Son 10 yılın en Sıçak ve yağışsız fındık hasat mevsimini yaşadık. Sahil ve yüksek kol aynı zamanda fındık toplamaya başladı. Harmana en hızlı şekilde fındıklar serildi. Fatsa ve Ünye havzasında yaşanan sel felaketi zaman dilimi hariç çadır örtülmeden fındık kurutuldu ve patoza verildi. 700 metre rakımlı Osmaniye Köyünde dahi Ağustos sonu itibariyle tüm fındıklar çuvallandı ve pazara indi. 12- 13 TL/kg fiyat aralığında.
Son 10 yılın en fazla miktarla ürünün pazara indiği ağustos ayı yaşandı.
SÖZ KONUSU FINDIK OLUNCA EKONOMİNİN KURALLARI İŞLEMİYOR
Altının değeri 31,10 gram karşılığı dolarla satışına konu olan “ons “dur. Bugün altının onsu 1.193 dolar.
Ham petrol 159 litre karşılığı dolarla satışa konu olan “varil “ dir. .Bugün petrolün varili 77, 82 dolar.
Fındık ise 100 kg naturel iç fındık karşılığı olan” kental “dir. 2016/ 2017 sezon ortalaması 779 dolar/ kental olup, 31 Ağustos 2018 tarihi itibariyle tamamlanan 2017 /2018 ürünü ortalaması ise 613 dolar/ kentaldir.
Eğer bir ürünün uluslararası satış fiyatı dolar bazında belirleniyorsa, ürünün yetiştirildiği ülkede mili para değer kaybediyor ve doların kuru artıyorsa, bir de bunun yanında ürün rekoltesi talebi karşılayamayacak seviyede yetersiz ise ekonominin kuralı söz konusu ürünün fiyatının en az bir önceki sezona göre dolarda yaşanan değer artışı oranında ürün fiyatının üretici ülke para biri karşılığının artmasını gerektirir. Zira bu ekonominin en basit kuralıdır.
5 Eylül 2017 de 1 dolar 3,450 TL. bugün 5 Eylül 2018 1 dolar 6,600 TL .Artış oranı %90.. Fındık fiyatı 2017 eylül ayında 8,5 – 9 .TL bandında işlem görüyordu. Bugün ise 12,5- 13 TL bandında. Artış oranı ortalama % 44. TMO nun açıkladığı 10 lira dikkate alındığında ise %30.
%100 ihraç ürünü ve dolar cinsinsen ticarete konu olan fındık ürününe dolar kurundaki artışın %50 ‘ si yani yarısı dahi yansıtılmıyor. Nereden bakarsanız bakın bu işte bir terslik, üretici ve ülke aleyhine olumsuz bir durum söz konusu.
16 TL AVRUPALI ALICILARI RAHATSIZ ETMİYOR. SORUN ORTAMI SERBEST GÖREN İÇ PİYASA VE ONA SEYİRCİ KALAN DEVLET.
01.09.2017 – 31.08.2018 ürün sezonunda kayda alınan fındık ihracat miktarı 286.777.- ton. Bu 577.554 .- ton kabuklu fındığa karşılık etmektedir. 100 -150.000.- ton iç fındık tüketimi de dikkate alındığında 2017 ürün sezonunda 673 – 723.000.- ton kabuklu fındık tüketilmiştir iç ve ağırlıklı olarak dış piyasada. 2018 ürünü gerek devlet ve gerekse özel sektörün yaptığı rekoltede bu sezon ihracatı dahi yetmeyeceği görüntüsünü vermekte ve Avrupalı fındık sanayicileri bu durumda farkındadır.
Haliyle iç piyasada oluşacak 15-16 ve 17 TL fındık fiyatına karşı Avrupalı alıcıların bir tepkisi söz konuşu değildir. Zira bu iç piyasa fiyatları onların geçen sene Türk fındığına verdikleri bedelin üzerinde olmayıp fındığın yok senesi olması nedeniyle de olası fiyat artışı beklentisinin de altında bir fiyatlardır.
DOLAR ARTIŞINI BAHANE EDEREK FİYATI ARTIRANLARA CEZA KESEN DEVLET, DOLAR ARTIŞINI FINDIĞA YANSITMAYARAK ÜLKE EKONOMİSİNE ZARAR VEREVLERE KARŞI NE YAPIYOR?
Dolar artışını fırsat bilerek doğrudan dolarla alakası olmayan ürünlerin fiyatlarını araştıranları fırsatçı olarak niteleyen ve bu tür işletmelere cezai yaptırım uygulayan devlet, doğrudan dolarla satışı yapılan fındık ürününde dolar artışını ürün alışına yansıtmayarak üreticinin hak ettiği kazancı gasp edenlere karşı neden sessiz durmaktadır? Bu açıklanmak zorundadır.
Dolarla alakası olmayan ürünlere fiyat artışı yapanla, dolara bağlı fındık ürünü alım fiyatlarına dolar artışını yansıtmayan zihniyet aynı amaca hizmet etmektedir. Haksız kazanç. Devlet bu tablo karşısında seyirci kalmakta ve 12,5 – 13 TL bandından ürünün büyük bir bölümünün üreticinin elinden çıkmasına müsaade etmektedir.
ALİVRE FINDIK SATIŞI YAPANLARIN BAYRAM ETTİĞİ BİR SEZON YAŞIYORUZ
Alivre satış tarım ürünleri piyasasında var olan bir sistemdir ve mantık olarak değerlendirildiğinde de olağan bir durumdur. Fındık ihracatı yapan firmaların ithalatçı firmalarla sezon öncesi yaptığı bir alım satım anlaşmasıdır. A yerli ihracatçı firma Avrupa da bulunan B ithalatçı firmayla Ocak- Mayıs ayında miktar ve fiyat üzerinden kental bazında dolar olarak anlaşıyor anlaşıyor. Bu olağan bir durumdur zira olması gereken de bir ticaret şeklidir. Her alıcı firma ne alacağını ve kaç liradan alacağını bilmek ister. Serbest piyasaya bırakılmış olan bir üründe alıcı tarafa “ bir fındık toplansın fiyat oluşsun da bakarız “ diyemezsiniz. Şubat ayında firmalar yaptıkları karanfil rekoltesine göre tahmin ettikleri rekolte ve başta merkez bankası ve uluslar arası piyasalardaki dolar Türk Lirasının muhtemel seyrine göre bir fiyatta anlaşılır. Örneğin kentali ( 100 kilogram naturel iç fındık) 700 dolar ya da 750 dolar. Karanfil rekoltesinde bu sene ürünün az olacağı öngörüldüğünden yapılan alivre satışların normal sezonun biraz üzerinde bir fiyatla yapılmış ola muhtemeldir.
Ocak – Mayıs 2018 dönemi dolar kurunun 3,8 – 4.TL aralığında olduğu, TMO’ nun elinde bulunan 2017 ürünü fındıkların yaklaşık 80 bin tonunun aynı dönem içinde 12,5.TL den aynı ithalatçı firmalar adına yerli aracılar tarafından dikkate alındığında, yapılan alivre satışlara karşılık gelen piyasa kabuklu alım fiyat öngörüsü 3,3 doların alında değildir. Bu rakam bugün itibariyle 21 liraya karşılık gelmektedir. Yanlış yazmadım 21 lira. Beklenmedik döviz artışından kaynaklanan fazladan kazanç ortalama 8 TL…
Bu kazanç en azından paylaşılmalıydı. Bugün alivre satış yapmış olan firmaların fındık fiyatını 16 liraya taşımaları hiçbir şekilde kendilerine bir zarar vermemekte sadece döviz kuru artışından kaynaklanan geliri varlık sebebi olan üreticiyle paylaşmış olacaktır. Tabi ki vicdanı ve ticaret ahlakı olanlar için.
KİMSE HEDEF SAPTIRMASIN. ÇELENK KOYMA YERİ FERRERONUN DEĞİL HÜKÜMETİN KAPISIDIR. KİMSE SOV YAPMASIN…
Artık ülkemizde hata yapanın kendisini sorgulamayıp, hep başka bir suçlu bulması yada başka bir yapıya suçlama getirmesi moda haline geldi ve bu modaya son yıllarda fındık da eklendi. Fiyat düşüyor eline çelenk alan piyasaları baskılıyor ve fiyatları düşürüyor diye Ferrero fabrikasının önünde alıyor soluğu. İşin garibi bu furyaya iktidar milletvekilleri ve iktidarın ittifak vekilleri de katılıyor. Be mübarek, adama sormazlar mı ? Şayet bu firma fındık fiyatlarının üreticinin aleyhine manipüle ediyorsa devlet ne iş yapıyor? Haksız şekilde suya zam yapılıyor diye marketleri basan ve ceza yağdıran devlet nerede, neden seyirci kalıyor diye sormazlar mı ?
Fındığın bugün yaşamış olduğu sorunların ana kaynağı olarak bu ülke topraklarında ve ülkenin yasaları kapsamında ticaret yapan bir firmayı sorumlu tutmak Ülke yönetiminin bir firma karşısındaki aciz duruma düşmesinin yanında dünya üretiminin %70 ine sahip olmamıza rağmen üretici lehine piyasalara müdahale etme gücünün olmadığı anlamına gelir ki bu kabul edilebilir bir durum olmadığı gibi ülke adına utanç verici bir durumdur.
Çelenk koymak isteyenlerin adresi devletin kapısıdır. Tarım Bakanlığının, Maliye Bakanlığının kapısıdır. Bahçesinde çadır kurulmasından vazgeçtik. Cumhurbaşkanlık külliyesinin bırakın kapısına, istinat duvarına çelenk koyabiliyor musunuz ?
DEVLETİN OLMADIĞI BİR PİYASADA FINDIĞINIZI SATMAYIN SÖYLEMİ HAVADA KALAN BOŞ BİR SÖYLEMDİR.
Fındık çuvallandığı zaman herkes ağustos böceği kesiliyor. Aynı zırltı. Fındığınızı satmayın. Pazara geç indirin. Demesi kolay. Hadi satma ya da indirme de göreyim. 1.500 kg fındığı olan üreticinin dahi 7.500.TL sadece amale parası verdiği bir ortamda üretici fındığını satmayacakta ne yapacak ? Zorunlu olarak amale parasını aldığı manavın kamyoneti zaten harmanın başında bekliyor. Öyle ki, biran önce ürünü alabilmek için harmandan ürünü hızlı bir şekilde kendi elamanlarına çuvallatıyor.
Diyelim ki üreticinin borcu yok kimseye. Ürünü topladı. Ne yapacak ? Köyde adam yok. Tarımı öyle bir hale getirdik ki köyler boşaltı. Şimdi üstüne para veriyoruz köye adam dönsün diye. Fındığın başını beklemek için kimsenin köyde kalma şansı yok, zira köy okulları kapatıldı ve okullar açılıyor millet şehre inmek zorunda. Ekonomik sıkıntının hat safhada olduğu bir dönemde hırsızlık riski daha fazla.
Devlet olarak lisanslı depoculuğu faaliyete geçirmemişsin. Üreticinin gönül rahatlığıyla bırakacağı bir sistem yok.
İKTİDAR YETKİLİLERİ FINDIKTA TAVŞAN KAÇ TAZI TUT OYUNU OYNAMAKTADIR.
Fındık sezonu başladığından bu güne kadar iktidar yetkililerin havada kalan söylemlerinden başka bir icraat olmamıştır. Kendi deyimleriyle “ atı alan Üsküdar’ı geçmiştir” Sergilenen bu tutum danışıklı dövüştür. İktidar sorumlu davranmak yerine yabancı bir firmayı hedef göstererek sorumluluktan kaçmaktadır. Geçimini gerçek manada fındıktan karşılayan üretici 11,5- 12 TL fiyat aralığında fındığını satmak zorunda kalmıştır. Son bir ay içinde temel ihtiyaç maddelerine gelen %30 oranında fiyat artışları karşısında fındık üreticilerini zor bir kış beklemektedir.
DEVLETİN SEYİRCİ KALMASININ MİLLETE MALİYETİ ASGARİ 1.800.000.000.- TL
Devletin fındık piyasasında yaşanan olumsuzluğa seyirci kalmasının üreticiye kilogram başına asgari zarar 3 liradır. 15-16 TL/kg fiyatından satılabilecek bir ürün ası serbest olan ama tekelleşme eğilimi net olarak görülen piyasa da 12-13 TL fiyat aralığından işlem görmekte, devlet hazinesinden tüm fındık üreticilerine verilen Alan Bazlı Gelir Desteğinin 2 katı kadar bir kaynak 80 milyonun ve yetkililerin gözleri önünde kaybolmaktadır. İktidar sadece kuru söylemlerle bu gidişata seyirci kalmaktadır.
SONUÇ: Fındık üreticileri yalnız bırakılmıştır. Karadeniz bölgesinin %65 ortalama ile İktidara en fazla desteği veren bölge olmasına rağmen yalnız bırakılmıştır. Bu yüksek oy oranı iktidar kanadında “ Karadeniz bize küsmez” anlayışının verdiği bir umursamazlığa neden olmuştur.
Üretici sadece kendi kendine konuşmakta oy vererek iktidara taşıdığı siyasi iradeyi sorgulamamaktadır. Meslek örgütleri başta Ziraat Odaları olmak üzere sadece yerel basına göstermelik tepki beyanatları vermekte organize olarak sorun Ankara’ya taşınmamakta, taşımaktan imtina edilmektedir.
TMO geç kalmıştır. TMO alım politikası piyasalar açılmadan fiyat düşüşlerine karşı önlemdir. Bir cankurtarandır. Kaza mahallinde yaralıların ambulansı beklemesi gibi fındık üreticileri TMO’yu beklemektedir. Düşük fiyattan satılan her fındık üreticinin umutlarının ölümüne neden olmaktadır.
TMO, ya üreticinin umutlarını kurtaracak, ya da ölümüne seyirci kalacak….