NEDEN CUMHURİYET BAYRAMI KUTLANIR

Mehmet Ziya Odabaş2018-10-29 10:11:50

Cumhuriyet Bayramı, 29 Ekim 1923'te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)'nin Cumhuriyeti ilan etmesinin kutlandığı, Türkiye'nin resmi bayramlarından biridir.

Osmanlı İmparatorluğunun dağılması ve Ulusal Kurtuluş Savaşı sonrası, M. K. Atatürk'ün önderliğinde Türkiye Devletinin bir cumhuriyet olduğu 29 Ekim 1923'te ilan edilmiştir.

Cumhuriyet öncesi;

Osmanlı Devleti, hüküm sürdüğü 624 yılda 36 padişah tarafından yönetilmiştir. Son padişahı Vahdettin'dir.

Padişah, şah, kral, hakan, sultan gibi tek kişiye dayalı yönetim sistemine "mutlakıyet" denir. Mutlakıyet yönetiminde egemenlik kayıtsız şartsız tek bir kişidedir.

Mutlakıyetle yönetilen ülkelerde zamanla ülkeyi yöneten tek kişiye yardımcı olsun diye meclis kuruldu. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur, yasa tasarısını hazırlardı. Bu yasa taslakları yönetici tarafından benimsendiğinde yasalaşırdı. Bu yönetim biçimine "meşrutiyet" denir. Meşrutiyette meclisin yetkileri sembolik düzeyde olabileceği gibi, bir cumhuriyetteki kadar geniş de olabilir. Osmanlı Devletinde 1876 ve 1908 yıllarında iki kez meşrutiyet ilan edilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı, İkinci Meşrutiyet'in ilanından 6 yıl sonra, 1914'te başladı. Bu savaşa dünyanın belli başlı devletleri katıldı. Dört yıl süren savaş, İttifak Devletleriyle birlikte Osmanlı İmparatorluğunun da yenik sayılmasıyla sonuçlandı ve Osmanlı toprakları İngiltere, Yunanistan, Fransa, İtalya gibi devletler tarafından işgal edildi.

Cumhuriyetin ilanı;

Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı hükumeti tarafından, bölgede düzeni sağlaması için Osmanlı Devletinin bir gemisi ile, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gönderildi. Ülkenin çoğu ilinde kongreler düzenledi. "Tek bir egemenlik var, o da Milli egemenliktir. Ülkeyi, yine ulusun kendi gücü kurtaracaktır." ilkesiyle, yurdun her tarafından gelen ulus temsilcileri (milletvekilleri), 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Meclisinde toplandı. Meclis, Mustafa Kemal Paşayı "Meclis Başkanı" olarak seçti. Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde Büyük Millet Meclisi, Türk Kurtuluş Savaş'ını başlattı. Halk ve düzenli ordu düşmana karşı savaş verdi, omuz omuza yurdu kurtarmak için mücadele ettiler.

Kurtuluş Savaş'ının zaferle sonuçlanmasını takiben 1 Kasım 1922'de TBMM saltanatı lağvetti. Padişah Vahdettin "vatan haini" ilan edildi ve yurdu terk etti.

24 Temmuz 1923 tarihinde, İsviçre'nin Lozan şehrinde, Lozan Üniversitesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileri ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır. Bu antlaşma ile yeni bir devletin temelleri atılmıştır. Fakat, devletin yönetim biçimi henüz belirlenmemiştir.

İkinci dönem Büyük Millet Meclisi, 11 Ağustos 1923'te ilk toplantısını yaptı. 13 Ekim 1923'te Ankara başkent ilan edildi. Atatürk; egemenliğin ulusa dayandığı bir sistem olan cumhuriyet yönetiminin ilanı için hazırlıklar yapmaya başladı. 28 Ekim 1923 akşamı başta İsmet İNÖNÜ ve yakın arkadaşlarını Çankaya'da yemeğe çağırdı. Onlara, "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." dedi.

29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan "Cumhuriyet" önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdi. Meclis önergeyi kabul etti.

Böylece, Türkiye devletinin yönetimi biçimi "Cumhuriyet" olarak, adı "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" olarak belirlendi. Atatürk, kurulan Türkiye Cumhuriyetinin, ilk "Cumhurbaşkanı" oldu. Cumhuriyetin ilanı, yurtta sevinç ve coşku ile karşılandı.

Cumhuriyette Atatürk'ün de söylediği üzere, "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur." Ulus, kendini yönetme yetkisini, kendilerine temsil eden milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönetiminde, yurttaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler, yasaları tasarlar ve yöneticileri ulus adına denetler. Ulus, seçimle yöneticileri seçebilir. Cumhuriyet, yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetimdir. Ulus temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla ülkenin yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyeti korumak, kollamak, yaşatmak her Türk vatandaşının ödevidir.

Bayram kabul edilmesi;

29 Ekim 1923'te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nda (1921 Anayasası) yaptığı değişiklikle, devletin yönetim biçimini "cumhuriyet" olarak ilan etti. Bu ilan, aynı gece atılan 101 pare top ile kutlandı. 1924 yılında, "cumhuriyetin ilanı" şenliklerle kutlandı.

2 Şubat 1925'de, Hariciye Vekaletince (Dış işleri Bakanlığı) düzenlenen bir kanun teklifinde 29 Ekim'in bayram olması önerildi. Bu öneri metninde "Medeni ülkelerden her biri kendisi için milli bayram olmak üzere tek bir gün kabul etmiştir. Her millet bu şekilde belirlediği günü, resmi özel gün sayarak yalnız o günü gerek ülke içinde, gerek dış temsilciliklerinde milli törenle icra eder... Yabancılara da kutlattırılması gereken, Türkiye Cumhuriyetinin ve milletimizin resmi özel gününü öteki medeni ülkeler gibi bir gün olarak belirlemek lazımdır. O gün ise cumhuriyetin ilanı günü olan 29 Ekim'den başkası olmamalıdır."dendi. Bu teklif Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan 1925'te karara bağlandı. 19 Nisan'da bu teklif TBMM tarafından kabul edildi. 628 sayılı bu kanun ile 29Ekim, 1925'ten itibaren "bu gün", ülke içinde ve dış temsilciliklerde bayram olarak kutlandı.

Günümüzde Cumhuriyeti anlamak ve anmak zorlaşmıştır. Cumhuriyeti Kuran Ulu önder M.K.ATATÜK’ e ve onun silah arkadaşlarına saygısızlık yapmak pirim yapmak demektir. Ve artık Atatürk rozeti taşımak baskı altında kalmak demektir.Ama her şeye rağmen atamızın değişiyle;

''NE MUTLU TÜRKÜM DİYENLERE VE CUMHURİYETİ İÇİNE SİNDİRENLERE''

 

Anasayfa