Haram lokma ve siyasetin çöküşü

Erol KARAER2018-08-30 10:39:44

Rahmetle andığımız ve anacağımız Yaşar  Nuri Öztürk’ün bir yazısını dünkü yazının üzerine iyi gideceğini düşündüm!

Haram lokma ve siyasetin çöküşü

Benim fikir ve siyaset sözlüğümde haram lokma, öncelikle, kamu kaynaklarının talanından elde edilen servet ve nimet anlamındadır.

Türkiye'nin en büyük sıkıntısı, haram lokmadan kaynaklanan sıkıntıdır.

 

Basın dünyamız, güncel tablolara kendi tarzı içinde bakıp bu haram lokma olumsuzluğunu vurgun, soygun, çeteleşerek Türkiye'yi soymak, kamu haklarını ihlal etmek, emeğe ve alın terine ihanet... şeklinde değişik ifadelerle vermektedir. Adı anılmayan daha onlarca haram lokma sektörü var bu ülkede...

 

Bazı örnekleri, ATO'nun kamuya mal olmuş raporlarından izleyelim:

 

1971-99 yılları arasında hükûmetlerin bütçe dışı harcadıkları paranın toplam rakamı 116 milyar dolar. Aynı rapora göre, kaçak kullanım, vatandaşlar kadar kamu kuruluşlarında da olmaktadır.

 

Türkiye genelinde kaçak elektrik kullanımı % 23.5'tir.

 

Yatırıma ayrılan her 3 liranın 1 lirası, rüşvete gitmektedir. Kamu İhalesi Kanunu, bir yandaş kollama ve haramı teşvik kanunu gibi çalışmaktadır.

 

Yarım kalmış yatırımlara harcanan paranın 2004 itibariyle yekûnu 130 milyar dolar.

 

Her 3 CD'den birinin, her yüz kitaptan 40'ının, her yüz bilgisayar yazılımının 58'inin korsan, yani haram kazanç olduğu tespit edilmiştir.

 

Türkiye, dünyada eşi görülmemiş bir korsan kazanç cennetidir. Bu demektir ki Türkiye, helal lokma yemek isteyenler için bir cehenneme dönüşmüştür. ATO'nun araştırmalarını kamuoyuna açıklayan raporların önümüze koyduğu tablolardan biri de şudur:

 

Özetleyelim:

 

%99'u 'Müslüman', yüz bin camili Türkiye, tam bir haram lokma cenneti veya cehennemi görünümü arz ediyor. Türkiye, bir 'emeğe ihanet ülkesi'...

 

Bu tablo dikkate alınarak Türkiye'nin durumu yeniden değerlendirilmelidir.

 

Haram kazanç, emeğiyle geçinmeye çalışan kitleleri değil, kayıt dışı ekonomiyi beslemektedir. Kayıt dışı ekonominin oranı ABD, İsviçre ve Avusturya'da %8, İngiltere, Hollanda, Fransa, Almanya, Kanada ve İrlanda'da %13 ila 15, Danimarka, Belçika, İtalya ve Yunanistan'da %18 ila 28, Türkiye'de ise % 66'dır. Bunun anlamı, Türkiye'de, emeğe ihanetin, erdemli insanı cezalandırma kurumuna dönüştüğüdür.

 

Kamu malını çalıp çırpanlar, insanlık suçlarının en ağırını işlemektedirler. Türkiye'ye hıyanetin öncüleri de bunlardır.

 

Haram lokma zulmünün açtığı yara, insanımızın seçkinliklerinden biri olan 'hak duygusu ve hakka saygı'ruhunu öldürmüştür.

 

Türkiye'de en tehlikeli tehditlerden biri de insanımızdaki hak duygusunun zayıflaması ve neredeyse yok olma noktasına gelmesidir.

 

İnsanımızın hak duygusunu süratle hayata döndürerek tatlı yalanla uyuşmayı beceri sanan kitleleri, acı gerçeği yeğleyecek ruh yapısına kavuşturmak borcundayız.

 

Devletin malı deniz, yemeyen domuz? şeklindeki zehirli sloganı şu şekle getirmek borcundayız:

 

'Devletin malı deniz, bir lokmasını yiyen domuz!' 

 

1980 sonrasının siyasal iktidarları haram lokmayı meşrulaştıran politikalarla bu ülkenin ahlak ve vicdan yapısını büyük bir yıkıma uğratmışlardır. Bu yıkım durdurulmadıkça bu ülkenin iflahı ve bu kitlenin refahı mümkün değildir. İstisnalar, her alanda olduğu gibi burada da kuralı bozmuyor, bozamıyor.

Anasayfa