Siz tanımazsınız ama eminim sağınızda solunuzda bir çok Huriye Teyzenin varlığından haberdarsınızdır. Bizim Huriye teyze zamanında babası ve çevresinin kararı ile kuma verilmiş bir adama, üstüne gittiği kadının çocuğu olmadığı için. Gel zaman git zaman Huriye teyzenin bir kızı olmuş nur topu gibi. Ve bir süre sonra kocasının evine yollanmış. Belki kocası ölmüş, belki de bir çocuk yeter hesabı ile.. Bu kısımı çokta önemli değil zaten. Sonra Huriye teyzeyi tekrar başka bir adama vermişler ama çocuğu olmamış. Sonra o adam da ölmüş. Sanırım emekli maaşı da oradan bağlanmış. Emekli maaşı dediğime bakmayın, o emekli maaşı açlık sınırının altında olduğu bir memlekette, birde kimse sahip çıkmayınca Huriye teyze, bir kiralık evde tek başına nasıl yaşasın ki.
Nesrin Aksu ablam bu konudan bana bahsettiğinde abi benim alt katımda oturuyor, kimse sahip çıkmıyor, ev sahibi kapıya koyacak ama kıyamıyor, kadın ne yemek yapabiliyor ne işini görebiliyor. Sen bu işleri seversin Allah rızası için Huzur evine yerleştirelim dediğinde içim sızladı. Evini görmeye bile gidemedim, çünkü sulu gözlü biriyim ve bu sıralar ağlayarak kendimi yıkma zamanlarında değilim.
Sağ olsun Ordu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü(eski) Ercan bey'e durumu anlattığımızda durumunun tekrar inceleneceğini ve gereğinin yapılacağını söylediğinde biraz olsun rahatladık. Bir süre sonra Ercan Bey görevini başka birine devrettiğinde içimize korku düştü ama sağolsun yeni müdür bey de konu ile ilgilendi ve Huriye teyze devlete teslim edildi. Umarım bundan sonra ki yaşamını daha rahat ve huzur içinde yaşar.
Bu konuyu neden anlattım, birazda ondan bahsedelim. İnsan oğlu nedense evladına gösterdiği ilgi alaka ve sevgiyi artık annesine, babasına göstermez hale geldi. İster kız olsun ister erkek evladımızın geleceğini, yarınını hesapladığımız kadar anne ve babamızın durumunu değerlendirmiyoruz. Köylerimizde, kentlerimizde bir çok anne ve baba yaşlılık dönemlerini ağrı sızı içinde tek başına geçirmekte. Hadi arada bir hastahaneye, düğüne, cenazeye götürüyoruz o kadar.
Bir zamanlar Karadeniz bölgesinin ataya sahip çıkma konusunda en duyarlı bölge olduğunu anlatan bir yazı okumuştum. Peki ne oldu da son senelerde en hassa olduğumuz bu değerlerimiz kaybettik diye incelemeye başladım.
Tıpkı sarı öküz hikayesinde olduğu gibi değerlerimizden öylesine ödün vermeye başlamışız ki kendi çıkarlarımız için anne ve babanın bile değeri kalmamış. Baksanıza bölgemizin temel geçim kaynağı, atalardan miras fındık sorun yumağı haline geldi ve kimseden çıt yok. Dereler, tepeler, fabrikalar, insanlar yabancı güçlerin uşağı ve sermayesi haline dönüşmüş kimseden çıt yok
Şimdi Huriye teyzenin yalnızlığında kendini bulanlara seslenmek istiyorum, sessizliğiniz bir gün sizleri de Huriye teyzenin yalnızlığına boğacak haberiniz olsun. İşte o zamanlarda sizlerin bir yardımcısı olur mu bilemiyorum. Lütfen sağınızda solunuzda yaşayan Huriye teyzelere, Hasan amcalara sahip çıkın geçmişini yaşatmayanların geleceği olmaz.