AFETTEN SONRA GÖRÜLDÜ Kİ!

Şafak DELİÇAKAR2018-08-15 10:52:21

Dün Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, selden oluşan afetin bilançosunu basın mensupları ile meclis toplantı salonun da paylaştı. Ekonomik savaşın içerisinde olduğumuz bu günlerde ortaya çıkan rakam oldukça ürkütücüydü. Rakam 165 milyona yaklaşık tam olarak ise 164.761.692 TL. Allah, devletimize ve milletimize zeval vermesin. Elbette bu yaraların kısa sürede sarılacağına yürekten tam inanıyoruz.

Bunun yanı sıra Ordu Valiliği, AFAD ve diğer ilgili kurumlarda hep aynı veya benzer açıklamalarda bulunarak hasar, zarar, ziyan tablolarını ortaya koydular. Ortaya çıkan görüntüler ve fotoğraflarda gördük ki yine Karayollarına, Devlet Su İşlerine, Çevre ve Orman Bakanlığına önemli sorumluluk ve görevler düşmektedir.

Dünkü basın toplantısında en çok dikkatimi çeken husus köprüler oldu. 1960’lı yıllardan bu yana Ordu’da ki köprülerin neredeyse yüzde 90’ı eski teknoloji ile yani “Pabuçlama Sistemi”yle yapılmış. Orta ve büyük ölçekli afetlerde hep bu köprüler hasar görmüş, yıkılmış ve her defasında da yine aynı sistemle yapıldığı gözlenmiş. Zira son yıllarda, “Kazıklama Sistemi” ile yapılan köprülerde pek ciddi hasar ve kayıpların olmadığına da ayrıca dikkat çekilen açıklamaların ardından aklıma şu soru geldi.

Karayolları, 1960’dan bu yana aradan geçen 58 yılda aynı sistemin yani pabuçlama sistemi ile köprü yapılmasının ısrarı ve inadı ne idi? Maliyet mi? İşçilik mi? İşin kolay yanı mı? Bunların hangisi acaba insan hayatından daha önemlidir. Türkiye kazıklama modeliyle kaç yıldır köprü yapımına başladı? Ve siz bu yıldan itibaren neden fiziki yeterliliğini kaybeden bu köprüler üzerinde neden bir güçlendirme veya yeniden yapılandırmaya gitmediniz?

İşiniz mi çoktu? İşiniz başınızdan mı aşkındı? Yoksa sizin işiniz yol, köprü, menfez vs. gibi işlerle uğraşmak değilmiydi? Artvin’den Ordu’ya, Antalya’dan Adana’ya, Türkiye’nin dört bir yanında oluşan afetlerde daha kaç can kaybı yaşanması gerekiyor ki, bu eski sistemde yapılan köprüler bir bir yenilenmeye başlasın.

Eğer yıllık bütçeden ve bakanlıktan aldığınız pay size yetmiyorsa, o zaman söylediğim bütün sözleri geri alıyorum. Bu arada DSİ’de sütten çıkma ak kaşık değil. Dere Islah çalışmaları ve akarsu yataklarında ki yapılaşmaları da göz ardı etmiş değiliz. Umarım ki DSİ’de buradan kendine bir ders çıkarır.

Afetten sonra gördük ki, Karayollarımız da, DSİ’miz de aynı tas, aynı hamam. Bu güne kadar afetler konusunda maalesef teknolojinin hiçbir zerresinden dahi faydalanmamışlar. Yüce Rabbim yine de devletimize ve milletimize zeval vermesin. Tüm Ordu halkına bir kez daha geçmiş olsun. Allah tekrarını göstermesin.

Anasayfa