Ordu, bugüne kadar ne kaybettiyse hep şu siyasi çekişmeler yüzünden kaybetti. Siyasilerin kamu yöneticilerini hedef alması, kamu yöneticilerinin siyasileri hedef alması, şehrin aynasını gölgede bırakıyor. Bu yüzden etik olmayan davranış ve sözler sarf etmek, kamuoyu nezdinde pek de yakışık almıyor.
Ordu’da şimdi ortak akıl hakim olması gerekiyorken, karşılıklı boş ve gereksiz atışmalarla aklımızı gereksiz yere yormamamız lazım. Hele ki söz konusu şehrin kalkınması, güçlenmesi, refah payının yükselmesi ise bu gibi polemiklere girmemek gerekir. Çocuk gibi didişerek, konsantremizi boşa heba etmemeliyiz.
Şehirde zaman zaman afet de olur, kazada olur, başka başka şeylerde olur. Sonuçta yaşamın bize sunduğu olumsuzlukları ortak akıl ile çözmek varken, birbirimizi karalamakla nasıl bir çözüm almış olacağız. Ama bir olur, birleşir, güçlerimizi birleştirirsek daha çözümcül olmaz mıyız?
Güzelliklerimizi, sevinçlerimizi, başarılarımızı da birlikte paylaşsak daha naif olmaz mıyız? İyilikten maraz doğmaz. Biz yangına körükle gittiğimiz müddetçe asla bir arpa boyu yol alamayız. Geçmişte bunun acısını çok çektik, faturasını da ağır ödedik.
Şimdi aynı acıları çekmek, aynı faturaları ödemek istemiyor bu şehir. Şimdi bu şehir ortak akıl istiyor. Bu şehir, birlik ve beraberlik istiyor. Bu şehir güçlenme yolunda yardımlaşma ve dayanışma istiyor. Şuna emin olun ki beyler; Bu şehir kesinlikle siyasi çekişmeler istemiyor. Hani bir söz vardır, tencere dibin kara, senin ki benden kara durumuna sakın düşmeyin!..