Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 10:33 ORDU’DA AVCI DÜDÜK ÇALACAK
- 10:33 1.AMATÖR DE 2.HAFTA HEYECANI
- 10:33 SÜPERLERİN 4 MAÇLI GÜNÜ
- 10:33 ORDU 67 LİDERLE KAPIŞACAK
- 16:02 Erkılınç: Kurumumuz resmî ilan hakedişlerinin garantörüdür
- 16:01 HALK EKMEK FABRİKASI AÇILIYOR
- 15:29 ÜRETİCİLERE GEBE DÜVE DAĞITILDI
- 13:44 BAŞKAN GÜLER’DEN GÜRGENTEPE VE GÖLKÖY’E ÇIKARMA
- 13:25 ORDU’DA ORGANİZE SUÇ ÖRGÜTÜ OPERASYONU
- 13:25 DİKKAT: KIŞ LASTİĞİ UYGULAMASI
- 13:13 OKULLARIN YOLU ASFALTLA BULUŞTU
- 13:14 YILMAZ: BÜTÇE YENİDEN REVİZE EDİLMELİ!
- 13:04 MAVİ KUMBARALAR HER YERDE
- 12:57 SANCAKTAROĞLU: İHALELERDE COĞRAFİ KOŞULLAR GÖZ ÖNÜNDE TUTULSUN!
- 12:54 1 MİLYON MÜKELLEF E-DEFTER SİSTEMİNE DÂHİL OLUYOR
YILMAZ, SENDİKAL ÖRGÜTLENMEYE DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye Kamu-Sen Ordu İl Başkanı Hasan Ali Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın düzenlediği “Türkiye Yüzyılında Çalışma Hayatı, emeğin, Sendikal Örgütlenmenin ve İstihdamın Geleceği” temalı 13. Çalışma Meclisi toplantısında ele alınan konuları değerlendirdi.
Başkan Yılmaz, yaptığı konuşmada çalışma hayatında öne çıkan başlıklar ve Türkiye Kamu-Sen’in görüş ve önerilerini dile getirdi.
Yılmaz; “Geleceğe yön vermek; geçmişi bilmek, bugünü anlamak ve yarını görmekle mümkündür. Sürekli değişen ve dönüşen dünyamız yeni bir çağın eşiğinde, büyük doğum sancıları çekmektedir” dedi.
18. yüzyılın ilk çeyreğinde buhar makinasının icadı ile başlayan endüstrileşme süreci, binlerce yıllık toplumsal yaşamı kökünden değiştirmiş, devletleri temelinden sarsmış, yeni kavramlarla bambaşka bir dünyanın kapılarını açmıştır diyen Yılmaz, şöyle devam etti;
“Tarım toplumundan endüstri toplumuna geçilirken ortaya çıkan paylaşım sorunu, büyük toplumsal çatışmaların ardından demokrasi ve özgürlük, insan hakları, sosyal devlet, sendika, toplu sözleşme ve örgütlü toplum gibi kavramların hayatımıza girmesiyle bir nebze olsun çözülebilmiştir.
Elektrik gücünün yardımıyla seri üretime geçilmesi ve bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle otomasyona dayalı üretimi öngören gelişmelerin ardından, siber fiziksel sistemler, otonom davranış sergileyebilen yapay zekâ çalışmaları sonucunda, Sanayi Devrimi artık dördüncü aşamasına geçmiş bulunmaktadır.
Üretim sistemlerinin değişimi ve gelişimi, devletlerin ekonomi politikalarını, endüstri ilişkilerini, hukuki altyapıları ve gelirin paylaşımını da doğrudan etkilemekte, büyük toplumsal dönüşümlere önayak olmaktadır.
Endüstri 4.0 süreci, hiç kuşkusuz ki yalnızca işletmeleri değil çalışma ilişkilerini de kökünden değiştirecek gelişmelere gebedir. Öyle görünüyor ki, akıllı teknolojiler ve yapay zekâ, Sanayi Devrimi ile ortaya çıkan, bildiğimiz anlamdaki üretim, iş ve çalışan kavramını tamamen değiştirecektir.
Teknolojik gelişmedeki akıl almaz hız, bizlerin de bu dönüşüme bir an önce ayak uydurmamızı zorunlu kılmaktadır. Önümüzdeki değişim sürecinin toplumsal boyutları, Sanayi Devrimi ile kıyaslanamayacak ölçüde büyük olacaktır. Bütün tahminler işsizliğin artması, ücretlerin düşmesi, birçok mesleğin ortadan kalkması ya da yapay zekânın eline geçmesi, toplumda devlet algısının değişmesi üzerinde yoğunlaşmaktadır” diye konuştu.
Yılmaz, devamda ise; “Bu çerçevede artık kapımızdan içeri girmekte olan yapay zekânın, otonom sistemlerin, nesnelerin internetinin toplumumuza, kamu yönetimine, çalışma yaşamına, hukuk sistemimize, ekonomik ve sosyal politikalara nasıl yansıyacağının tespit edilmesi, fütürist bir yaklaşım olmaktan öteye hayati bir zorunluluktur.
Eğitim sisteminin yeni üretim metotlarına entegrasyonu, Hukukî altyapının geleceğe dönük olarak revizyonu, Yeni istihdam programlarının oluşturulması, Yeni örgütlenme modellerinin geliştirilmesi, Farklı aksiyon planlarının belirlemesi, Yeni sosyal politika önerileri, İnsan odaklı bir istihdam piyasasının inşa edilmesi, Yok olacak mesleklerle yeni ortaya çıkacak mesleklerin, yeni imkânların araştırılması, Yapay zekânın toplumsal yapı üzerinde yaratacağı etkinin hesap edilmesi, Kamu yönetimi ve kamu hizmetlerinin geleceğinin tespit edilmesi gibi konular,
Bürokrat, siyasetçi, işçi, işveren, memur, işsiz, akademisyen, Uluslararası Çalışma Örgütü gibi toplumun bütün kesimlerini ve ortaklarımızı içeren ve süreklilik arz eden bir platformda tartışılmalı, değerlendirilmelidir.
Çalışmalarda ortaya çıkacak sonuç, bizlere yeni bir dünyanın kapılarını açacak, kaçınılmaz olarak karşı karşıya kalacağımız bu süreçte, milli birlik ve beraberliğimizin muhafazasının anahtarı olacak, istihdam piyasasında bir toplumsal mutabakatın temelini teşkil edecektir. Bu doğrultuda 2018 yılında Türkiye Kamu-Sen’in Sendika 4.0 olarak adlandırdığı bir altyapı projesi bulunuyor.
Türkiye Kamu-Sen olarak, yol gösteren sendikacılık anlayışımız çerçevesinde, dünyadaki ekonomik ve toplumsal sistemleri köklü bir değişime zorlayacak olan sürecin, ülkemizdeki çalışma yaşamına, mevzuata, sendikacılığa, memurlara ve işçilere etkilerini ortaya koyacak, çalışma hayatının ve toplumsal kesimlerin, bu büyük dönüşüm sürecine zarar görmeden adapte olmasını sağlayacak bir altyapı hazırlanmasının zorunlu olduğunu düşünüyoruz.
Biz, Türk ve Türkiye Yüzyılına uygun bir kamu yönetimini oluşturacak, nitelikli bir kamu istihdamı ve Türkiye Yüzyılını omuzlarında yükseltecek, geleceğinden umut var olan bir kamu çalışanı için, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı hedeflerine uygun bir zihniyet değişimi istiyoruz.
Hizmet sınıflarına ilişkin sorunlar, personel istihdam biçimlerinde ortaya çıkan çoklu yapı, ödeme kalemlerindeki adaletsizlikler ve sosyal yardımların yetersizliği nedeniyle kamu çalışanları bütün fedakarlıklarına rağmen ülkenin en düşük maaş alan kesimi haline gelmiş, çalışma barışı büyük yara almıştır.
Sosyal güvenlik sistemindeki yanlış uygulamalar sebebiyle emeklilerimiz de çalışırken aldıkları maaşlara oranla son derece düşük maaşla yüz yüze kalmakta ve geleceğe dair umutlarını kaybetmektedirler. Yıllarını devlete hizmet etmekle geçirmiş emeklilerimizin, çalışma hayatı sonrasında da kendisi ve ailesine yetecek düzeyde bir emekli maaşına kavuşturulması için sosyal güvenlik sisteminde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.