Ordu’da gıda denetimlerinin zaman zaman karşımıza çıkan haberlerle sürdüğünü görüyor ve tanık oluyoruz. Sağlık tabi insan hayatının en önemli faktörüdür, ihmale gelmeyecekte bir husustur. Dolayısıyla yapıldığı zannedilen bu denetimleri görüp veya okuyunca aman işi sıkı tutun ve elden bırakmayın diye içimizden geçirmiyor da değiliz.
Az önce yanlış okumadınız! Yapıldığı zannedilen diye lafa girmiştim. Gıda denetimlerinin sağlıklı yapıldığına siz de inanıyor musunuz? Ben asla inanmıyorum. Bakın size çok açık ve bariz birkaç örnek vereyim. Ordu’da adım başı lokanta, restaurant, çayocağı, kahve, kafeterya, fırın, vs. dolu. Öyle de değil mi?
Şimdi lokanta ve restaurantlardan başlayalım ilk örneğimize! Lahmacun ve pide yapan mekanların mutfaklarına hiç girme şansınız oldu mu? Fırıncıların hamur hazırlama tarafına da girip görme şansınız oldu mu? Denetçiler girip çıkıyor ama gözden kaçan en önemli şeyi görmediklerini biliyor musunuz?
O lahmacunu, pideyi, simidi, ekmeği onlarca unlu mamulü hazırlayıp satışa sunan usta, kalfa ve çırakların bu işleri yaparken eldiven kullanmadıklarını, başlarına bone takmadıklarını ve çoğu yerde de önlük dahi kullanmadıklarını, önlük veya eldiven kullananların da kıyafetlerinin san ki Balkan harbinden çıktığını ben kör gözlerimle görüyorum ama nedense denetçiler görmüyor.
Yediğimiz lahmacun, pide, ekmek vs gibi zaruri temel gıda malzemeleri maalesef çıplak elle hazırlanıp, soframıza, masamıza kadar geliyor. Sözde denetlenmiş haliyle hem de. Bu nasıl denetim? Demekten kendimi alamıyorum.
Bir örnekte yine lokanta ve restaurantlardan vereceğim. Vitrin önlerinde cazır cazır pişirilen tavuk ve et dönerleri biliyorsunuz. Hava yani iklim koşulu ne olursa tamamen muhafazasız, korunaksız şişlere takılıp tam vitrin önünde pişirilen dönerler, köfteler, ciğerler ve balıklar. Midesi kaldıran öyle bir iştahla yiyor ki. Sanki o sokağın, o caddenin, o mahallenin havada uçuşan tozu, toprağı, milyonlarca mikrobu sinmemiş bu yiyeceklere, öyle yiyorlar işte.
Başta zabıtalar olmak üzere İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri, Çevre ve Şehircilik İl müdürlüğü ekiplerinin asli görevleri sanki işportacıları o yana bu yana kaydırmak, ürünlerden numune almak, dilenci peşinde koşmak gibi şartlanmalarına da bir anlam veremiyorum.
Kardeşim, adamlar tırnaklarının içinde ki pislikle, saçının kılıyla hamur yoğuruyor, lahmacun, pide, ekmek, köfte, ciğer, balık yapıyor. Sizde girip çıkıyorsunuz. Söyleyin Allah aşkına şimdi bu nasıl denetim? Bu nasıl uygulama? Nasıl iş yapıyorsunuz? Kendi sağlığınızı düşünmüyorsunuz belli. Milletin sağlığını düşünmek ve korumak için o görevde değil misiniz? Değilseniz neyin peşindesiniz?