Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 15:51 ORDU’DA STK’LAR PLATFORM OLUŞTURDU
- 15:15 HALK EKMEĞE İLGİ BÜYÜK
- 13:58 YENİ MAHALLE’DE DETAYLI TEMİZLİK
- 13:26 GÖREVDE YÜKSELME SINAVI YAPILSIN
- 13:09 112 ÇALIŞANLARININ SORUNLARI İÇİN BAŞVURU YAPILDI
- 12:35 FATSA’YA UZUN ÖMÜRLÜ YOLLAR
- 12:36 ÇOCUKLARA SÖMESTR HEDİYESİ: SİRK ETKİNLİĞİ
- 11:55 ÇERKEZLER TEPESİ MESİRE ALANI SONA YAKLAŞIYOR
- 10:39 AMATÖRDE, 15 GOL ATILDI
- 10:39 SÜPER LİG’E TEKNİK ADAM DAYANMIYOR!
- 10:38 FİLELER, 14 KEZ TOPLA KUCAKLAŞTI
- 10:39 AKKUŞ, OLCAY’LA EL SIKIŞTI
- 10:05 GAZİ VURUŞU
- 15:34 COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜNLER KORUNUYOR
- 15:24 ŞANLITÜRK; “GÜLYALI’YI DAHA DA GELİŞTİRECEĞİZ”
YILMAZ: ÖNEMLİ ADIMLAR ATILMASI GEREKİYOR!
Türkiye Kamu Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, ekonomik zorluklar içinde çalışanların yaşam standartlarının korunabilmesi adına atılması gereken birkaç önemli adımların atılması gerektiğine dikkat çekerek, Kamu çalışanlarına, geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi için ek zam yapılması gerektiğini söyledi.
Kamu çalışanları ve emeklilerin alım gücünün yükseltilmesi için refah payı verilmesi ve Enflasyon farkı ortaya çıktığı ay itibarı ile maaşlara yansıtılması gerektiğini savunan Başkan Yılmaz, yaptığı açıklamada; “Beklentimiz, maaşları enflasyon karşısında sürekli eriyen kamu çalışanları için adaletin tecelli etmesi ve memur ve emeklilerimizin bütçelerinde oluşacak yükün hafifletilmesi yönünde karar alınmasıdır. Biz, memurlarımızın hakkını savunmaya ve ekonomik koşullarının iyileştirilmesi için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda, taleplerimizin karşılık bulmasını ve kamu çalışanlarının yaşam standartlarının yükseltilmesini bekliyoruz” dedi.
Yılmaz, açıklamasının devamında ise; “Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda yalnızca memurlarımızın alamadığı bayram ikramiyesinin ödenmesi için yıllardır dile getirdiğimiz talebimizi buradan bir kere daha yineliyoruz.
Memurlar da devletin görevlisi olarak bu ödemeyi herkes kadar hak etmektedir. Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlarımız, artık daha fazla ihmal edilmemeli, yok sayılmamalıdır. Çalışanlarımızın alım gücünü yükseltmek iki yolla mümkündür: Ücretleri enflasyonun üzerinde artırmak ve adil vergi politikalarıyla ucuz kamu hizmeti sunmak. Ama vergi yükünün de memurlarımızın omuzlarına yüklendiğini görüyoruz.
Gelir vergisi dilimleri, memur maaşlarına yapılan artışlar kadar artmıyor. Böyle olunca da her sene memurlar biraz daha fazla vergi ödüyor. Bu noktada, vergi politikalarının adil bir şekilde yeniden şekillendirilmesi, gelir dilimlerinin ekonomik gerçeklere uygun şekilde yükseltilmesi ve gelir vergisi oranının ücretliler açısından %15 seviyesinde sabitlenmesi önem arz etmektedir” diye konuştu.
Hepimizin bildiği gibi memur emeklileri, ülkemizin en mağdur kesimidir diyen Başkan Yılmaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Memurlarımızın hem emekli aylığına sayılmayan ödemeler nedeniyle maaşları ve emekli ikramiyeleri son derece düşük hesaplanmakta hem de ifa ettikleri görev aylıkları ile emekli aylıklarındaki ilişki tamamen kopmuş durumdadır.
Bir memurun emekli maaşı ile çalışırken yaptığı görev, aldığı maaş ve ödediği pirimin hiçbir bağlantısı kalmamıştır. Çalışırken bir işçi ile aynı maaşı alan bir memur, emekli olduğunda işçiden yarı yarıya daha az emekli maaşı almaktadır. Hal böyleyken bir de 5510 sayılı Kanunun getirdiği olumsuzluklar memurlarımızı mağdur etmektedir.
2008 yılının Ekim ayından önce göreve başlayan bir memurla bu tarihten sonra göreve başlayan memurun sosyal güvenlik ve emeklilik hakları aynı değildir. 2008 sonrasında göreve başlayan memur daha fazla prim ödemekte ama bu tarihten önce göreve başlayan memurdan daha az emekli maaşına hak kazanmaktadır. Ayrıca en düşük emekli aylığı miktarı da 2008 öncesi ve sonrasında göreve başlayanlar için farklı hesaplanmaktadır.
Bu durum, kanun önünde eşitlik ilkesiyle bağdaşmadığı gibi sosyal devlet anlayışına da uygun değildir. 2024 yılı Emekli Yılı ilan edilmişti ama beklenti karşılanmadı. Özellikle memur emeklilerinin yaşadığı bu çifte standart mutlaka düzeltilmelidir.
Bununla birlikte, 2023 yılında yalnızca çalışan kamu görevlilerine ödenmeye başlanan ilave ek ödemenin emekli maaşlarına sayılmaması nedeniyle görev aylığı ile emekli maaşı arasındaki makas iyiden iyiye açıldı. Memur emeklilerine çalışırken aldıkları maaşın %45’i kadar emekli maaşı bağlanıyordu. İlave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılmaması; görev aylığı ile bağlanan emekli maaşı arasındaki makası daha da açtı.
Emekli maaşı hesabına dahil olmayan miktar büyüdükçe, emeklilikteki adaletsizlik de katlanarak artıyor. Çalışma hayatı ile emeklilik arasındaki makasın bu denli açılmasının adalet ve hakkaniyetle bağdaşır bir yanının olmadığı açıktır. Kamu çalışanlarımızın bu şartlar altında emekli olduğunda hayat standardını nasıl koruyacak?
Böyle olunca memurlarımız emekli olmak istemiyor. Çoğu 65 yaşına kadar çalışmak zorunda kalıyor. Emekli olduktan sonra da düşük maaşla yaşamak zorunda kalıyor. Sosyal devlet, vatandaşlarına çalışırken de emekli olduğunda da onurlu bir yaşam sağlamakla mükelleftir. Yıllarca devletimize hizmet etmiş emeklilerin hayat standardını korumak, açlık sınırının üstünde bir maaşla huzur içinde yaşamasını sağlamak, önceliğimiz olmalıdır” şeklinde konuştu.