Çeşitli programlara katılmak için memleketi Ordu’ya gelen CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un hedefinde başta fındık olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı vardı.

Torun CHP İl Yönetimiyle ve partililerle birlikte ziyaretlerine Ordu Gazeteciler Cemiyeti (OGC) ve Eğitim-İş Sendikası ile başladı. Yeni fındık sezonuna günler kala fiyat konusunda belirsizliğin sürdüğüne dikkat çeken Torun, Milli Eğitim Bakanlığının açıkladığı yeni müfredata da tepkisi çok sert oldu.

Ordu Gazeteciler Cemiyetinde Başkan Recep Aydın ve basın mensupları tarafından karşılanan Torun; “Sayın Başkanım çok değerli yönetim kurulu üyeleri ve basınımızın çok değerli duayenleri öncelikle kabulünüzden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Fırsat buldukça Ordu’yu ziyaret etmeye çalışıyoruz.

Fındık sahipsiz. Şurada bir hafta on gün sonra fındık hasadına başlayacağız ama yetkilerin ağzını bıçak açmıyor. Bir rekolteyi bile açıklamaktan acizler. Dediler ki her eline mikrofon alan rekolte açıklamayacak bunun tek sorumlusu Tarım Bakanlığı dediler ve onun dışında yapılan açıklamalarla ilgili müeyyide ortaya koydular. Bakıyoruz ki Nisan da yapılan toplantıdan itibaren herkes rekolte açıklıyor ama bir açıklamayan Tarım Bakanlığı” dedi.

“TMO GİRDİMİ? ÇIKTIMI? ANLAYAMADIK”

Torun, şöyle devam etti; “Referandumdan önce söz verdiler. TMO fındık alacak dediler. TMO hakikaten referandumdan sonra piyasaya girdi 10 liradan fiyat açıkladı sevindik. Üreticiyi en azından savunacak, piyasayı dengeleyecek bir mekanizma var meğerse o mekanizma taban fiyat için değil, tavan fiyat oluşturmak için kurulmuş. Bir girdi piyasaya girdimi çıktımı hiç anlayamadık bile ama bu yeni sezon için hala bir belirsizlik var. TMO piyasaya girip fındık alacak mı almayacak mı belli değil.

Sadece söylemden ibaret, fısıltıdan ibaret ifadeler var. Hiçbir yetkiliden bu anlamda bir açıklama gelmedi. Gerçekten buda son derece üzüntü verici bir olay” diye konuştu.

“FINDIK İŞÇİSİ KADERİNE TERK EDİLMİŞTİR”

Fındığın heba edildiğinin de altını çizen Torun; “Sekiz milyon insanı ilgilendiren beş yüz binin üzerinde üreticinin gelir kaynağı olan bir ürünü maalesef heba ediyoruz. Her sene yeni bir beklenti, yeni bir ifade ama görünen o ki fındık üreticisi sahipsiz, fındık üreticisi maalesef hükümete verdiği desteğin karşılığını alamamakta ve bu hükümet fındık üreticisini yok saymakta, fındık üreticisinin hiçbir sorunu ile ilgilenememekte.

Bir doğrudan gelir desteğini vererek sanki üreticiye olan sorumluluğu yerine getirilmiş gibi düşünülüyor ve maalesef hiçbir konuda katkı sağlanmıyor. Biz sadaka istemiyoruz ürünümüzün değerini istiyoruz. Kalıcı bir yapı istiyoruz, sürdürülebilir bir fiyat politikası istiyoruz ve dünyadaki üretimimize, rekabet gücümüze ve ihracat gelirimize sahip çıkılmasını istiyoruz. Alın terimizin karşılığını istiyoruz.

Fındık işçisi kaderine terk edilmiştir. Fındık toplamaya başlayacağımız bu günlerde tamamen bir belirsizlik var. Serbest piyasa dediler serbest piyasa bile bu şekilde oluşmaz, işlemez. Buna herhalde hiçbir şey olmayan piyasa demek lazım. Bu konuda tekrar yetkilileri göreve davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

“BASIN BAYRAMI DEĞİL, YAS GÜNÜDÜR”

Torun, Türk Basınında sansürün kaldırılmasının Yıldönümünün de basın mensuplarının 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramını kutladı. Toplumların gelişiminde ve aydınlanmasında başlı başına bir güç olan basının doğruyu yazabilme özgürlüğü içerisinde doğru, objektif ve güvenilir haber vermek, yaşanılan olumsuzlukları sorgulamak, kamuoyu oluşturmak gibi etkin görevleriyle halkın bilgilendirilmesinde ve bilinçlendirilmesinde öncü rol oynadığını söyledi.

Torun, “Bugün Türkiye basın özgürlüğü endeksinde 180 ülke ülke arasında 155. Sırada utanılacak bir yerdedir. 157 gazeteci ve medya çalışanı cezaevindedir. Siyasi iktidarın beğenmediği herkes cezalandırılmakta, hoşuna gitmeyen her haber sansürlenmektedir. Ne yazık ki, bugün Basın Bayramı günü değil, yas günüdür. Utanıyorum, gerçekten ülkem adına utanç duyuyorum” dedi.

“MÜFREDATIN AMACI BİAT EDEN NESİLLER YETİŞTİRMEK”

Torun, OGC’nin ardından EĞİTİM İŞ Sendikasında da M.E.B’in yeni müfredatını sert dille eleştirdi. EĞİTİM İŞ Sendikası Ordu Şubesi Başkanı Hikmet Pala ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından karşılanan Torun; “Çağdaş, demokratik olmayan, laik eğitim ilkelerinden sapan, bilimsel değerleri yok sayan bu müfredatın amacı biat eden nesiller yetiştirmektir.” dedi.

Bakanlığın kapalı kapılar ardında yandaş sendikasıyla birlikte hazırladığı müfredatın Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasına, kanunlarına aykırı olduğunu söyleyen Torun, “Bu müfredatta bilim insanlarının görüşleri yok, bu müfredatta STK’ların, eğitimcilerin, uzmanların görüşleri yok. Siyasi iktidarın kendi görüşüne yakın olmayan hiçbir uzman aklın görüşü yok. Bu müfredat milli değildir, bu müfredatta bu ülkenin kuruluş ve kurtuluş destanını yazan Atatürk, onun silah arkadaşları yok, Atatürkçülük yok. Bu müfredatla ancak bir cemaatin, bir tarikatın, bir hocanın peşinden gidecek kendi nesillerinizi yetiştirirsiniz.”

Milli Eğitim Bakanlığının rotasından çıktığını, AKP iktidarının, Türkiye’nin aydınlık geleceğini yaratacak gençlerin hafızasından ulus ve bağımsızlık bilincini silmeye çalıştığına dikkat çeken Torun, “Evrim teorisini reddetmek, insanoğlunun yıllarca doğruyu bulmak adına yaptığı bilimi, deneyi, tecrübeyi yok saymaktır. Körü körüne bir şeye inanan toplumların sonu ortadadır. Sorgulamayan, araştırmayan, aklını kullanmayan bir nesil istiyorlar. Pozitif bilimleri yok sayan bir zihniyet ancak karanlık bir gelecek yaratır” diye de konuştu.

Torun, “Değerler eğitimini vermek için okullara tarikatların, cemaatlerin girmesinin önünü açan zihniyet yaşananlardan hiçbir ders almamıştır. Siyasi iktidar Türkiye’nin geleceğini uçuruma sürüklemek için elinden ne geliyorsa yapmaya devam etmektedir. 15 Temmuz’u neredeyse pek çok ders kitabına koyan Bakanlık, Kurtuluş Savaşı destanını görmezden gelmektedir. Bu asla ama asla kabul edilemez” dedi. (Haber Şafak DELİÇAKAR)