ÇOCUKKEN OYNARDIK

Berkant DOĞAN2018-10-07 10:27:18

Çocukken oynardık..
Kim ebe olacaksa sıradan sayardık.
Helvacının kızı olması önemli değildi.. marangozun kızıda olurdu. Kime denk gelirse o oyunda ilk ebe olurdu. Yani ilk cezalı..
Birde “Alamam, veremem, ben seni yenemem” vardı ama onu pek kullanmazdık..
10 yıl evveline kadar insanlarda bir kimlik bir kişilik vardı.
Bir onur bir duruş vardı..
Helvacının kızından, davulcunun oğlundan ne hallere geldik..
Ortada ne davulcu kaldı ne helvacı. Ne kız kaldı ne oğlan.
Karmakarışık oldu ortalık melemene döndük..
Şimdiki insanlığın üzerine iki yumurta koy yee..
Mesela yıllar önce gazetemizde bir insanla ilgili bir yazı yazdığımızda hemen görüşme talep ederdi ismi geçen şahıslar. Giderdik. Konuşurduk, çay içerdik. Benim hatam varsa ben , onun hatası varsa o düzeltirdi. Kucaklaşır ayrılırdık.
Şimdi adama hırsız diyorsun. Gülüyor.
Şimdi adamı hırsız yazıyorsun sırıtıyor.
Şimdi adama ahlaksız diyorsun hoşuna gidiyor.
Yani ne derseniz deyin. Yüzüne tükürün “ galiba yağmur yağacak” zannediyor..
İşte o kadar basitleşti her şey. O kadar adileşti.
Kimse ebe olmayı kabul etmiyor. Ki,mse cezalı olduğunu kabul etmiyor.
Adamın kişiliği kaybolmuş adam para peşinde. Adamın kimliği kaybolmuş adam araba peşinde.
Adamın ahlakı, namusu elinden alınmış adam ev peşinde, han hamam peşinde. Milleti soymanın, devleti çarpmanın peşinde..
Hırsızlığı tescillenmiş adam hırsız diyorsun adam bunu bir paye sayıyor. Adama namussuz diyorsun adam gayet mutlu..
Pes yani. Tuh yani. Ayıp yani..
İşte onun için seviyorduk “Ya şundadır ya bunda. Helvacının kızında” oyununu..

Anasayfa