Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ordu Milletvekili Seyit Torun, Yılbaşından hemen önce asgari ücreti 22 bin 104 lira olarak açıklanmasına tepki göstererek yaptığı açıklamada asgari ücretlinin cebinden 2 bin 500 lira daha alındığını söyledi.

Milletvekili Torun; “Geçen seneki beğenmediğimiz asgari ücret beş çeyrek altın ederken, bugün verilen asgari ücret dört buçuk çeyrek altına denk geliyor. Yarım çeyrek altın geçen yıldan bugüne kayıp. Yani asgari ücretlinin cebinden 2 bin 500 lira daha çalındı.

17 bin 2 liralık asgari ücret 57 kilo dana kıyma alıyordu. Şu anda verilen asgari ücret, sadece 37 kilo dana kıyma alıyor. 20 kilo dana kıyma geçen ocaktan bugüne kayıp. Asgari ücret Bin 700 simit alıyordu geçen sene, bu sene bin 470 simit alıyor ve 230 simit kayıp” dedi.

Torun, açıklamasının devamında; “TÜİK aylık enflasyonu yüzde 1.03, yıllık enflasyonu yüzde 44.38 olarak açıklayınca dün öğrendik ki en düşük emekli maaşı 14 bin 469 lira olarak belirlenmiş. TÜİK’in enflasyon hesabını ciddiye almak mümkün değil zira ENAG’ın açıkladığı enflasyon rakamları bunun 2 katı.

Vatandaşlarımızın çarşıda, pazarda hissettiği enflasyon da ENAG’ın hesabıyla uyumlu. Peki ne yapıyor TÜİK? Her şeyi tersten hesaplıyor. Nasıl mı? TÜİK’e diyorlar ki biz şu kadar zam vereceğiz TÜİK de “hay hay efendim!” deyip verilen rakamlara uyduruveriyor enflasyonu.

Bu şekilde içine düştüğümüz enflasyon girdabından çıkmamız mümkün değil çünkü en başta verilerimiz hatalı ve aynı zamanda iktidarın zihniyeti sorunlu. Asgari ücretliye, emekliye ölüm aylığı verip kendileri saraylarda oturup uçan saraylar ile seyahat ediyorlar. Bu kafanın halkımıza verecek, bu ülkeye kazandıracak hiçbir şeyi kalmadı. Tayyip Erdoğan’ın 4 Ocak’ta memleketim Ordu’ya yaptığı ziyarette ifade ettikleri bu sorunlu kafanın tezahürü niteliği taşıyor” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ordu ziyaretine de değinen Torun; “Sayın Erdoğan Ordu ziyaretinde Ordu'nun, fındığı, mısırı ve yayla balıyla ülkenin tarım ve ihracat üssü olduğunu ifade etti. Ancak ne yazık ki fındık üreticilerimizin, çiftçilerimizin ve arıcılarımızın sorunlarından hiç bahsetmedi.

Şaşırmadık! Fındık bahçelerini istila ederek fındık verimini yarı yarıya düşüren kokarca böceği ile etkili mücadele yapılmadı. Kilogram başına üretim maliyeti 120 lira olan fındığa 132 lira taban fiyat belirlediler, kokarca böceğinin zarar verdiği fındık bu fiyata dahi satılamadı. Yeri geldi üretici 50 liraya ürününü elden çıkarttı.

Fındık taban fiyatı açıklandığından beri daha iyi bir fiyata satabilmek için ürününü elinde tutanlar yeni yılda girdi maliyetlerine yüzde 100 zam gelmesine rağmen fındığı halen 120 liradan satabiliyor. AKP Genel Başkanı fındıkçının bu içler acısı haline ilişkin bir şeyler söylemedi. Tabi nasıl söyleyecek?

Fındık üreticilerine verilen alan bazlı desteklerin 11 yıldır yükseltilmediğini nasıl anlatacak? Kokarca sebebiyle mahsulünü kaybeden üreticiye hiçbir destekte bulunulmadığını nasıl izah edecek? Dürüst olup bunları söyleyebilse zaten bambaşka bir Ordu’ya ve bambaşka bir Türkiye’ye bakıyor olurduk.

Ordululara seslenirken yol projelerinden bahsetti Sayın Cumhurbaşkanı. Yıllardır sürüncemede kalan projeleri sanki bitirilmiş gibi lanse etti. Biz buradan kendisine gerçekleri anlatalım. Geçtiğimiz ay Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü komisyon toplantısında Bakan Uraloğlu’na bir kere daha Ordu’daki ulaşım sorunlarını ilettim ve bitirilmeyen yolların akıbetini sordum. Sayın Bakan’ın verdiği cevapları sizler ile paylaşayım.

Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında bahsettiği Ünye-Akkuş-Niksar yolunun 2018 seçimlerinden önce duble yol yapılacağı sözü verilmişti ancak halen yapımı tamamlanmadı. Sayın Bakan’ın verdiği cevaba göre 2027 sonunda tamamlanması hedefleniyor. Bakın yanlış anlaşılmasın Bakan hedefi belirtiyor. Hal böyleyken inşallah 2028’e biter diyebiliyoruz.

Yine Cumhurbaşkanı’nın Ordu’da yaptığı konuşmada bahsettiği yeni yapılan Ordu Şehir Hastanesi’nin yollarını ve bu yolların Çevre Yolu bağlantılarının ne zaman biteceğini Bakan açıklamadı. Cumhurbaşkanı konuya girmişken bu yolların ne zaman tamamlanacağını da açıklasaydı keşke. Hepimiz öğrenmiş olurduk.

Cumhurbaşkanı “çevre yolunun ikinci kısmının çalışmaları devam ediyor” dedi ancak Bakan Uraloğlu’nun yaptığı açıklamaya göre Şehrimiz trafiğini rahatlatacak proje olarak görülen Ordu Çevre Yolu’nun kalan 10 kilometrelik kesiminin 2027 yılında tamamlanması hedefleniyor. 10 kilometre değerli arkadaşlar, 10 kilometre yol 2 yılda yapılacakmış.

         Fatsa Çevre Yolu’nun yapılacağı sözü 2016 yılında verilmişti. Dönemin Belediye Başkanı ve iktidar Milletvekilleri, bu yolun yapılacağını defalarca dile getirdiler. Toplamda 21.5 kilometre uzunluğundaki yolun hala yatırım programına alınmadığını Cumhurbaşkanına iletmediler herhalde. Daha da üzücü olan yatırım programına alınsa dahi bütçe olanakları dahilinde yapım ihalesinin değerlendirileceği söylendi. Çevre yolu mu yapacaklar yoksa atom mu parçalayacaklar belli değil! 2016 yılından beri üzerinde uğraşmış olsalar atomu parçalamış olurlardı şimdiye kadar.

         Ulubey – Sarp Dere Yolu’nun 8 kilometresi tamamlanmış geriye kalan 23 kilometrelik kesim için çalışmalara 2025 yılında devam edilecekmiş.

2010 yılında yapımına başlanan 35 kilometre uzunluğundaki Kabadüz-Çambaşı Yolu’nun ancak yarısı bitirilmiş, çalışmaların 2026 yılında tamamlanması hedefleniyor. 35 kilometrelik yolu 16 yılda yapan iktidara ne diyelim bilemiyorum.

         18 kilometre uzunluğundaki Kumru-Korgan Yolu’nun 3.2 kilometresi tamamlanmış. Çalışmalara 2025 yılında devam edilecekmiş. İktidar kısaca Kumrulu ve Korganlı hemşerilerime Allah yardımcınız olsun diyor

         Gürgentepe - Gölköy Yolu’nun 17 kilometresi tamamlanmış kalan 12 kilometrelik kesimin 2026 yılı içerisinde tamamlanması hedefleniyormuş. Neden 2026 yılı? Niye acele ediyorlar ki? Şöyle geniş geniş çalışın 2036’da bitirin.

Cumhurbaşkanı hepimizin bildiği üzere projeleri çok sever ama başlanamayan ve bitirilemeyen projelere daha bir tutkuyla sarılıyor. Konuşmasında “Karadeniz Sahil Demir Yolu Projesi ile Ankara, Karadeniz ve Gürcistan arasında demir yolu ulaşımını sağlamayı planlıyoruz.” Dedi ama yine hatırlatalım 2017 yılında sözü geçen demiryolu hattının yapımına 2019 yılında başlanacağı açıklanmıştı, başlamadı. 2021 yılında dönemin Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu demiryolu projesine başlanacağını ifade etti, yine başlamadı. 4 gün önce bu sefer de Cumhurbaşkanı planlandığını söyledi bakalım ne zaman başlanacak?

2015 yılında başlanan havalimanının yolcu sayısından övgüyle bahsetti Sayın Erdoğan. Bu konuyu da diğerleri gibi bir de bizden dinlerse seviniriz. Ordu – Giresun Havalimanı’nın açılışının üzerinden daha 10 yıl geçmeden 2 kere uzun süren tadilatlar yapıldı. En son tadilata geçtiğimiz eylül ayında yani havalimanının en yoğun olduğu zamanda başlandı ve havalimanı 49 gün boyunca kapalı kaldı. Bakan Uraloğlu’nun açıklamasına göre yeni apron ve taksiyolu yapıldı, pistler iyileştirildi ama ne hikmetse yine uçak seferleri yetersiz. Sayın Erdoğan övündüğü havalimanının işlevsizliğinden de ne yazık ki bihaber.

         Erdoğan bitmeyen projelere tutkun dedim ya az önce. Konuşmasında öve öve bitiremediği Ordu Şehir Hastanesi’nin durumunu da izah etmeye çalışalım. Yapımına 2021 yılında başlanan Ordu Şehir Hastanesi’nin 2023 yılında bitirilmesi gerekiyordu ancak hastanenin açılışı 2024 yılı ortalarında ertelendi, sonra 2025 yılı ortaları denildi, en son Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı 2026 yılının ilk çeyreğinde açılacak diye açıklama yaptı.

         Geçtiğimiz eylül ayında AKP Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş Ordu ziyaretinde 2025 sonu demişti. 2024 yılı başında Hastanenin akıbetine ilişkin zamanın Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdik ancak hala cevap alamadık. Hastanenin yatak sayısı hakkında Bakan, İl Sağlık Müdürü ve Ordu Büyükşehir Belediyesi farklı rakamlar veriyor. En son Cumhurbaşkanı 914 yataklı olacak dedi. Bizler de heyecanla bekliyoruz.

Tabi AKP’li belediyelerin rant sevdasıyla karışık hizmet aşkı hepimizi şaşkınlığa uğratmaya devam ediyor. Kendi ilçem Ulubey’de bulunan devlet hastanesi 2017 yılında yıkılma riski olduğu gerekçesiyle apar topar kapatılmıştı. Aradan geçen 6 yıl içerisinde hastane binasında herhangi bir iyileştirme ya da tadilat yapılmamış olmasına karşın Ulubey Belediyesi yıllık 722 milyon lira bedelle hastane binasını 3 yıl 5 aylığına ihaleye çıkarttı.

İhaleye bir de şart koymuşlar hastane binasına yapılacak Yaşlı ve Çocuk Bakımevinin çalışanlarını Ulubey Belediyesi belirleyecekmiş. Madem öyle neden binanın sağlamlaştırma işlemlerini gerçekleştirip kamu yararına bir bakımevi olarak siz hizmete açmıyorsunuz? Çünkü bu tarif ettiğimizin adı sosyal belediyeciliktir. AKP’nin rant belediyeciliği bu anlayışa yabancıdır.

         AK Parti Genel Başkanı’nın Ordu’da anlattıklarının gerçek yüzünü sizlerle paylaştım. Bu iktidarın ne Ordu’ya ne Türkiye’ye hayrının dokunması mümkün değildir.

         Hizmet siyaseti dedikleri laf salatasından ibarettir. Yapacağız,  edeceğiz ile peynir gemisi yürümez. Ordu’nun kan ağlayan tarımsal üretimine, felç halindeki ulaşımına, beyin göçüne sebep olan istihdam sorunlarına karşı bu iktidar kör ve sağırdır. Türkiye’nin sorunlarını çözmek için iktidarın önce dürüst olması sonra da sorunları çözmeye niyeti olması gerekir. Ülkemizin sorunlarını çözecek irade sadece Cumhuriyet Halk Partisinde bulunmaktadır” şeklinde konuştu.