BAŞA BELA FINDIK...

Metin AKSOY2018-07-31 10:12:26

Karadeniz'de özellikle son yıllarda maalesef  fındık öylesine büyük sorun yumağı oldu ki nerede işe başa bela haline geldi.Bahçe sahiplerinin hemen hemen hepsi nerede ise bahçeye utanma belasına giriyorlar.Bir ürün düşünün ki dünya pazarının üretim açısından çoğu elinizde olsun ve üretenler bu ürünün varlığından şikayetçi olsun.Öyle ya kime ne söyleyebilirler ki,fiyatı ayrı dert,bakımı ayrı dert,toplatması ayrı dert.

                Peki eskiden nasıl idi bu fındık denilen ürünün Karadeniz bölgesine yaşattıkları diye düşündüğünüz zaman,hemen cevabı karşınıza öylesine net bir şekilde çıkıyor ki,hatırlamamak mümkün değil.Bahar aylarında biten bakım süreçlerinden sonra tıpkı bir bayram ayı,düğün haftası gibi beklenirdi fındık sezonu,şehirlere göçmüş insanlar akın akın kendi köylerine,evlerine döner ve hazırlıklara başlarlardı.Sönmüş ocaklar yeniden tüter,köylerde emmi,dayı,hala,teyze ziyaret günleri sıralanırdı.Çarşı da pazarda olan hareketlilik ise gözle gözükür kasalardan belli olurdu.Fındık toplama işini yapacak amelelerin geleceği ilçeler(Aybastı,Korgan,Kabataş,Gölköy,Çatalpınar) gibi ilçelerde fındık toplamaya gelen insanlarda kendilerince hazırlıklarını yapar,bahçeye gelecekleri günleri beklemeye başlarlardı.

Fındık alım satımı yapan esnaf,dükkanlarını temizler,satış için sezon öncesi üreticiye verecekleri paralarını,defterlerini tamamlayıp,fındığın pazara ineceği günü beklerlerdi.Peki ne oldu da bu güne gelindi sorusunun cevabını aslında herkes bilmesine rağmen ben yeniden yazacağım.

Önce fındık üreticisinin tek dayanağı olan FİSKOBİRLİK i üreticiler,siyasiler ve yöneticiler hep beraber çıkmaz bir yola soktular,o kurumun varlığının ne kadar değerli olduğu bu gün yaşananlarla ortaya çıkmakta.Siyasiler kurumu adam yerleştirme merkezi,yöneticiler rant kapısı,üreticilerde devletin malı deniz yemeyen keriz konumuna soktu,hemde yıllarca. Randımansız,kalitesiz fındığı bir adamını bulup kuruma satmayı marifet sayan insanların sayısı hatırı sayılır rakamlara ulaştı.

Yöneticiler ise fındık alımından tutun,satımına,yan kuruluşların yaptığı işlere ve resmiyete dökülmüş ama bizim bilmediğimiz bir çok kendi menfaatleri için olan işlere girmekte bir korku yaşamadılar.Öyle ya kim hesap soracaktı ki,siyasilerin yan bahçesi,üreticilerin devletin enayi işletmesi olarak görülüyordu.Kimse itiraz etmedi de diyemeyiz,itiraz edenler ya susturuldu,ya devlet düşmanı oldu.Ve FİSKOBİRLİK iflas etti.En son aşamada elinde avucunda ne var ne yok ise satmakta sakınca görmedi yöneticiler,siyasilerde bu kurumun yok oluşuna dur demek için hiç bir adım atmadı.

2005 ten sonra fındık gerileme dönemine girdi,desteklemeler ve tmo ile var olan durum saklanmaya çalışılsa da,Fındık ürünün dünya pazarındaki aslı sahipleri ürünü istedikleri gibi yönlendirmeye başladı ve bunu ortadan kaldıracak tarım politikalarının yeniden oluşacağı ihtimali nerede ise yok.

Yıl 2018 ve fındık toplanmaya başlandı,ne köylerde eski hareketlilik mevcut,ne çarşı da,pazarda,fiyatı ise belirsiz.Fındığı üreticisi bu üründen öylesine vazgeçmiş ki yapılan tüm uyarılara rağmen,daha fındık kendini bulmadan,toplamaya,bir an önce satmaya bakıyor.İşte bu yüzden fındığın politikasını üretenler değil,ticaretini yapanlar belirliyor.Tüm Karadeniz bölgesinde fındıktan bahseden tek milletvekilinin olması bile konun hangi noktada olduğunu çok iyi bir şekilde göstermekte.

Hani yıllık ekilen,dikilen bir ürün olsa,ekin,tütün veya buna benzer tarım mahsulleri gibi emin olun Karadeniz bölgesinde yemeye fındık bulamazsınız.

Bu satırları yazan Metin AKSOY un 1 gram bile fındığı olmadığını bilmenizi istiyorum

Anasayfa