Bir şehir düşünün her şeyi var ama elde avuçta hiçbir şey de yok. Üreten memnun değil. Memuru, işçisi, emeklisi çoluğu çocuğu hiç kimse memnun değil hayatından. Kime dokunsan bin ah işitiyorsun bu şehirde. Nedeni mi? Nedeni hayat pahalılığı herkeste aynı dert.
Özellikle ekonominin can damarı olan esnaflar çok daha dertli. Çekler ödenmiyor, senetler protesto, veresiyeler kabarık ve canlı para dönmüyor. İşin ilginç yanı da her beş esnaftan ikisi icralık veya hacizlik. Bankalar canlarına okumuş esnafların. Nefes dahi aldırmıyorlar.
Sicil affına bel bağlayan esnaflar maalesef bu uygulamadan da hüsrana uğramışlar. KOBİ’lerden veya KOSGEB’den kazandıkları kredileri de icralık veya yasal takibi olan esnaflara bankalar bu kredileride vermiyorlarmış. Esnaf Sanatkarlar ve TESK tarafından sağlanan kredilerde de bürokratik işlemlerin çokluğu ve kefil şartı da esnafa merhem olmuyor.
Yaptığım bir araştırmada Ordu ilimizde yaklaşık 200 bine yakın esnafın olduğunu tespit ettim. İcra dairelerinde de 51 bin 500 esnafın sadece bankalardan hacize düştüğünü öğrendim. Zaten icra dairelerimizde ki icra dosyalarının sayısını da söylememe gerek yok. 3 icra dairemizde de dosyalar tavana kadar yaklaşmış.
Çözüm ne olabilir biten esnaf için. Bunu düşündüğümde Vallahi benim boyumu aştığını söylesem yalanda olmaz. Hükümet bir şekilde esnaf için bir formül bulmalı. Özellikle küçük ve orta ölçekli esnaflar için bir an önce düğmeye basmalı. Yoksa 2020 yılı felaket yılı olur.
Benden söylemesi…