Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte Ordu’da da emlak piyasaları hareketlilik göstermeye başladı. Hızla artan konutlaşma ve turizmde yapılan hamleleri gazetemiz editörü Şafak Deliçakar’a anlatan Kaya Emlak sahibi Ahmet Kaya, bu iki sektördeki beklentilerin yanı sıra verdiği röportajda yerli ve yabancı yatırımcıların ürkütülmemesinin yanı sıra korsan emlakçılığa da dikkat çekti.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Ahmet Kaya, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Ordu konut sayısında sürekli artış sağlıyor. Son yıllarda yapılan konutlaşma ve Ordu’da ki konut sayımız şu an ne durumdadır?

Ahmet KAYA: Hoş bulduk sayın Deliçakar, öncelikle bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Evet ilimizde sürekli artan bir konut sayısı var. Geçen yıl tahminlerimize ve edindiğimiz bilgilere göre Altınordu Merkez ilçede ki konut sayısı 245 bin dolaylarındaydı. Bu sene ve önümüzde ki yıllarda da TOKİ’nin de burada konutlaşma potansiyelini de hesaba katacak olursak hedeflenen rakamın 350-400 binlere kadar çıkacağını düşünüyoruz.

Şafak DELİÇAKAR: Konut sayısını orantısal bir şekilde dengelemeye çalışırsak bunun ne gibi faydalarını görürüz?

Ahmet KAYA: Sizinde zaman zaman yazılarınızda ve haberlerinizde yer verdiğiniz gibi bir kere rayiç bedellerde ve kiralarda bir rahatlama olacağı kanaatindeyiz. Emlak fiyatlarına bir dengeleme mutlaka gelecektir. Özellikle yabancıların mülkiyet edinmelerinde yüksek fiyatlar, alıcı ve satıcı arasında alış verişlerden çok pazarlıkların olumsuz bitme noktasıyla sonuçlanıyor. Buda emlak piyasalarını haliyle negatif yönde etkilemektedir.

Bakınız kiralama yönteminde de ilimizde fiyatlar çok yüksek. Özellikle alt ve orta gelirli vatandaşlarımız neredeyse artık konut ve işyeri kiralamada neredeyse ak ile karayı seçmek durumunda kalıyorlar. Ordu Üniversitemizde öğrenci sayımız artık 25 bin sınırına dayanmış durumda. İlimizde ki yurt kapasitelerinin durumunu da göz önünde bulunduracak olursak, açıkta kalan öğrencilere de kiralama konularında elimizden gelen yardımı göstermeye gayret etsek de, öğrenciler birkaç kişi bir araya gelerek konut kiralamak zorunda kalıyor. Bu ve bunlar gibi olumsuz sonuçların, orantılı bir konut yapılaşmasıyla biraz daha düzene gireceğini ümit ediyoruz. Yani konutlaşmada orantıya dikkat etmemiz lazım.

Şafak DELİÇAKAR: Sayıları çok fazla olmasa da mültecilerin ve yurt dışından dönüş yapan vatandaşlarında konutlaşma konularında ki görüşleri size nasıl yansıyor?

Ahmet KAYA: Dediğiniz gibi özellikle Irak ve Suriyeli mültecilerimizin anormal derece de ikametleri söz konusu değil. Bu sayının 3 bini geçmeyeceğini tahmin ediyoruz. Tabi bu tahminimiz bütün il genelini kapsıyor. Diğer yandan başta Doğu’da ki diğer komşularımızdan İran ve Rusya’dan da gelenler oluyor. Bunlar geçici ikametlerle konaklayıp geri dönüyorlar. Bu iki ülke insanlarında da mülkiyet edinmeden çok daha ziyade kiralama yoluyla ilimizde kalmayı tercih ediyorlar. Bu hareketlilikte emlak piyasalarında olduğu gibi ekonomi piyasalarında da ufak tefek kıpırdanmalara neden oluyor.

Şafak DELİÇAKAR: Ordu’nun tanıtımı, dış dünyaya açılımı, Turizm dünyasının Ordu’da ki gözlemleri ve düşünceleri sizin sektörünüze verdiği mesajları nasıl değerlendirdiğiniz? Emlak sektörü bu aşamada nasıl hareket edecek?

Ahmet KAYA: Bir kere önce sayın Valimiz İrfan Balkanlıoğlu’na ilimizin tanıtımı noktasında göstermiş olduğu efor, gayret ve çabalarından dolayı kendisine çok teşekkür ediyoruz. Söz konusu ilimizin turizm alanında hak ettiği payı alabilmesi için burada kimse kusura bakmasın, herkes taşın altına elini değil, gövdesini koyması gerekir. Turizm önemli bir gelir kaynağıdır. Bu yabana atılacak bir kaynak değildir. Bu sektörde iş dalı ve yüzlerce istihdam alanı var. Düşünün bir kere havaalanında ki dolmuşçu, taksiciden tutun, otelde ki garsona ve komiye kadar binlerce insana ekmek vermiş oluyorsunuz. Turizme sadece sıfat olarak bakmamız lazım. Bu alanda Ordu, pastadan alması gereken payı bir an önce almalıdır.

Sayın Valimizin, Belediyelerimizin ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüzün hem tanıtım hem de yatırım konularında bütün çalışmalarına, emeklerine ilgili bütün sektörlerin katkı sunması gerekir. Burada bir elin sesine seyirci kalmamamız gerekiyor. Ellerimiz iki olmalı, ikiden fazla olmalı ki, yüzümüzün akıyla hep birlikte başarıyı göğüsleyelim.  

Şafak DELİÇAKAR: Özellikle Arap turizmini ayrı tuttum. Bu alanda ki hareketliliği kısaca nasıl yorumluyorsunuz?

Ahmet KAYA: Evet yazılı ve görsel basından yakınen takip ediyoruz. Sayın Valimizin en önemli projelerinden biri de Arap turizminin ilimize kazandırılması. Bu çok olumlu ve müspet bir adımdır. Ancak burada şuna çok iyi dikkat etmemiz gerekiyor. Arap turizmi konusunda Samsun ve Trabzon ile rekabet halinde olduğumuzu unutmamamız gerekiyor. Yani rayiç bedellerde fiyatları çok tırmandırdığımız zaman elimizde turist kalmıyor. Bir diğer hususta Araplar, Samsun’da ve Trabzon’da 15 liraya döner yiyorsa gelip Ordu’da da aynı döneri 25 liraya yerse ne olur? Elimizde turist kalmaz. Elimizde yerli ve yabancı yatırımcı kalmaz. Bir dairenin veya arsanın bu Arap’tır, bunda para ganidir anlayışıyla fiyatını on katına çıkarırsanız sonuçta kaçınılmaz hüsran olur.

Şafak DELİÇAKAR: Kentleşmenin, konutlaşmanın orantılı bir şekilde yükselmesine dikkat çektiniz. Emlak sektöründe fiyatların tavan yaptığına değindiniz ve Turizmde mutlaka hedefi birlikte yakalamamız gerektiğine vurgu yaptınız. Bu gelişmeler yanında korsan emlakçılık da aldı başını gidiyor. Bunun önüne geçmek için neler tavsiye edersiniz?

Ahmet KAYA: Sayın Deliçakar, kanayan yaramıza parmak bastınız. Bu çok önemli bir sorunumuz. Bakın herkes kendi işini yapsa ne güzel olur değil mi? Bakkal bakkallığını, pazarcı pazarcılığını, kahveci kahveciliğini, şoför şoförlüğünü, memur memurluğunu, işçi işçiliğini yani herkes kendi işini yapsa çok daha iyi olur anlayışındayız. Biz vergisini ödeyen mükellefleriz. Her ay, her yıl muntazam bir şekilde vergimizi seve seve gidip devletimize kazancımız nispetinde ödeyip geliyoruz. İnsanlara hizmet etmek için, rızkımızı temin etmek için çalışıp çabalıyoruz. Bakınız bir örnek vereyim size. Bir müşteriniz geliyor kiralık veya satılık daire istiyor. Müşterinizi aracınıza bindirip elinizde ki alternatif dairelere götürüyorsunuz. Beğenmezse müşteri bir sonraki gün bir daha ve bir daha ta ki beğenene kadar bu müşteriyi öyle zaman oluyor ki aracınızla birkaç gün gezdiriyorsunuz. Günlerce harcadığınız yakıt masrafı, yemek masrafı hep cebinizden çıkıyor. Adam şimdi daireyi alacak, ya da kiralayacak. Hemen korsan diye tabir edilen seyyar veya ayaklı insanlar değim yerindeyse pişmiş aşa su katıyorlar. Kardeşim ben vergi veriyorum devletime, peki sen ne veriyorsun devletine diye sorulmaz mı?

Şafak DELİÇAKAR: Bunun takibi, denetimi mümkün müdür?

Ahmet KAYA: Evet mümkündür. Bir kere bu sektörü ciddi bir yapıya kavuşturmamız lazım. Devlet, emlakçılık sektöründe yeni düzenlemeler yapması gerekiyor. Bu basit bir olay değil. Bir kere emlakçı elinde ki malın fiziki yeterliliğinden tutun, alt yapısına varıncaya kadar her şeyini bilen birisi olması gerekiyor.

Gidip bakkaldan daire kiralar veya satın almaya kalkarsan da sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsın. Yani korsancılık hemen her sektörde olduğu gibi maalesef bizim sektöründe kanayan yarasıdır. Umarım başta devletimiz olmak üzere ilgili kurumlarda bu konuda ciddi adımlar atarlar.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Kaya, haftanın röportajında önemli bilgileri okurlarımızla ve kamuoyu ile paylaştınız. İlimizde emlak sektöründe atılan adımlar konusunda inşallah hedeflediğiniz projeleri bir bir hayata geçirirsiniz. Turizm konusunda da sizinle hem fikiriz. Umarım iyi, bereketli ve bol kazançlı hayırlara vesile olacak bir sezon geçirirsiniz.

Ahmet KAYA: Sayın Deliçakar, bende gerçekten sektörümüze ve firmamıza gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür ediyorum. sunmuş olduğunuz bu fırsatla beklentilerimizi ve sorunlarımızı sizler aracılığı ile kamuoyu ile paylaşma fırsatı bulduk. Buradan Ordu Yeni Haber Gazetesinin bütün aile eşrafına ve hemşerilerimize sevgi ve saygılarımızı sunuyorum. Bildiğiniz gibi artık Mübarek Ramazan ayımız yaklaşıyor bu vesile ile de bütün hemşerilerimizin ve tüm Türk ve Müslüman aleminin de Ramazan’ı Şeriflerinin hayırlara vesile olmasını arzu