Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 16:02 Erkılınç: Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür
- 16:01 HALK EKMEK FABRİKASI AÇILIYOR
- 15:29 ÜRETİCİLERE GEBE DÜVE DAĞITILDI
- 13:44 BAŞKAN GÜLER’DEN GÜRGENTEPE VE GÖLKÖY’E ÇIKARMA
- 13:25 ORDU’DA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ OPERASYONU
- 13:25 DİKKAT: KIŞ LASTİĞİ UYGULAMASI
- 13:13 OKULLARIN YOLU ASFALTLA BULUŞTU
- 13:14 YILMAZ: BÜTÇE YENİDEN REVİZE EDİLMELİ!
- 13:04 MAVİ KUMBARALAR HER YERDE
- 12:57 SANCAKTAROĞLU: İHALELERDE COĞRAFİ KOŞULLAR GÖZ ÖNÜNDE TUTULSUN!
- 12:54 1 MİLYON MÜKELLEF E-DEFTER SİSTEMİNE DÂHİL OLUYOR
- 12:43 HİNDİSTAN, TÜRK FINDIĞINI SEVDİ
- 12:44 BAŞKAN GÜLER’İ DUYGULANDIRAN FOTOĞRAF
- 12:35 ORTA KORİDOR İKLİM DOSTU OLACAK
- 12:11 KARŞIYA CAMİİ VE ÖRNEK CUMA SABAHI BULUŞMASI
YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR
İnsanların çok kısa bir sürede hızlı şekilde kilo vermeyi hedeflediklerinde çok yanlış diyetlere yöneldiklerini kaydeden uzmanlar, zayıflama hedefiyle başlanılan süreçte uygulanan yanlış listeler, yetersiz ve dengesiz beslenmenin temeline dayalı zayıflama listeleri obeziteyi de beraberinde getirdiğini söylediler.
Popüler diyetlerin başarısız olmasındaki nedeninin uygulanabilir olmaması olduğunu söyleyen Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Müge Arslan, “Çünkü her diyet, hazırlanan her beslenme listesi bireyin parmak izi gibidir, o kişiye özeldir. Bireye uygun hazırlanmamış listeler olmalı” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Müge Arslan, hızlı zayıflama ve şok diyetler konusunu değerlendirdi.
“ZAYIFLAMA LİSTELERİ OBEZİTEYİ DE BERABERİNDE GETİRİYOR”
Doç. Dr. Müge Arslan, yanlış diyetlerin aslında kilo alımını tetikleyebileceği ve sağlığı olumsuz etkileyebileceğini ifade ederek, dengesiz beslenme ve hızlı kilo verme hedeflerinin, çoğu zaman beklenmeyen sonuçlara yol açabildiğini dile getirdi.
Yeterli ve dengeli beslenme; insanın vücudunun alması gereken enerji, makro ve mikro besin ögelerinin yani karbonhidratın da proteinin de yağın da vücudun ihtiyacı olduğu miktarlarla vücuda alınmasıdır diyen Arslan, “İnsanlar çok kısa bir sürede hızlı bir şekilde kilo vermeyi hedeflediklerinde çok yanlış diyetlere yöneliyorlar. Zayıflama hedefiyle başladıkları bu süreçte tam tersi bir etki oluyor ve çok fazla kilo alıyorlar. Uygulanan yanlış listeler, yetersiz ve dengesiz beslenmenin temeline dayalı zayıflama listeleri obeziteyi de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
“SİSTEM BOZUKLUKLARI OLABİLİYOR”
Diyetler konusunda sosyal medyada çok ciddi bir bilgi kirliliği var olduğunu kaydeden Doç. Dr. Müge Arslan, diyetisyenlere birçok kanaldan ulaşılabileceğini ama bu işin eğitimini almamış insanların yanlış bilgiler verdiklerini ifade etti. Arslan, ciddi yetersiz ve dengesiz beslenmeye paralel olarak sistem bozuklukları ve paralelinde birçok sağlık sorunları olabileceğini vurguladı.
“DİYET BİR PAZAR HALİNE GELDİ MAALESEF…”
“Beslenme tarihine bakıldığında her dönem popüler diyet listeleri gündeme geliyor.” diyen Doç. Dr. Müge Arslan, şöyle devam etti: “Taş devri diyeti vardı, kan grubu diyeti geldi. Hollywood diyetleri, Kore diyetleri… Gelecek tarihlerde de devam edecek. Neden? Çünkü diyet bir pazar haline geldi maalesef. Ve bireylerin bu konudaki bilgi yetersizlikleri, zayıflama sürecinin ne olduğuna dair bilgi sahibi olmamaları, hızlı ve geçici çözümlere yönelmeleri bu diyetleri popüler hale getirdi. Bunların hiçbirini önermiyorum. Çünkü bu diyetlerin tamamı isim değişiklikleriyle birlikte aynı temele dayanıyor. Tek besin grubu, yetersiz ve dengesiz beslenme temeline dayanıyor.
“KORE DİYETİ… KESİNLİKLE ÖNERMİYORUM…”
Örneğin; Kore diyeti denilen diyet sıvının ağırlıklı olduğu, meyve ve sebzenin ağırlıklı olduğu diyettir ya da protein ağırlıklı diyetler var. Bunların hiçbiri sağlık açısından kabul edilebilir diyetler değillerdir. Kesinlikle önermiyoruz.
Önemli olan yeterli ve dengeli beslenme temelinde sağlıklı kilo vermek. Popüler diyetlerin başarısız olmasındaki neden uygulanabilir olmaması. Çünkü her diyet, hazırlanan her beslenme listesi bireyin parmak izi gibidir, o kişiye özeldir. Bireye uygun hazırlanmamış listeler olmalı. Bizim sağlıklı beslenme dediğimiz aslında öğün atlamadan beslenmedir.”
SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI ORTOREKSİYA…
Doç. Dr. Müge Arslan, Ortoreksiya denilen aşırı derecede sağlıklı beslenme takıntısı hastalığına işaret ederek, “Bir hastalık haline getirip, ‘şu kadar gram karbonhidrat yemişim, bunun içerisinde şu kadar yağ varmış bunu yapmayayım’ süreçleri Ortoreksiyaya geçme oluyor. Bunun ileriki etaplarında artık vücut şeklini de beğenmeme pozisyonu oluyor. Sağlıklı bir vücut şekline sahip olmasına rağmen kendini aynada kilolu görmeye başlıyor. O işte o zaman anoreksiyaya kayma oluyor. Ondan sonra daha sağlıksız biz süreç başlıyor” ifadelerini kullandı.
EKMEKSİZ BİR LİSTE DOĞRU MU?
Acaba kilo alacak mıyım korkusuyla hapishane hayatıyla beslenmenin doğru olmadığına işaret eden Doç. Dr. Müge Arslan, daha sonra şunları söyledi:” Yeterli ve dengeli beslenmede içerisinde karbonhidrat, protein ve yağı da barındıran listelerin olur. Ekmek de bir karbonhidrat çeşidi olduğu için ekmeksiz bir liste söz konusu olamaz. Ekmeğin türü çok önemli. Beyaz ekmek önermiyoruz çünkü glisemik indeks kavramı söz konusu oluyor. Şeker miktarı yüksek besinler önerilmiyor. Ama ekmeksiz liste de kesinlikle önermiyoruz. Bu tarz şeyleri de doğru bulmuyoruz. Ekmek olabilir ama miktarı önemli. Ekmek yemiyorum diyen bir insana da zorla ekmek vermek de doğru değil. Onun da muadilleri var. Çorba tüketebilir, pilav tüketebilir ama bulgur pilavı tercih edilmesinden yanayız. Tek besin grubu ve yasakların olduğu listelerle bir yere kadar gidilebiliyor ve verilen kilo da kilo kaybı olmuyor, su kaybı oluyor. Sonra fazlasıyla tekrar geri alınıyor.
KAN ŞEKERİ DENGESİ ÖNEMLİ!
Tahıllı, posa miktarı yüksek olan ekmekleri öneriyoruz. Tahıllı ekmek olabilir, siyez unundan yapılmış olabilir, çavdar ekmeği olabilir, bu tarz ekmeklere yönelim istiyoruz çünkü bu tarz ekmeklerin içindeki şeker miktarı düşük oluyor. Bu nedenle gün içerisindeki kan şekerinin dengelenmesi sürecinde daha destekleyici özelliğe sahip oluyor.”
ŞOK DİYETLERE DİKKAT!
Şok diyetlerin kilo değil su kaybına neden olduğunu ifade eden Doç. Dr. Müge Arslan, “Sauna etkisi gibi düşünün. Saunaya girip çıktığınızda iki kilo daha düşük çıkarsınız ve kilo verdim diyemezsiniz çünkü su kaybıdır. Şok diyetlerin etkisi de bu. Kısa sürede hızlı bir şekilde tartıdaki o rakamın düşmesini hedef alan şeylerdir. Şok diyetler kesinlikle uygulanmaması gereken diyetlerdir” şeklinde konuştu.
“TEK ÖĞÜN BESLENEREK YAŞAMINIZIN SONUNA KADAR GİDEMEZSİNİZ”
Bir öğün beslenmenin de doğru olmadığını ifade eden Doç. Dr. Müge Arslan, şunları söyledi: “Olmaz çünkü yaşam süreci bir metabolik süreçten ibarettir. Günlük hayatınızı devam ettirebilecek enerjiye sahip olmanız gerekir. Tek bir öğün beslenip 24 saat boyunca o tek öğünle bu enerji ve metabolik süreçlerin devamlılığını sağlamanız imkansız ve çok zor. Bunu yaparsanız da arka planda bazı şeyleri bozuyor oluyorsunuz. 3 temel öğün yani kahvaltı, öğle ve akşam öğünlerinin kesinlikle yapılması gerekiyor. Ara öğünler de kişinin yaşam tarzına adapte olarak yapılabilir. Tek öğün beslenerek yaşamınızın sonuna kadar gidemezsiniz.
‘BUNU YEDİĞİM ZAMAN MUTLU OLUYORUM’ DİYE BİR ŞEY YOK…
Vücut bir makine aslında, içeriye verdiğinizin çalışma şekliyle yaşamınızı devam ettiriyorsunuz. Bunun için de o dengeye çok dikkat etmeniz gerekiyor.
Bilim beslenmenin psikolojisine döndü. İnsanlar ya çok mutlu olduğunda kutlamak için yemek yerler ya da çok mutsuz olduklarında. Bunun temelinde psikolojik faktörler vardır. O mutsuzluk halinden kurtulabilmek için genellikle kolay ulaşabileceğimiz besinleri tercih ederiz. Bunlar da cipstir, çikolatadır… ‘Bunu yediğim zaman mutlu oluyorum’ diyenler var, hayır öyle bir şey yok, sağlıklı besinlerle de mutlu olabiliyorsunuz.”