KÖY DEĞİRMENİ VE ZAHRA..

Berkant DOĞAN2018-07-13 09:03:16

Eski bir değirmen vardı köyümüzde.
Köyün tek değirmeniydi. Ha yıkıldı ha yıkılacak gibiydi ama köyün işini görüyordu..
Babam mısıra zahra derdi.Omuzuna bir teneke mısır alır değirmene inerdi. Lakin değirmenci bir teneke mısırın yarısını almadan taşın deliğine dökmezdi zahrayı. Hak alıyormuş sözde..
Babam “ ulan ne hakkı su Allahtan mısır Allahtan, değirmen köylüden, dibeği çevirmesi benden ne hakkı “ diyemezdi.
Verirdi yarısını tenekenin.. tenekenin dibinde kalan unla eve gelirdi.
Mısır ekmeği yapardı anam. Sarılaşmış eşarbına sardığı süzmeyle yerdik. Süzme keçi derisi gibi kokardı lakin peynir gibi indirirdik mideye..
Babam Bafra cigarası içerdi.
Evin eşiğine oturur uzaklara bakardı..Arada bir kalkar kulpu olmayan turşu küpüne daldırır elini aldığı kadarıyla ağzına atardı.
En çok taflan turşusunu severdi babam. Birde dut pekmezini.
Taflan mevsimi geçince basardı gara pancar tuırşusunu..
Babamın bir cigarası eksik olmazdı birde turşusu.
Zahra önemliydi evimizde. Zahra ekmekti. Nimetti. Umuttu.
Bazlamalar pişerdi odun ateşi ocaklarında.
Her yanından duman çıkan soba üstünde nar gibi olurdu çaylar.Bizim köye Akşam erken düşerdi. Ağustos böceklerinin sesleri kesilirdi birden.
Sicim gibi yağmurlarda zahra taşırdı babam. Hak verirdi değirmenciye.
Oysa su bedavaydı.
Çok fazla dayanamadı değirmen. Bir gece ansızın çöküverdi yorgun bedeninin üstüne.
Ve bir daha hiç değirmeni olmadı köyümüzün ve bir daha babam hiç zahra taşımadı sırtında..

Anasayfa