Bir çoğumuz bir yerlerde mutlaka tanıdığımız veya tanımadığımız insanların cenaze namazına rast gelmişizdir. İster geleneksel diyelim ister dini vecibe olarak görelim o cenaze namazına mutlaka dahil oluyoruz. Hoca efendi soruyor ,merhumu nasıl bilirdiniz, iyi bilirdik diye cevaplıyoruz. Yani tanıdığımız veya tanımadığımız insanların iyi olduğuna şahitlik ediyoruz. Ve hak helal ediyoruz orada varsa veya yoksa bile.
Peki işin aslı nasıl
Bir harp sonrasında, Hz. Peygamber'e: 'filanca, falanca şehit oldu’ diye tekmil verdiler. O, bunların birisi için şöyle dedi:
'Hayır! İşte o dediğiniz kişi şehit olmamıştır. Ben onu cehennem içinde görüyorum. Sebebi de, kamu malından (beytü'l mal'dan devlet malından) çaldığı bir giysidir.’ Ve o kişinin cenaze namazına katılmaktan imtina etti.
Şimdi gelelim asıl meselemize, biz İslam dinini, ahlakı, etik kuralları yani yaşamı düzenleyen ne hak hukuk varsa kendimize göre düzenleme uygulama hastalığına yakaladığımızdan bu tarafa her şeyin anlamsızlaştığını başkaları üzerinde görüyoruz. Adam hak yemiş, hukuk çiğnemiş, zulm etmiş yani islamın yasakladığı her şeyi yapmış nasıl bilirdiniz sorusuna iyi bilirdik. Haydi orada olup o mevtayı tanımayanları kandırdığını düşünüyorsun, peki yaradanı ne yapacaksın.
Geçtiğimiz günlerde Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz istifa etti ve sosyal medya ya, haber kanallarına yaptığı veda konuşması düştü. Aslında buna benzer konuşmaları defalarca başka siyasilerden veya yöneticilerden de görevlerinden ayrılırken duymuşluğumuz var. Hatta çalıştığımız patrondan, sokakta hakkımızı ihlal eden sürücüden, faizle para satandan aklınıza gelebilecek her türlü hakkı yiyenlerden de duyuyoruz. Hakkınızı helal edin..
Bu o kadar kolay mı.. Sen olduğun makam, yaptığın veya kişisel çıkarların için hakkımı ye sonra hakkınızı helal edin, bu o kadar kolay değil. Evet insan bazen birilerine hakkını helal etmek durumunda kalıyor bu bir gerçek ama işte o kişi sen değilsin haberin olsun.
Sayın Enver Yılmaz görev süresince engellilere hep tepeden bakıp, Ordu ilinde onların yaşamlarını kolaylaştıracak hiç bir şey yapmamışken var olan şartları da daha zorlaştırmıştır. Biz yıllarca Bucak Mahallesinden sahile kızımızı tekerlekli sandalye ile götürüp biraz olsun değişiklik yaşasın diye zorlukları aştık ama son yıllarda sürekli yapılan, hatta bazı yerlerin defalarca kazılması, kaldırımların kötü olması nedeniyle bu sene nerede ise hiç çıkamadık. Bir seferinde üst geçitten karşıya geçmek istediğimizde asansörün 1 gündür bozuk olduğunu öğrendiğimizde, bırakın hak helal etmeyi, bildiğimiz tüm bedduaları söylemişliğimiz vardır.
Yukarıda ki kısasta olduğu gibi hak helal etmek, cenaze namazı kılmak, iyi diye söylemek için kriterler var, siz onlara uymuyorsanız tüm dünya bir araya gelse ve yalan şahitlik yapsa işe yaramaz. Bir belediye başkanı görev yaptığı yerdeki tüm insanlara eşit hizmet yapmak ve onlara aynı mesafede olmak zorundadır. Siz eğer bunu yapamıyorsanız H.z Ömer in halifesi olduğu dinin mensubuyum demeniz yetmez.
Bütün bu yazdıklarımın konunun muhatabı olan veya olacaklar için bir anlamı olmayabilir, öyle ya Metin Aksoy kim ki, ne bir yetkili ne bazı şeyleri değiştirecek gücü var. Eyvallah lakin benim bu şehirde haklarım var ve bunları birileri yüzünden kullanamıyorum bu yüzden o kişilere HAKKIMI HELAL ETMİYORUM. Bunu peşin peşin söylüyorum.