerek ılımlı yorumlarla da eleştirilerimizi yapabiliriz. Aksi kendimizi tatmin edip içimizdeki kirlilikleri dışarı kusmanın ötesine geçmiyor, kimseye bir şey katmıyor zaten.