ŞİMDİ BİZİ DİNLEYECEKMİSİNİZ!..

Berkant DOĞAN2019-04-12 11:09:12

1960 'lı yılların çocuğu olarak dünyaya gelmişim.
Bir süre sonra zamanın başbakanı Adnan Menderes darağacında, beyaz kefeni ve göğsüne iliştirilen yaftasıyla ipe çekildi.
Tank ve asker sesleri arasında annemin doğum sancısı çığlığı pek fark edilmemiş komşularca.
Babam 30 annem 16 yaşındaymış evlendiklerinde.
Annemin evliliği üvey haladan kurtulma olarak anlatılırdı hep.
İkisininde okuması yazması yoktu. resmi işlerde babamın kömür karası bir mührü, annemin basabileceği parmak mührü vardı. Zaten ne için basacaklarınıda bilmeden basıyorlardı mührü. Devletin İspanyol paçalı memurları " şuraya bas " diye işaret ettikleri her yere basıveriyorlardı mühürleri.
3 kardeştik ve en tıfılıda bendim. Babam zar zor aldığı en iyi kalemleri abime ablama alır banada yarısı aşınmış kalemler kalırdı. Bu yüzden bende sınıftaki zengin çocuklarının kalemlerini aşırır kalemin üzerindeki kabuğu soyar yeni kalem diye kullanırdım.
Ortaokul yıllarım Süleyman Demirelli yıllarımdı. "Çoban Sülü" lakaplı Demirel yahni kafasıyla ortalığı kasıp kavururdu. Yanında nöbetçi başbakan olarak ya rahmetli Türkeş olurdu yada Rahmetli Erbakan.
Yıllar geçiyordu.. Morrisonlar, Mac Caryt 'ler, Demirele talimatlar vermek için sürekli benim ülkeme gelip Beyoğlunda alem yapıp gidiyorlardı. Amerika kapitalizminin dayattığı Frugo gazozu bile Bizim ekmeğimizden pahalıya satılıyordu.
Çoban sülüler yıllarımızı çalmaya devam ediyorlardı. Frugo gazozları sürekli değer kazanıyor, bizim emeğimiz bir türlü artmıyordu. Vatan, Millet, Sakarya diyen ülkücü kardeşlerimizle, " bu düzen değişecek diyen devrimci kardeşlerimiz birbirine kurşun yağdırırken hiç kimse kurşunun menşeine bakıp amerikan yada Rusya malı olduğunu sormuyordu. İvanlar bir tarafta, Sam amcalar bir tarafta gülüşüyorlardı acılarımızın gölgesinde.
Pos bıyıklı abilerimizle, çengel bıyıklı abilerimiz habire bu ülkeyi yabancı çizmelerinden kurtarmaya çalıştıkça bu devleti asıl kurtarmak için yönetime gelenler Hilton otellerinde yemek ziyafeti veriyordu yabancı dostlarına.
Annemin tank sesleri arasında doğum sancısı çığlığını duymayanlar benim, sizin tam otuzbeş yılını yediler bu ülkede.
Dün yıllarımız çalınıyordu bugün sevgiler, paralar çalınıyor değişen bir şey yok...

Biz ucuz kahramanlık yapıp ölmek istemiyoruz.
Ruhumuza tecavüz edilmesini istemiyoruz
Yaşamsal içgüdülerimiz var bizim, nefes almak istiyoruz.
Ölümden korkmuyoruz ama yaşamakta istiyoruz.
"Bir dakika durun, bu yanlış" diye bağırmak istiyoruz.
Her türlü korkunun üzerinde dik durmayı başarmak istiyoruz.
Şimdi bizi dinleyecek misiniz ?.
kaybedecek bir şeyi olanlar korkar. Buda hayatın dengesidir.
Herşeyi emeğimizle inşa ediyoruz. Yıkarlarsa yeniden inşa ederiz.
Şimdi akıl yoluyla mücadele etme zamanı.
Şimdi " sus, o söylediğin şey doğru değil " demenin zamanı.
Başkaldırmanın, ayaklanmanın, isyan etmenin zamanı.
Vurulmanın, kurşunlanmanın, kırbaçlanmanın zamanı.
Öfkelenmenin, yumruklaşmanın, özgürleşmenin zamanı.
Bir şey bizi yok edecek.
Öyleyse ben bir şeyler bizi yok etmeden mücadele etmekten yanayım
Mücadele en asil olanı.
Onurlu mücadelemiz sürecek.
Hayat güzel
Şimdi bizi dinleyecek misiniz ?..

 

Anasayfa