Ordu’da emlak sektöründe istihdama önemli ölçüde katkı sağlayan iş insanı Sayın Aydın Şahin, çok farklı yönleriyle bu haftaki röportaj sayfamızın konuğu oldu. İş dünyasının yanı sıra doğa aktivist ligi ve can dostlarımız (Sokak Hayvanları) ile doğada ki canlılara karşı özel günler ayıran Aydın Şahin’in açıklamalarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Şahin, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Evet biz sizi emlak piyasasından değerli bir iş insanı olarak tanıyoruz. Ancak doğaya olan aşkınız ve doğada ki canlılar üzerine duyduğunuz bu ilgi sizde ne zaman başladı?

AYDIN ŞAHİN: Hoş buldum Şafak bey. Şafak bey ben kendimi bildim bileli doğadaki sahipsiz canlara hep özel bir ilgi ile bakmışımdır.

Türkiye’nin özellikle ege bölgesi olmak kaydı ile birçok yerinde yaşadım, son 10 yıldır da Ordu da yaşıyorum. Bu şehire geldiğim günden beri (pandemi dahil hiç evimde kalmadım ve o canlara gittim) ve ülkemizin maalesef aşılması gereken bir sorunu olan sokak hayvanları diye adlandırılan sahipsiz dostlarımızın aşırı çoğaldığını görmekteyiz.

Hal böyle iken bu durum hem şehir merkezlerinde, hem de doğada ciddi bir sorun olmaya başladı ,bu sorun hem doğadaki canlarımız için hem de yerleşim yerlerinde yaşayan insanlar için baş göstermeye başladı.

Bu canlar her ne kadar insanlara alışmış gibi gözükse de iç güdüsel hareket eden canlardır ve kendilerine tehdit hissettiklerinde aç kaldıklarında saldırgan olabiliyorlar.

Bu durum da hem insan için hem de bu canlar için büyük sorun teşkil etmektedir.

Bende Aydın ŞAHİN olarak bu soruna kayıtsız kalamazdım ve elimizden geldiği kadar duyarlı olmaya çalışıyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Özellikle kırsala daha çok çıkıyorsunuz. Buralarda karşılaştığınız can dostlarımızı kendi ellerinizle besliyor ve bakıyorsunuz. Bu can dostlarımızın hastalıkları veya herhangi bir sakatlıkları konusunda ne gibi önlem ve tedbirler alıyorsunuz? Veya ilgili kurumlara başvurduğunuzda talebiniz karşılana biliyor mu?

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey ben her hafta sonu çoğu insan evlerinde istirahat ederken ben her cumartesi ya da Pazar Altınordu merkezden başlamak kaydı ile Fatsa, Çamaş, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye, AKDENİZ YOLU dediğimiz dere yol dan tüneller bölgesinde Altınordu’ya dönüş yapıyorum. Bu süreç yaklaşık 7 ya da 8 saat sürüyor güzergahta ne kadar can dostumuz varsa elimizden geldiğince birebir ilgilenmeye çalışıyorum.

Bu güzergahtaki hemen hemen besleme yaptığım can dost sayımız ortalama 200 ün altına düşmüyor ki aracımın arkasına sadece bu besleme programında daha verimli olabilmek için özel römork satın aldım ve şehir merkezindeki birçok restoran, fırın ve bazı kurumların destekleri ile gıda,  ilaç, barınak malzemesi temin ediyor yetmediğinde kendi bütçemden gerekli mama ilaç ve lazım olan ne varsa satın alarak aracıma yükleyip bazen yanımda arkadaşım olarak bazen tek başıma güzergahtaki bütün dostlarımızı ziyaret ediyorum ve ayrıca da onlar benim yolumu da bekliyorlar.

Biz onlara gıda ilaç, barınak, sağlamaya hatta su sağlamaya çalışıyoruz.

Şafak bey bu dostlarımızın hastalıkları ile ben bir veteriner olmadığım için bu konuda Ordu ve Karadeniz’deki tek ÖZEL HAYVAN HASTANESİ’nin çok ciddi desteklerini görmekteyim. Kendilerine ne zaman ulaşsam sağ olsunlar hiçbir zaman kayıtsız kalmadılar ve her zaman gerek ilaç gerek tedavi gerekse mama desteklerini hep sağladılar ve sağlıyorlar da.

Şafak DELİÇAKAR: Ordu’da bildiğim kadarıyla bir tane özel hayvan hastanesi var. Bunun yanı sırada Altınordu, Ünye ve Fatsa’da birer tane hayvan barınakları var. Bu sayıları yetersiz buluyor musunuz? Bu hususta sizce neler yapılmalı? Ve atılması gereken adımlar nelerdir?

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey ORDU ÖZEL HAYVAN HASTANESİ evet bize her zaman destek oldular oluyorlar da, ancak bunlar yeterlimi? Değil.

Aslında çözüm çok basit şöyle ki;

Yerel yönetimlere biz zaman zaman çözüm için alternatif projeler sunduk fakat hep sözde masada kaldı.

Şimdi yeni seçilmiş yerel yöneticilere sizin de aracılığınızla yine sesleniyorum:

1-Çok acil gerek sokaklardaki gerekse doğada yol kenarlarındaki bu canları acilen kısırlaştırmamız gerekiyor.

2-Hasta olan bu canlarımız acilen tedavi etmeliyiz çünkü bulaşıyor ve yayılıyor mikroplar.

3-Çok acil barınaklar daha geniş ve bu canların daha rahat yaşayabilmeleri için inşa etmeliyiz.

4-Bu canların beslenmesi için yerel yöneticiler bölgelerindeki restoran fırın vb. gıda üretimi ve satışı yapan işletmelerle koordine olup artan günü geçen gıdaları belediye tarafından toplanarak bu canların beslenmesi için programlar yapılabilir ve böylece israfın da önüne geçmiş oluruz. 

Barınak sayımız maalesef yeterli değil bu konuya daha fazla ehemmiyet vermemiz gerekiyor

Şafak DELİÇAKAR: Son çıkan Hayvan Hakları Kanun düzenlemesi hakkında görüş ve düşünceleriniz nelerdir?

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey çıkan bu kanuna direk cevap veriyorum “DELİ SAÇMASI” diyorum

Yaşatmak kontrollü yaşatmak inanın öldürmekten daha kolay ve daha az maliyetli. Ben bu kanun yapıcıların iyi niyetinden pek emin değilim.

Şafak DELİÇAKAR: Ordu’da yalnızca Ordu Barosunun Hayvan Hakları Komisyonu ve bir de HAYTAP diye bildiğimiz bir yapı var. Hayvan Hakları konusunda Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’lara örgütlenmenin daha da çoğalması adına ne gibi çağrıda bulunmak isterseniz?

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey bütün STK ların grupların hatta her bireyin bu konuya dair daha hassas ve daha duyarlı olmalarını tavsiye ediyorum.

Hatta bu konuya dair özellikle seçilmiş kişilerin daha duyarlı olmasını öneriyorum.

Emin olun yaşatmak öldürmekten daha kolay ve ucuz.

Şafak DELİÇAKAR: Son olarak Ordu halkının hayvan hakları konusunda ki yaklaşımı ve hayvan sevgisi üzerine duyduğu hassasiyeti siz nasıl gözlemliyorsunuz? Halkımız bu konuda yeterli bilgi ve donanıma sahip mi? Değilse bilinçlendirme adına nasıl adımlar atılmalı?

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey Ordu halkının çoğunluğunu kırsaldan şehre göç etmiş insanlar oluşturmaktadır.

Hal böyle olunca da işin özünde şöyle bakıyorsunuz, bu insanlar köylerinde mahallelerinde hep hayvanlarla iç içe idi ve bu canların dilinden anlar dersiniz.

Maalesef durum böyle değil biraz duyarsızlık, ilgisizlik hatta şiddet var maalesef.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Şahin, haftanın röportajı sayfamıza konuk olduğunuz için çok teşekkür ediyor, bundan sonraki hayatınızda çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

AYDIN ŞAHİN: Şafak bey ben teşekkür ediyorum bu imkanı bize sağladığınız için

Buradan gerek besleme programımda gerek sağlık desteklerinde gerekse barınak oluşturmada bize destek olan tüm kurum ve kişilere çok teşekkür ediyorum. Son olarak şöyle diyorum: emin olun yaşatmak öldürmekten daha kolay ve daha ucuz, Saygılar.